Ulf Kristersson, Skane County'de Lars Kristersson ve Karin Kristersson'un çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi beş yıl sonra Eskilstuna'nın dışındaki Torshälla'ya taşındı. Kristersson gençliğinde bir jimnastikçi grubundaydı, 1983-1984 yılları arasında Uppland Alayı'nda takım komutanı olarak askerlik yaptı ve Uppsala Üniversitesi'nde ekonomi alanında lisans eğitimini tamamladı.

1985 İsveç genel seçimleri ile bağlantılı olarak Södermanland'daki Ilımlılar Gençlik Kolu'nun (MUF) kampanya sorumlusu olarak çalışan Kristersson, 26 Kasım 1988'de Beatrice Ask'ın yerine MUF'un yeni başkanı oldu.

1991 yılında merkez sağ Bildt Kabinesi iktidara geldi. Sosyal Güvenlik Komitesi'nde görev yapan Kristersson, kısa süre içinde hükümetin Sosyal Demokratlarla yaptığı kriz anlaşmasını şiddetle eleştiren biri haline geldi. O dönemde Kristersson, Bildt Kabinesi'ne yönelik eleştirilerini bazı açılardan destekleyen eski parti lideri Gösta Bohman ile yakınlaştı.

Lycksele Savaşı

İsveç'te o dönemler liberaller ve muhafazakarlar arasında önemli ideolojik ayrılıklar vardı. Tüm bunlar Lycksele'de 1992'deki kongrede patlak verdi ve Lycksele Savaşı olarak anılmaya başlandı. Liberal alternatif Kristersson kıl payı kaybetti.

Parlamento üyeliğinden ayrıldı

Kristersson Nisan 2000'de yeni parti lideri Bo Lundgren'in, sunduğu hizmetleri reddettiğini düşünerek parlamento üyeliğinden ayrıldı. Kristersson iki yıl boyunca özel sektörde, özellikle de dotcom çöküşünün kurbanlarından biri olan internet danışmanlık şirketi Adcore'da iletişim direktörü ve başkan yardımcısı olarak çalıştı.

Yeni Başbakan, 2003-2005 yılları arasında İsveç Evlat Edinme Merkezi'nin (Adoptionscenter) başkanıydı. Kristersson'ın başkanlık yaptığı dönemde merkezin, Çin'den kaçırılan çocukların evlat edinilmesiyle ilgilendiğine dair bilgiler ortaya çıktı.

Belediye Başkanı olarak geri döndü

Aktif siyasete 2002 yılında Strängnäs Belediye Başkanı olarak geri dönen Kristersson, 2006 yılına kadar bu görevi sürdürdü. 2006 yılında Stockholm'de sosyal refah ve iş bölümünden sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı olarak atandı. Fredrik Reinfeldt tarafından Kristersson'dan, parti için yeni bir aile politikası geliştirmekten sorumlu komiteye liderlik etmesi istendi. Ailenin tüm yardımlardan faydalanabilmesi için babaların bir ay babalık izni alması gerektiğini öne sürerek tartışmalara neden oldu. Bu, bireysel tercihlere odaklanan geleneksel Ilımlı Parti politikasıyla açıkça çelişiyordu.

Parti lideri oluyor

5 Ekim 2010 tarihinde Reinfeldt, Kristersson'u Sosyal Güvenlik Bakanı olarak atadı ve Kristersson, bu görevi dört yıl boyunca sürdürdü. 2014 seçimlerinden sonra Reinfeldt kabinesi istifa etti, ancak Kristersson bu kez Södermanland Bölgesi için yeniden Riksdag Milletvekili seçildi. Reinfeldt'in parti liderliğinden istifasının ardından Anna Kinberg Batra, Kristersson'ı Gölge Maliye Bakanı olarak atadı.

Betra'nın parti başkanlığından inmesinin ardından, 1 Eylül 2017'de Kristersson, Ilımlılar Partisi'nin liderliği için yarışacaını duyurdu, 2018'den bari parti liderliğini Kristersson sürdürüyor.

Politik görüşleri

The Local'da 2018 yılında yayınlanan bir siyasi profilde Kristersson'un, "Ilımlıların neoliberal kanadını temsil ettiği" belirtiliyordu.

Kristersson, mültecilerin İsveç toplumuna entegrasyonunu desteklediğini belirtmekle birlikte, zorunlu kültürel asimilasyon ve İsveç dilinin öğrenilmesi ile mültecilerin çalıştırılması ve vergi ödemesi gerektiğini savunuyor. Yeni Başbakan, 2019'da yaptığı bir konuşmada İsveç'in "umut besleyenlerin ülkesi", Ilımlılar'ın da, "umut besleyenlerin partisi" olmasının uygun düşeceğini ifade etmişti.

SD ile ilişkisi

Kristersson, parti liderliğini üstlendikten sonra başlangıçta İsveç Demokratları (SD) ile ittifak kurmayı reddetti, 2018 İsveç genel seçimlerinin ardından ise işbirliği yapmama politikasına son verdi ve resmi görüşmeler için SD liderliğiyle bir araya geldi.

2022 İsveç genel seçimlerinden önce Kristersson, Ilımlılar, İsveç Demokratları, Hristiyan Demokratlar ve Liberallerden oluşan bir sağ blok kuracağını öne sürdü, ancak SD'nin sağ blokun çoğunluğu kazanması halinde kendilerine kabine pozisyonları tahsis edilmesi talebine ilişkin belirsizliğini dile getirdi. Seçim sonuçlarının gelmesinin ardından Kristersson, SD'nin desteğiyle yeni bir muhafazakar hükümet kurma isteğinin sinyallerini verdi.

Mussolini'nin adımlarını takip ediyor: Giorgia Meloni kimdir?

Yoksulluk, ırkçılık, skandal: Ama durun Bolsonaro hâlâ yenilmedi