Akrep Nalan yaşamını yitirdi

Bir süredir solunum yetmezliği nedeniyle tedavi gören Füsun Nalan Açın, bakıcısı tarafından bu sabah evinde ölü bulundu. 1978 yılında oynadığı at yarışında altılı tutturduğu atın adının 'Akrep' olması nedeniyle çevresi tarafından takılan bu lakabı, ilerleyen yıllarda sahne adı olarak da kullanan Akrep Nalan'ın ölümü; yakınları, sevenleri ve sanatçı dostlarını yasa boğdu.

İki albüm çıkardı

Füsun Nalan Açın, Ankara'da 26 Nisan 1954'te doğdu. Vasfi ve Hasibe Açın'ın tek çocuğuydu. Ankara'da Bahçelievler Alparslan İlkokulu'nda, ortaokulu Adana Kız Lisesi ve Uşak Ticaret Lisesi'nde tamamladı. 1972-1980 yılları arasında Şaban Karamancı Demir Çekme Fabrikası, Ahmet Karamancı Oksijen Fabrikası ve İnterfarma A.Ş.'de muhasebeci olarak çalıştı. Bu yıllarda Ankara Sanatevi'nde tiyatro çalışmaları yaptı. Hamdi Ortadirek isimli müzikli orta oyununda Erol Demiröz, Savaş Yurttaş, Selçuk Uluergüven ve Şener Kökkaya ile aynı sahneyi paylaştı. Çocukluğundan beri müzikle ilgili olan Açın, ilk profesyonel sahne çalışmasını 1980 yılında gerçekleştirdi.

Dizi ve filmlerde oynadı

Takip eden yıllarda İstanbul ile Türkiye'nin her yerinde şarkı söyledi.

1991 yılında Vedat Sakman ve Halis Bütünley'in desteğiyle çıkardığı ilk albümü 'Dağ Çiçeği' ile tanındı. Daha sonra Selim Atakan'ın desteği ile 1994 yılında 'Zil Zurna Sevdalar' başlıklı ikinci albümünü yayınladı. İlk iki albümde yer alan 'Fani Dünya', 'Halikarnas' ve 'Karlar Düşer' parçaları ile ses getirdi. Zirvedekiler (1994), Baskül Ailesi (1997), Hayat Bilgisi (2003-2005), Peki Olur Şekerim (2003) ve Aşk Mahkumu (2004) dizi ve filmlerinde de oynadı.

Komşusu: Kalp masajı yaptım ama geç kalınmıştı

Yaşamını yitiren Akrep Nalan'ın cenazesi Eski Çeşme Mahallesi'ndeki evinden alınıp, Konacık Mahallesi'ndeki Bodrum Belediyesi Cenaze İşleri Müdürlüğü morguna kaldırıldı. Cenaze evden çıkartılırken, komşuları ve sevenleri gözyaşlarına boğuldu.

Acılarının büyük olduğunu söyleyen ve Akrep Nalan'ın solunum yetmezliği sorunu bulunduğunu belirten 13 yıllık komşusu Özlem Orpak, "Akciğerlerinde buzlanma vardı. 7 Mart'ta hastaneye yatacaktı. Kendisi için solunum cihazı alınmıştı. Bakıcısı sabah bana gelip, 'Ablam iyi değil' dedi. Bunun üzerine yanına gittim, kalp masajı yaptım ancak geç kalınmıştı. Ambulansı çağırdım. Gelen doktorun söylediğine göre solunum yetmezliğinden yaşamını kaybetmiş. Biz birbirini seven komşulardık" dedi.

Kırmızı Oda dizisine 'hırsızlık' davası