300 yıllık su değirmenini tekrar çalıştırıp organik un üretmeye başladılar
FERİT DEMİR
Tunceli'de geçmişi 300 yıl öncesine kadar dayanan eski bir su değirmeni, orijinal haliyle restore edilip tamir edildikten sonra tekrar un üretmeye başladı. İstanbul'da yaşayan iş insanı Mehmet Ali Yıldız tarafından tekrar hayata döndürülen su değirmeni ile bölgede bir vatandaştan temin edilen, geçmişi 600 öncesine dayanan ata tohumu bir buğday cinsi üretildi. Bu buğdaylar su değirmeninde öğütülerek organik unlar üretildi. Organik unlar Ankara, İstanbul ve batı illerinde özel sipariş veren müşterilerin adreslerine gönderiliyor.
Tuncelili iş insanı Mehmet Ali Yıldız konuyla ilgili Halk TV muhabiri Fert Demir'e yaptığı açıklamada "Hem doğduğum topraklara diyet borcumu ödemek hem bölge halkına yararlı olmak hem de ata tohumu buğdayların ekimini teşvik etmek için bu işe gönüllü olarak girdim" dedi.
Tunceli'nin Pertek ilçesi Çay köyünde 3 kuşak öncesinde dedelerinden kalan su değirmenini tamir ettirerek orijinal haline döndürüp un üretmeye başlayan değirmenin sahibi Yıldız, yaptıkları çalışmalar ile ilgili olarak şunları söyledi;
"Bugün biz burada yok olan bir kültürü canlandırdık. Yani 'Buğdayın tarladan eve gelişi nasıl olur?' Bizim buralarda Harman ritüeli denilir. Buğday harmanda ayırt edilir geleneksel törenle mühürlenir. Doğanın hakkı doğayı verilir, komşunun hakkı verilir ve son olarak buğday sahibi kendisine kalanı evine getirip değirmene götürüp öğütür. Biz bugün bu töreni tekrar canlandırdık. Biz buradaki köylülere katkı amacıyla yaptık bunu. Anka-Dersim grubu dedik bu işe. 6 yıldır bunun çalışmasını yapıyoruz. Son iki yıldır üretim alanında güzel işler başardık. Bizim harman kültürü yüzlerce yıllık bir gelenek biz o geleneği yaşatmak için çabalıyoruz"
Mehmet Ali Yıldız 'Burada asıl amaç üretilen ürünün ortaklaştırılması" diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü;
"Üretilen ürünün sadece üreten kişiye ait olmadığı, komşunun hakkının olduğu. Doğada yaşayan canlıların hakkının da olduğu gerçeği ile biz bu üretime başladık. Buradaki amaç, ortaklaştırma kültürü bizi çok önemli bir yola koyuyor. Bu kültürün yaygınlaştırılmasıyla bölgede öncü olmak istiyoruz. Biz bu töreni özellikle bugün gerçekleştirdik ki insanlar bilsin görsün ve uygulasın. Biz sadece kendimize değil üretimi gelecek kuşaklara da yapmalıyız mantığıyla yola çıktık"
Yıldız üretilen buğdayın çok özel bir tohum olduğunu da sözlerine ekleyerek şunları belirtti;
"Bugün burada hasadını yaptığımız buğday tohumu yaklaşık 600 yıllık. Mazgirt ilçemizde Mehmet amca olarak bilinen bir hemşehrimiz verdi. Tamamen bölgeye has bir tohum ve hiç bozulmamış tamamen orijinal ve organik. Buğdayın türü ise aşure buğdayı olarak bilinen tür. Bu bölgede çok eski bir tohum ve unu çok lezzetli. Çok özel bir aroması var ve ekmeği inanılmaz lezzetli. Biz bu buğdayın bölgede üretimini yapıyoruz ve tohumları saklayıp geri kalanını bu değirmende kepekli olarak üretip pazarlıyoruz. Kazancımızı ise üreten herkes ile bölüşüyoruz"
Mehmet Ali yıldız su değirmeninin çok eski bir gelenek olduğunu, su ile çalıştığını 3 kuşak önce atalarının bu işi yaptığını belirterek şöyle dedi;
"Moderinite ile birlikte her şey ruhsuzlaştı. Güzellik doğallık yok oldu. Üretim araçları da ruhsuzlaştı. Benim dedem değirmenciydi onun babası da değirmenci. Ondan öncesini bilemiyoruz. Babam da değirmenciydi. Şimdi biz hayata geçirdik. 6 yıllık bir emek sonrası üretime başladık.
Türkiye'de birkaç tane var ama hobi için yapılmış. Biz bölgenin üretimini geliştirmek için yapıyoruz. Unlar kepekli üretiliyor ve taşlar arasında un haline dönüşüyor. Taş değirmenin en önemli özelliği düşük devirde çalışması, böylece buğdayın içindeki protein değeri yok olmuyor. Ama elektrik ile çalışan değirmenlerde proteinler yüksek devirde yok oluyor çoğunlukla. Bu değirmende buğday özelliğini kaybetmiyor ve tamamen organik bir un türü ortaya çıkıyor"
Mehmet Ali Yıldız açıklamasının sonunda su değirmeninin nasıl çalıştığını da anlatarak değirmenin suyun basıncı ile çalıştığını, iki taşın hareket etmesi sonrası unların bu iki taş arasında kepekli olarak organik halde üretildiğini belirtti.
Mehmet Ali Yıldız, harman hasadı töreni sonrası üretilen organik unlardan kendileri tarafından pişirilen ve yörede 'zerfet' olarak bilenin yöresel yemeği tereyağı ile yaparak törene katılanlara dağıttı.
Salgında toplumsal ayrışma tehlikesi
Aşıda 5 milyonluk boşluk: Sağlık Bakanlığı kayıt dışı göçmenleri görmüyor!