Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı: Kadınların özlük hakları için yapılacak düzenlemeler bir lütuf değil, haktır
Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci, Elazığ’da sivil toplum kuruluşları ve basın mensupları ile bir araya geldi.
Ekinci, şunları söyledi:
Türkiye'nin birçok yerinde Elâzığ’da bazı köy ve ilçelerde insanların ev halinden, evinin şeklinden ve yapısından, aslında ekonomisinin ne olduğunu rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Çalışmak zorunda kalan ya da çalışmayı tercih eden, çalışarak üreten kadınlarımızın hayatları içerisinde çeşitli sıkıntılarla karşılaştıklarını görüyoruz. Evine gelir getirmek zorunda bırakılan ya da gelir getirmeyi tercih eden; ağır şartlarda, uygun olmayan zaman ve zeminde sosyal güvenceden mahrum ve ucuz iş gücü olarak çalıştırılmak durumda kalmaktadır, kadın maalesef.
Bugün çalışma alanına girdiğinde kadınlarımızın, kendi bulunduğu statüdeki insanlardan daha az ücret alarak, tamamen işgücü ucuz iş gücü olarak görülmesi bizim derin yaralarımızdan birisidir. Çıkarılan yasalar ve iyileştirmeler olmakla birlikte; bu yasaların kadın haklarını yeterince korumadığını ve bundan dolayı her geçen gün çalışma hayatında mobbinge uğrayan kadınların sayısının arttığını görmekten üzüntü duymaktayız.
'Kadınlara eşitlik ilkesi ile birlikte adalet ilkesi de uygulanmalıdır'
Aynı zamanda kadınların çalışma şartlarının eşitlik ilçesiyle ilkesi ile birlikte adalet ilkesi ile de düzenlenmesi gerektiğini ifade etmekten mutluluk duyacağım çünkü herkes kadınların çalışma noktasında sadece eşitlikten bahsediyor ama eşitlikle birlikte kadınların fıtratında getirdiği inancından ve kültüründen kaynaklanan çeşitli durumlar doğrultusunda kadınların eşitlik ilkesi ile birlikte adalet ilkesi doğrultusunda, çalışma hayatının içerisinde olması gerektiğini ve devletin bunu düzenlemesinin asli bir vazife olduğunu buradan hatırlatmak isterim. Özellikle düşük ücrette çalışan kadınların sorumlu oldukları çocuk ve yaşlı bakımı noktasında devletin, sosyal devlet anlayışıyla karşılaması ve çocuk ve engelli bakımı artı yaşlı bakımının devlet tarafından düzenlenmesi gerektiğini ifade ediyorum.
'Lütuf değil, haktır'
Üreten insan mutludur özellikle üreten kadın daha da mutludur. Bunu bildikleri için bugün kadınlarımız televizyonların başlarında ya da farklı yerlerde kendilerini heba ettikleri çalışmaların, ortamların içerisinde giriyor. Bu yüzden biz sivil toplum çalışmaları, kadınların kooperatif çalışmalarının çok önemli ve kıymetli olduğuna inanıyoruz. Bununla birlikte kadının ürettiği ve performansını kullandığı alanlar içerisinde, hayata katmış olduğu değerlerle birlikte kendisine de değer kattığının farkındadır. Üreten insan mutludur. Ancak üretimin karşılığının sadece para olmadığını ve parayla ölçülmediğini hepimiz biliriz çünkü biz kadınlar yaptığımız her işten para almış olsaydık devletin ve eşlerimizin bize verecek parası kalmazdı çünkü yapmış olduğumuz temizliğin, yemeğini baktığımız çocuğun ya da toplum için yapmış olduğumuz çalışmaların karşılığı bizde şükran, nimet ve sevaptır. Bunun bilinciyle hareket eder. O yüzden çalışmaları sadece parayla değerlendiren kadınlar olmayız. Kadın çalışıp para kazanıyorsa değerlidir ama çalışmıyorsa değerli değildir düşüncesi asla bizim için geçerli değildir. Çalışıp para kazanıyorsa değerlidir yargısı tüm hayatını ailesine ve çocuklarına adayan, bunu tercih eden ev hanımına haksızlıktır. Halbuki Kars'tan Edirne'ye kadar bizim kadınlarımız değerlidir. Kadın da genç de değerli ve kıymetlidir. Kadın yaradılışı gereği annelik vasfıyla birlikte kendi sorumlulukları vardır. İlk mürebbiyedir. Yapıcı, onarıcı, toparlayıcı ve koruyucu özellikleriyle ailenin, toplumun ve devletin belkemiğidir. Geleceği şekillendiren ve evde ağır işçi olarak çalışan kadınların, ev hanımlarının özlük haklarının verilmesi için yapılacak düzenlemeler bir lütuf değil, doğal hakkın teslimidir.
'Kişinin biricik hayatı kimsenin tekelinde değildir'
Diğer problemlerimizden bir tanesine gelirsek kadın intihar ve cinayetleri, kadın istismarları bu memleketin en derin ve derinleşen yaralarından biridir. Bu konuda en yüksek hassasiyeti göstermek hepimizin insanlık vazifesidir. Dolayısıyla bu hassasiyetin çok daha yüksek noktada olması gerektiğinin bilincinde hareket etmemiz gerekiyor. Sayılara sıkıştırılan kadın cinayeti ve şiddeti değil, biz bir tane dahi olsa şiddetin ya da cinayetin asla kabul edilemez olduğunu ifade ediyoruz. Kişinin biricik hayatı kimsenin tekelinde değildir, fiili duruma cezanın da en üst seviyeden verilmesi gerektiğinin bilincinde ve farkındayız. Bu noktada yapılması gereken düzenlemeler içinde takipçiyiz. Bugün sadece Türkiye'de değil Doğu Türkistan'da Hindistan'da Somali'de Afganistan'da, Arakan'da, Filistin'de ve mazlum coğrafya başta olmak üzere dünyanın kadınlarının sorunları kapitalizm tarafından, Siyonizm tarafından her geçen gün derinleştirilmektedir. Bundan dolayıdır ki yeni bir dünyaya olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.
Halk Meydanı: Gençler sorunlarını anlattı, siyasetçiler yanıtladı
Erdoğan’a tazminat ödeyen Akşener: Biraz da helal para yesinler
Karamollaoğlu'ndan istismar sorusuna yanıt: Meselenin üzerine önyargılarla gidiliyor