Estetik sonrası dudağı çürüyen Songül'ün hukuk mücadelesi devam ediyor
Antalya'da aşçılık yapan 3 çocuk annesi Songül Uzunoğlu, gözaltı torbalarından kurtulmak için arkadaşlarının tavsiyesi üzerine 2019 yılının şubat ayında Muratpaşa ilçesi Lara turizm bölgesindeki güzellik ve estetik merkezine gitti. Uzunoğlu'na, göbek bölgesinden alınan yağın, yüz bölgesinin dolgusunda kullanılacağı, operasyonun çok kalıcı, ekonomik ve 2 yıl garantili olduğu söylendi. Estetik merkezindeki yetkililerle görüşen ve mart ayı başında ameliyatının yapılmasını isteyen Uzunoğlu, operasyon için 5 bin 500 lirayı nakit ödedi.
Operasyon başarısız oldu
Mart ayında, Uzunoğlu'nun yanaklarına yapılan ve kalıcı olacağı söylenen dolgu, kısa süre sonra yok oldu. Operasyonun başarısız olması nedeniyle Uzunoğlu, nisan ayında ikinci kez aynı operasyonu geçirdi. Yüzündeki dolgu işlemi tamamlanmadan, ameliyatı yapan doktorlar, “Alt dudağınıza da dolgu yapalım, çok daha iyi görünür" dedi.
Alt dudağına yapılacak işlem için gün sayan Songül Uzunoğlu'na, nisan ayında yapılan ikinci operasyon da sonuç vermedi. Doktorlar, geçen yıl mayıs ayında Uzunoğlu'nu üçüncü kez estetik operasyon için merkeze çağırdı. Uzunoğlu'nun göbek bölgesinden alınan yağ dokusu yanaklarına uygulanırken, alt dudağına da dolgu yapıldı.
Yapılan tüm işlemler için estetik merkezine 7 bin 500 lira ödeyen Uzunoğlu'nun yüzüne ve dudağına yapılan dolgu kısa sürede kayboldu. Bunun üzerine 18 Kasım'da Uzunoğlu'nun göbek bölgesinden alınan yağ dokusu, 4'üncü kez yüzüne, ikinci kez de alt dudağına dolgu olarak kullanıldı.
Dudağı çürüdü şikayetçi oldu
Son operasyonun ardından bir sabah uyandığında çene altında morluklar ile alt dudağında siyahlaşma ve çürüme olduğunu gören Uzunoğlu, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi'nde tedaviye alındı. Uzunoğlu, estetik operasyonları yapan doktor E.D. ile tıp merkezi hakkında şikayetçi oldu.
Prof. Dr. Özkan sahip çıktı
Alt dudağının büyük kısmını kaybeden çaresiz kadın, AÜ Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından muayene edildi. Prof. Dr. Özkan, zarar gören dudağı eski haline getirmek için bir dizi operasyona başladı. Songül Uzunoğlu'nun dudağına, Prof. Dr. Özkan tarafından iki kez operasyon yapıldı.
'Usulsüz raporlar süreci uzatıyor'
2019 yılında yaşadığı kötü bir uygulama sonucu alt dudağını kaybettiğini anlatan Songül Uzunoğlu, 2019 yılında başlayan hukuk sürecinde hala bir ilerleme kaydedilmediğini ifade etti. Uzunoğlu, "Bunun nedeni hatalı operasyon yapan merkezle alakalı. Bu uygulamayı yapan insanların benimle ilgili raporları usulüne uygun tutmadıkları görülüyor. Dosyam üç kez Adli Tıp Kurumu’na gitti ve geri döndü. Bu insanların tuttuğu usulsüz raporlar sürecin uzamasına neden oluyor" ifadelerini kullandı.
Dosya dördüncü kez adli tıpa gitti
Dosyasını inceleyen Cumhuriyet Savcısının üst yazıyla dördüncü kez dosyayı Adli Tıp Kurumu'na gönderdiğini aktaran Uzunoğlu, "İnşallah bunun üzerine raporumun düzenleneceğini düşünüyorum. Tüm evrakım dosyamda mevcut. Fakat hukuk sürecinin yavaş ilerlemesi mağduriyetimi artırıyor" dedi.
Tabip Odası, 'Doktor hatalı değil' dedi
Tabipler Odası'ndan gelen raporun da kendisini etkilediğini söyleyen Uzunoğlu, "Gelen rapor doktorun suçsuz olduğu yönünde düzenlenmiş. Raporda 'doktor hatalı değildir', deniyor. Ben bunun dışında Sağlık Bakanlığı'na şikayette bulunmuştum. Sağlık Bakanlığı'ndan gelen raporlarda ise, 'Bu kişinin bilgisi eksiktir, dikkat dağınıklığı vardır. Damara çok yoğun miktarda yağ enjekte ettiği için damar tıkanmıştır' deniyor. Fakat, raporun sonunda işlemi yapan doktorun yetkisinin olup olmadığının araştırılması isteniyor. Burada da eksikler var. Ben bu eksiklerin giderilmesini istiyorum" diye konuştu.
Çok sayıda mağdur var
Bu durumu yaşayan mağdurun sadece kendisi olmadığını ifade eden Songül Uzunoğlu, "Ben öne çıkabilenim, cesurca sesimi duyurabilenim. Bu merkezin zarar verdiği o kadar çok mağdur bana ulaşıyor ki. Onlar benim kadar cesur olamıyor. Öne çıkamıyorlar. Tek mağdur ben olsaydım milyonda bir ihtimal o da beni buldu, olabilir, kötü şans diyebilirdim. Fakat bu merkezde insanlara ciddi zararlar veriliyor. Bu merkez halen faaliyetlerini sürdürüyor. Bu demek oluyor ki halen bu merkezde operasyon gören insanlar zarar görebilir, bu gerçekten çok üzücü" ifadelerini kullandı.
İşimi ve ruh sağlığımı kaybettim
Tüm bunların dışında çok zorlu bir süreç yaşadığını aktaran Uzunoğlu, "Prof. Dr. Ömer Özkan bana sahip çıktı, dudağımda iyileşme süreci var. Ancak bunun ruhsal ve psikolojik boyutları var. Ekonomik boyutu da var. 2 yıl içerisinde hayatım tamamen durdu. İşimi ve ruh sağlığımı kaybettim. Çok ciddi tedavi süreci yaşadım, hala da devam eden bir süreç var. Yine de ben güçlü ve dik durmaya çalıştım. Hukuksal süreçte de bir ilerleme kaydedilmesini istiyorum" diye konuştu.
Uzlaşmaya başvurduk
Geçen haftalarda uzlaştırma bürosuna başvurduklarını söyleyen Uzunoğlu, "Tazminat davaları öncesinde böyle bir prosedür varmış. Bu adımı böylece atmış olduk. Uzlaşmada ikinci oturum yapıldı. Fakat karşı taraftan yapıcı adım gelmedi. Önümüzdeki hafta tazminat davası açıyorum" dedi.
"Hukuk mücadelem sürecek"
Hukuk mücadelesinin devam edeceğini ifade eden Songül Uzunoğlu, şöyle konuştu:
"Yaşadığım o zor günler nedeniyle bir kadın olarak çok yıprandım, görüntüm değişti. Kadınlar bu operasyonu 15 günde bir yaptırabiliyor. Bu çok büyük operasyonların yapıldığı bir uygulama değil. Ben bu sürece göz altlarımdaki torbalanma ile başladım. Çalışmak zorundayım, tek başına ayakta durmaya çalışan bir kadınım. Daha güçlü durmam gerekiyor. İçinde bulunduğumuz toplumun da baskısı oluyordu, göz altlarıma operasyon yaptırmam yönünde. Bir yıl biriktirdiğim parayı o merkeze verdim. Sonucun böyle olması beni çok fazla üzüyor. Benim yaşadığım mağduriyeti başkaları yaşamasın. Hukuki sürecin tamamlanması içimi rahatlatacak. Çektiğim acıların kimsenin yanına kalmasını istemiyorum. Ben aylarca beslenemedim, su içemedim. Gıdasızlıktan bayılıyordum. İnsanların elini kolunu sallayarak benim gibi birçok insanı mağdur edip hayatlarını sürdürmelerini istemiyorum. Adaletin yerine gelmesini istiyorum. Ben yine hayatıma devam edeceğim, güçlü olmaya çalışacağım. Sonuna kadar hukuk mücadeleme devam edeceğim. İnanıyorum ki adalet yerini bulacaktır. Hayatımda mutlaka bir şeyler ilerlemek zorunda, ben bir kadın olarak, bir anne olarak dik durmam gerektiğini biliyorum. Sureci sonun kadar takip edeceğim."