Tıp Fakültesi Dekanı: "Aile içerisinde bile gerekirse maske ile oturulsun"
COVID-19 salgınına karşı yeni tedbirler alınırken Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen yoğun bakım doluluk oranlarına dikkat çekerek bulaşma hızını kırmak için yapılması gerekenleri açıkladı.
"Bugün itibarıyla yoğun bakım ünitemizdeki doluluk oranı, Nisan ayındaki doluluk oranını aşmış durumda" diyen Gönen, "Bu nedenle iki hafta boyunca bu bulaşma hızını kırmamız lazım. Kimseyle görüşülmesin, mümkünse telefonla görüşmeler yapılsın. Aile içerisinde bile gerekirse maske ile oturulsun. Bu iki hafta çok önemli" dedi.
"Yoğun bakım doluluk oranı Nisan'ı aştı"
Prof. Dr. Gönen'in açıklamaları şöyle:
"Nisan'da gördüğümüzden çok daha büyük sayıda bir bulaşma hızı ile karşı karşıyayız maalesef. Virüsün bulaşması arttı ama öldürücülüğü azalmadı. Biz salgının ilk aylarında testi pozitif olanların hepsini hastaneye yatırıyorduk ve çok sayıda hastayı aynı anda taburcu edebiliyorduk.
"Şu anda testi pozitif olan ama semptomu olmayanların tedavisi evlerinde sürüyor. Yatırdığımız hastalar ise ciddi sağlık sorunları, diyabeti, hipertansiyonu, böbrek hastalığı veya kronik başka bir hastalığı olan, risk grubundaki hastalar. Bunların da maalesef tedavileri daha uzun sürüyor. Yoğun bakım ünitelerimizde de bu tür hastalardan oldukça fazla.
"Bugün itibarıyla yoğun bakım ünitemizdeki doluluk oranı, Nisan ayındaki doluluk oranını aşmış durumda. Servislerimiz de hızla doluyor."
"Sahadaki bulaşmayı en aza indirmek zorundayız"
Salgınının, hastaları tedavi ederek bitirilemeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Gönen, şöyle konuştu:
"Sahadaki bulaşmayı en aza indirmek zorundayız. Bunun için de ilave tedbirler çok gerekli. Oldukça fazla oranda aile içi bulaşlar ile karşılaşıyoruz. Yine sosyalleşilen ortamlarda, kafeler, restoranlarda, arkadaş ortamlarındaki bulaşların fazla olduğunu görüyoruz. Bu nedenle iki hafta boyunca bu bulaşma hızını kırmamız lazım. Kimseyle görüşülmesin, mümkünse telefonla görüşmeler yapılsın. Aile içerisinde bile gerekirse maske ile oturulsun. Bu iki hafta çok önemli. Yoksa daha ciddi bir sıkıntıya hem şehir olarak hem de ülke olarak gireriz, diye düşünüyorum.
"Neden iki hafta diyorum? Çünkü bulaşma hızı böyle giderse bir hafta içinde pozitif hasta sayısı, ondan sonraki bir hafta içerisinde de yoğun bakım ünitelerindeki sayı artıyor. Yoğun bakım ünitelerimizin kilitlenmemesi gerekiyor. Yoğun bakıma gidecek hasta sayısını, yatacak hasta sayısını minimize etmemiz gerekiyor ki sağlık sistemi kilitlenmesin. Şu anda kapasitede halen sorun yok ama bu yoğunlukta giderse iki hafta sonrasında çok daha başka tedbirleri zorunlu olarak almak zorunda kalırız."
"Çocuk hastalar da Nisan'a göre fazla"
Prof. Dr. Gönen, salgının bu döneminde çocuk hastalarda da artış görüldüğüne dikkati çekti:
"Çocuk hastalıkları kliniğindeki hocalarımızdan aldığımız bilgilere bakarsak, Nisan ayında görmediğimiz kadar çocuk COVID vakaları görüyoruz. O dönemde çocuk yoğun bakımlarımızda hastamız yok denecek kadar azdı. Şu anda yoğun bakım ünitemizde de ciddi sayıda COVID hastası çocuklar yatıyor. O zaman görmediğimizden daha fazla çocuk hasta ile karşı karşıyayız. Bu da yine virüsün bulaşma hızının artması ve aile içi bulaşların yaygınlaşmasıyla alakalı."
"Aşı çıktı diye rehavete kapılmak için çok erken"
Aşıyla ilgili yaşanan ümit verici gelişmelere de değinen Prof. Dr. Gönen, aşı gelecek diye rehavete kapılmanın da çok tehlikeli olduğunu vurgulayarak şu uyarılarda bulundu:
"Aşıyla ilgili elimizdeki veriler ümitli. Hem ülkemizde hem dünyada, faz 3 çalışmalarında sona yaklaşıldı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde biliyorsunuz Çin (Sinovac) ve Alman (BioNTech) aşısının Faz 3 çalışmalarına dahil olduk. Çin menşeili aşının Faz 3 çalışmaları devam ediyor. 500 gönüllüye ulaştık aşılamada. Alman menşeili aşının ise Faz 3 aşılamaları bizde bitti. 60 gönüllüye yaptık. Sonuçları ilgili merkeze ilettik. Verileri onlar değerlendirip sonuçları açıklayacaktır.
"Yalnız şunu söylemek durumundayım, aşı toplumda rehavete yol açmamalı aşının realize olup halkın kullanımına geçebilmesi için en az 3 ay daha var önümüzde. Tamam çalışmaların ara sonuçlarında başarı yüzde 90'ın üzerinde diye açıklandı ama bu etkinin antikor takibinin de yapılması gerekiyor. Antikorun ne kadar süreyle kaldığının tespit edilmesi gerekiyor. Bunların hepsi bir zaman alacak. Onun için öngörüsü için de 3 ay var. Dolayısıyla 3 ay daha, sıkı tedbirlere devam etmemiz gerekiyor, kendi tedbirimizi sürdürmek zorundayız." (DHA)