Görünmez Tehdit: Antarktika'da 1 Gram Kar Kütlesinde Tespit Edildi
Hava kirliliğine neden olan ince parçacık PM 2,5'in bir bileşeni olan siyah karbon yaygın olarak 'kurum' adıyla biliniyor. İklim ve Temiz Hava Koalisyonu'nun (CCAC) verilerine göre atmosfere 2019'da yaklaşık 5,8 milyon ton siyah karbon salındı. Atmosferdeki ömrü 4 ile 12 gün arasında değişen ve birim kütle başına karbondioksitten 1500 kat daha güçlü bir ısınma etkisine sahip olan siyah karbon emisyonlarının yüzde 43'ü küresel olarak hane halkının kullandığı enerji nedeniyle oluşuyor.
Siyah karbonun insan sağlığı, tarım, ekosistemler ve iklim üzerine etkilerine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Onat, bu maddenin ana kaynağının kömür, dizel yakıt, benzin ve biyokütle olarak adlandırılan odun ya da biyoyakıtların eksik yanması olduğunu, eksik yanma sırasında atmosfere verilen siyah karbonun kentsel ortamlarda her yerde bulunabileceğini belirtti.
Kentsel atmosferdeki konsantrasyonların yakıt türüne, yanma prosesinin verimine ve meteorolojik faktörlere göre değişkenlik gösterdiğini kaydeden Onat, "Ama bir örnek verecek olursak bir dizel aracın egzozundan çıkan partiküllerin yaklaşık yüzde 75'i aslında siyah karbondur. O yüzden kentlerde en önemli kaynaklardan biri dizel yakıt kullanımıdır diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Küresel ısınmaya neden olan sera gazları arasında birinci sırada karbondioksit, ikinci sırada ise metan gazının geldiği bilgisini paylaşan Onat, üçüncü sırada siyah karbonun bulunduğunu, yer yüzeyinde metrekare başına ortalama 0,6 vatlık bir ilave ısınmanın siyah karbon nedeniyle oluştuğunu vurguladı.
Partikül maddenin ışığı emen kısmı olan siyah karbonun, çok önemli bir hava kirletici olduğuna ve sera gazları tek bir mekanizmayla atmosferi ısıtırken siyah karbonun iklimi üç farklı mekanizmayla etkilediğine dikkati çeken Onat, söz konusu mekanizmaları şu sözlerle açıkladı:
"Eğer atmosferde siyah karbon varsa doğrudan güneş ışığını emer ve atmosferin ısınmasına sebep olur. İlk mekanizma budur. İkinci mekanizma ise atmosferdeki siyah karbon, kar ve buz gibi yüzeylere çökeldiğinde yüzeyi kirletir ve o yüzey güneş ışığının yansıtma oranını değiştirir. Mesela kutupları düşünelim. Siyah karbon ile kirlenmeyen bir temiz kar yüzeyi uzaydan gelen güneş ışığının yaklaşık yüzde 90'ını geri yansıtır ama siyah karbonla kirlendiğinde bu yansıma oranı azalır ve o yüzey, güneş ışığını daha çok emer ve daha çok ısınmaya neden olur. O yüzden buzulların ve kar yüzeylerinin erimesini hızlandırır. Bu ikinci mekanizma. Üçüncü mekanizma da eğer atmosferde siyah karbon varsa bulutlarla etkileşime girer, temiz bulut siyah karbonla kirlenmiş bulut haline gelir. Bulutun içinde siyah karbon olunca bu sefer yine güneşten gelen ışığı daha çok içine çeker, bulutun ömrü kısalır, çökelme özellikleri değişir ve atmosferin daha fazla ısınmasına neden olur."
Siyah karbon kaynaklı kirliliğin son yıllarda kutuplara kadar ulaştığından ve kar yüzeylerinin renginin beyazdan griye dönüşünde etkisinin bulunduğundan bahseden Onat, Antarktika'da 1 gram kar kütlesinde yaklaşık 3 nanogram siyah karbon tespit edildiğini aktardı.
Dünyada farklı şehirlerde siyah karbon konsantrasyonlarının izlenip takip edildiğinden bahseden Onat, siyah karbonun şehirlerdeki ortalama konsantrasyonunun metreküpte 5 ile 20 mikrogram arasında değiştiğini kaydetti.
Onat, siyah karbonun insan sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Partikül madde içinde siyah karbon oranı yüksekse sağlığa olumsuz etkilerinde artışa sebep oluyor. Çocuklarda astım riskini tetikliyor, solunum yolu hastalıklarının daha ağır geçmesine neden oluyor. Atmosferde siyah karbon ve ozon bir aradaysa ki kentsel ortamda ozon da var, o da bir kirletici olarak karşımıza çıkıyor. Akciğer hasarının daha fazla olduğunu gösteren çalışmalar var."
Bireysel olarak siyah karbon kirliliğinden korunabilmek için hava kalitesinin kötü olduğu günlerde dışarıda geçirilen vaktin asgariye indirilmesi, dışarı çıkılması gerekiyorsa da maske kullanılması tavsiyesinde bulunan Onat, yakıt kaynaklı siyah karbon kirliliğinin önlenebilmesi amacıyla özellikle mobil kaynaklarda siyah karbon tutucu filtre kullanılması gerektiğine değindi.
Onat, kent içi toplu ulaşımda raylı sistemlerin ve elektrikli araçların kullanımının yaygınlaştırılmasının da siyah karbon yükünün azalmasını sağlayacağını sözlerine ekledi.