Son Dakika | Özgür Özel Erdoğan'ı Meclis'e çağırdı! "Savunmaya gel bekliyorum"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Grup Toplantısı’nda 2026 yılı bütçesini sert sözlerle eleştirdi. Konuşmasına küresel ilkelerle başlayan Özel, “Hukuksuzluk ve otokrasinin olduğu yerde de yoksulluğun geldiği insanlığın ortak kazanımı. Hangi kıtaya giderseniz gidin, nereye bakarsanız bakın” dedi.
Özel, otokratik yönetimlerin yoksulluğu getirdiğini belirtti:
- “O ülke eninde sonunda baş aşağı gidiyor. Nerede adalet var, nerede demokrasi var? O ülkeler zenginleşiyor.”
2026 bütçesini “taşınamayacak” ölçüde açıkla başlatıldığını söyleyen Özel, rakamları şöyle paylaştı:
- “Bütçe geliri 16,2 trilyon, gideri 18,9 trilyon. Bütçe açığı 2,7 trilyon. Faiz giderlerinin yüzde 40 artacağı, 2,7 trilyon olacağı öngörülüyor.”
Özel, dolaylı vergilerin hâkimiyetini ve çiftçiye ayrılan yetersiz desteği de hedef aldı:
- “Dolaylı vergi yüzde 63. Zengin fakir ayırmayan, dünyanın en vicdansız vergisi. Gelir vergisi yüzde 25. Toplamda 88. Kurumlar vergisi yüzde 11. Vergilerin yüzde 88’ini gariban vatandaş ödüyor, parayı kazanan yüzde 11.
- Kanun diyor ki çiftçiye milli gelirin yüzde 1’i verilir. 772 milyar vermesi gereken devlet sadece 168 milyar ayırmış. Beşte biri.”
"ÜÇ MAAŞ TAYYİP BEY'E GİDİYOR"
CHP Lideri Özel, en büyük vergi yükünün sabit gelirlilere yüklendiğini vurguladı:
- “Gelir vergisinin artış oranı yüzde 66. Kurumlar vergisinin artış oranı yok. Yüzde 1,5 düşmesi öngörülüyor. Ücretlilerin 12 aylık maaşlarının ortalama üç tanesi vergiye gidiyor. Üç maaş Tayyip Bey’e gidiyor, dokuz maaş kalıyor.
- 2026’da 40 haramiler için 768 milyar liralık vergi muafiyeti koymuşlar. Çiftçiye 772 milyar vermesi gerekirken 168 milyar ayırmışlar.”
Çiftçilerin üretimden koparıldığını, tarımın ithalata bağlı hale geldiğini belirten Özel, bu politikaların sonuçlarını şöyle açıkladı:
- “Ortalama çiftçi yaşı 58’e çıktı. Üç genç çiftçiden ikisi ‘asgari ücretle iş bulursam ekmem, dikmem’ diyor. Türkiye’de gıda enflasyonuyla dünyada birinciyiz.”
"BÜTÇE 40 HARAMİLERE YAZILMIŞ"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın bütçeye “istikrar ve refah bütçesi” demesini eleştiren Özel şöyle konuştu:
- “Kimin için istikrar bütçesi? 40 haramiler için. Kimin için refah bütçesi? Bir grup zengin için.”
ERDOĞAN'A MECLİS'E GEL ÇAĞRISI
CHP Lideri Özgür Özel, konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan’a doğrudan seslendi:
- "Şimdi buradan bir çağrıda bulunmak isterim.
- Biz bir gün bu grup meclise girmeyince panikleyen Erdoğan'a söylüyorum. Panikleyen Erdoğan'a. Seni meclise çağırıyorum.
- Ben de orada olacağım. Grubum da orada olacak. Bütçeler yürütmenindir ve geleneğimize göre bu son rejime kasteden anayasa değişikliğinden sonra mümkün ama yardımcısı da sunar demiş gelmiyor. Hani biz meclise gelmeyince bunu meclise saygısızlık dedin ya.
- Seni bütçeni savunmaya meclise bekliyorum. Öyle tek başına gelip davet edilip kendi kendine konuşup çıkın çıkıp gittiğin gün değil. Geleceksin bütçeni savunacaksın. Muhalefeti dinleyeceksin. O Demirellerin, Ecevitlerin, Erbakanların, İnönülerin gösterdiği cesaretini gösterip bu bütçe için milletin vekilinin gözünün içine bakacaksın.
"CESARETİN VARSA MECLİS'E GEL"
- Hadi bakalım Erdoğan. Hodri meydan. O gün bütçenin sunulduğu gün Cumhuriyet Halk Partisi millete saygısından mecliste diyordun ya. Millete saygı göstermediler gelmemişler. Varsa saygın varsa cesaretin gel meclise savun bütçeni.
- Dinle beni. Millet görsün kim yanında kim karşısında. O eski bütçelerin o liderlerin gelip başbakanların bütçeyi savunduğu ana muhalefetin, diğer muhalefetin eleştirdiği o demokrasi günlerine şu kadarcık olsun şu kadarcık olsun cesaretin varsa gel dönelim. O zaman gelirsen bütçeni anlatırsan, savunursan eleştirilere cevap verebilirsen eleştirilere katlanırsan o zaman sen demokratlar arasında belki bir kez daha adın geçebilir. Yoksa sarayında oturan bir otokratın bu meclise söyleyecek tek kelimesi yoktur."
Özel'in konuşması şöyle:
Hukuksuzluk ve otokrasinin olduğu yerde de yoksulluğun geldiği insanlığın ortak kazanımı. Hangi kıtaya giderseniz gidin, nereye bakarsanız bakın.
Eğer bir yerde otokrasi yani kararların tek adam ya da çevresindeki bir zümre tarafından alınıp dayatıldığı bir ülke varsa orada hukuksuzluklar diz boyuysa o ülke eninde sonunda baş aşağı gidiyor. Nerede adalet var, nerede demokrasi var?
O ülkeler zenginleşiyor. İşte bu evrensel bilgilerin ışığında 2026 bütçesi sunuldu. Ve maalesef maalesef bu bütçeye Cumhurbaşkanı yardımcısı istikrar ve refah bütçesi dedi. Bakalım istikrar ve refah bütçesine. Bütçe geliri bunlar hep beklenenler 16.2 trilyon. Bütçe gideri 18.9 trilyon. Bugünden bütçe açığı 2.7 trilyon. Bütçenin tarihin en büyük açığı ve oransal olarak da taşınamayacak bir noktada açıkla başlıyoruz.
Bütçede faiz giderlerinin %40 artacağı 2.7 trilyon olacağı öngörülüyor. Kamu özel işbirliği projelerinin %18 artışla 238 milyar olacağı. Kurumlar vergisinin muafiyetinin yani vazgeçilen vergi gelirleri kısmı. Yani plan bütçe komisyonunda geliyorlar.
Efendim şunu teşvik etmek için vergi almayalım. Şu kanuna göre vergi almayalım. Ya da bunun kesinleşmiş vergisini bir kalemde silelim diye önerge verip gece yarısı geçiriyorlar. Onlar için 768 milyar lira koymuşlar.
Çiftçiye destek için 168 milyar lira. Kanun gayri safi milli asılların %1'i çiftçiye verilir diyor. Hak ettiği para 772 milyar lira ancak çiftçiye 168 milyar lira ayırmışlar. Ve en önem verdiğimiz defalarca burada söylediğimiz hususa bir bakın.
Vergide adalet. Dolaylı vergiler bu bütçede, bu senenin bütçesinde ki bu planlanan uygulamada yapılan zamlarla artışlarla bu oran artıyor. 65'e 66'ya kadar çıktığı oldu. Bu senenin bütçesinde dolaylı vergi %63. Bu dolaylı vergi dünyanın en vicdansız vergisi.
Buna ülkenin en zengini de en fakiri de aynı vergiyi veriyor. Elektriğe suya, cep telefonu faturasına yaptığı tüm harcamalara. Ekmek alırken, süt alırken, çocuğuna mont alırken okula gidecek öğrencisine kırtasiye alırken zenginin ve fakirin verdiği ortak vergi dolaylı vergi.
Zengin fakir ayırmayan eşit alınan vergi 63. Gelir vergisi %25. Gelir vergisi hepinizin maaşlarından alınan vergi %25 planlanıyor. Toplamı etti mi sana yine 88? Mülkiyetten alınan vergi %1, kurumlar vergisi %11. Yani Türkiye'de iş yapan, ihale alan, taahhüt yapan, ticaret yapan, hizmet sektöründe hizmet üreten, ihracat yapan, ithalat yapıp satan para kazananın verdiği vergi %11. Gariban vatandaşın verdiği vergi vergilerin %88'i gerçekten vergi ödemesi gereken kazananın verdiği vergi %11. İşte en büyük adaletsizlik burada ve bakın bu sene tam en çok anlattığımız hususta suç üstü yakalandılar.
Vergideki en çok artan ne %66. 3.5 trilyonlara çıkması bekleniyor gelir vergisinin. Yani bu ülkede maaş alan herkesin ödediği vergi olan gelir vergisinin bankamatikten maaşı çekmeden çekilmeden kesilen verginin artış oranı %66. Kurumlar vergisinin artış oranı yok. %1.5 düşmesi öngörülüyor şu %11'de olanların. Parayı kazananın ödeyeceği vergide %1.5 düşüş senin benim elimize maaşımızı almadan ödeyeceğimiz vergide %66'lık artış öngörülüyor.
Böyle vicdansız böyle insafsız bir bütçeyle karşı karşıyayız. Ve öyle bir öyle bir işle karşı karşıyayız ki bu vahşi gelir vergisi ücretlileri daha da yoksullaştıracak. Sabit ücretliler ortalama bunu önümüzdeki haftalarda her bir maaş miktarı için ayrı ayrı anlatacağım bir kez daha. Ama ortalama 12 ay maaş alınıyor ya. Eskiden şöyle bir şey vardı. İş buldum ne güzel. Maaşı ne kadar? Maaş çok değil ama 4 maaş ikramiye var. 16 maaş alacağım. Böyle bir laf vardı eskiden. Şimdi böyle şeyler pek kalmadığı gibi iş buldum ne güzel. Kaç maaş alıyorsun? 12 ama üçünü Tayyip Bey'e veriyorum. 9 maaş alıyorum. Türkiye'de maaş alanların, ücretlilerin 12 aylıklarından ortalama üç tanesi vergiye gidiyor ve kendi cepleri yerine bu vergi sistemiyle devlette kalıyor.
Yani yılda 9 maaş alabiliyorlar. Ama diğer yandan 40 hramilere 2025'te onların vergilerinden vazgeçmek için 701 milyar ayrılmıştı. 2026'da 768 milyar ayrılmış. Biraz önce söyledim tekrar ifade edeyim. Kanun var. Çiftçi gayrisafi milli aslanın %1'ini alacak. O rakam 772 milyar lira. Bu bütçeye kanuna uygun bütçe yapsa, bu meclisin çıkardığı kanuna uygun bütçe yapsa 772 milyar yazacak 168 milyar yazıp getirmişler. %1 ken binde 2, 5 biri. Bakın bir şeyi vermeye niyetlenirsin de örneğin üretime dayalı bir teşvik vereceksindir. Üretemez alamaz. Satışa dair bir teşvik ücret üzerinden yüzdesel bir şey vereceksindir. Fiyat düşük kalır.
Ürünü para etmez alamaz. Tarlada kalır alamaz. Öyle bir şey değil bu. Baştan vermeyi taahhüt ettiğini kanuna göre 5te birini yazıyorlar. Bir tarafta çıkar sağladıklarına karşı elleri bonkör ama bir tarafta en çok mağdur ettiği çiftçiye karşı bütçeyi hazırlarken bile son derece insafsızlar. İşte bu politikalar yüzünden tarım ithalata bağlı hale geldi. İşte çiftçi bu yüzden topraktan kopuyor. Bu yüzden ortalama çiftçi yaşı 58'e çıktı.
Bu 25 yıl önce 36'ydı Türkiye'de ortalama çiftçi yaşı. Şimdi 58'e çıktı. Her üç genç çiftçiden ikisi seneye asgari ücretle iş bulursam şehirde ekmem dikmem diyor. Öyle her şeyden bekar sorunu icat edenler esas bekar sorunu çiftçinin 60 yaşına gelmesinde gencin gözünün organize sanayi bölgesinde olmasında.
İşte bu yüzden Türkiye'de gıda enflasyonu dünyada biriz Türkiye'deki gıda enflasyonuyla. Sonra da çıkmış Cumhurbaşkanı yardımcısı istikrar ve refah bütçesi diyor. Kimin için istikrar bütçesi? 40 Haramiler için istikrar bütçesi. Kimin için refah bütçesi? Bir grup zengin için refah bütçesi. Şimdi buradan bir çağrıda bulunmak isterim.
Biz bir gün bu grup meclise girmeyince panikleyen Erdoğan'a söylüyorum. Panikleyen Erdoğan'a. Seni meclise çağırıyorum.
Ben de orada olacağım. Grubum da orada olacak. Bütçeler yürütmenindir ve geleneğimize göre bu son rejime kasteden anayasa değişikliğinden sonra mümkün ama yardımcısı da sunar demiş gelmiyor. Hani biz meclise gelmeyince bunu meclise saygısızlık dedin ya.
Seni bütçeni savunmaya meclise bekliyorum. Öyle tek başına gelip davet edilip kendi kendine konuşup çıkın çıkıp gittiğin gün değil. Geleceksin bütçeni savunacaksın. Muhalefeti dinleyeceksin. O Demirellerin, Ecevitlerin, Erbakanların, İnönülerin gösterdiği cesaretini gösterip bu bütçe için milletin vekilinin gözünün içine bakacaksın.
Hadi bakalım Erdoğan. Hodri meydan. O gün bütçenin sunulduğu gün Cumhuriyet Halk Partisi millete saygısından mecliste diyordun ya. Millete saygı göstermediler gelmemişler. Varsa saygın varsa cesaretin gel meclise savun bütçeni.
Dinle beni. Millet görsün kim yanında kim karşısında. O eski bütçelerin o liderlerin gelip başbakanların bütçeyi savunduğu ana muhalefetin, diğer muhalefetin eleştirdiği o demokrasi günlerine şu kadarcık olsun şu kadarcık olsun cesaretin varsa gel dönelim. O zaman gelirsen bütçeni anlatırsan, savunursan eleştirilere cevap verebilirsen eleştirilere katlanırsan o zaman sen demokratlar arasında belki bir kez daha adın geçebilir. Yoksa sarayında oturan bir otokratın bu meclise söyleyecek tek kelimesi yoktur.