Özgür Özel: Erdoğan 2 gün önce başka, Esad düşünce de 'ben düşürdüm' dedi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara'da yaptığı konuşmada iktidarın Suriye politikasını eleştirdi. Özel, iktidarın Suriye politikasının Türkiye'ye 4,5 milyon sığınmacı getirdiğini, CHP'nin önerilerinin ise dikkate alınmadığını savundu.
Özgür Özel: Dünkü orta direk bugünün yoksulu oldu
İktidarın Esad ile önce dost olup sonra düşman olduğunu belirten Özel, CHP'nin ise Suriye konusunda hep aynı çizgide olduğunu vurguladı.
Özel, Cumhurbaşkanlığı sitesinde yer alan bilgilere göre Erdoğan'ın Esad'ın devrilmesinden bir gün önceki açıklamalarını hatırlatarak iktidarın çelişkili tutumunu eleştirdi.
Özgür Özel: Dünyadaki bütün diktatörler yıkılsın
Özel, Türkiye'nin Suriye politikasının büyük kayıplara yol açtığını, Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması ve yeni göç dalgalarının önlenmesi için doğru politikalar izlenmesi gerektiğini söyledi.
Özel, Esad'ın anlaşıp arkada kapıdan ülkeden kaçtığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bunu bilmediğini söyledi. Özel, "Astana'ya göre bizimkiler söz vermişken, oradan HTŞ çıkıyor, Şam'a yürüyor, anlaşmışlar ordu direnmiyor, anlaşmışlar başbakan teslim oluyor, Esad "İstifa ettim." deyip planlanan gibi kaçıp gidiyor, bizimkinin dünyadan haberi yok." dedi.
"SURİYELİ BİZİM İŞSİZİM ÜZERİNDE OTURUYOR"
Özgür Özel şöyle konuştu:
"Kendisi diyor ki: "Kalmak isteyen kalsın, başımızın üstünde yeri var." O senin başın üstünde oturmuyor, bizim açlarımızın aşının üstünde oturuyor, işsizimizin işinin üstünde oturuyor.
Sen sarayda oturuyorsun. Sen Atatürk Orman Çiftliği'nin üzerine kaçak yaptırdığın sarayda oturuyorsun ama o Suriyeliler burada bizim gencimizin yerine işe giriyor, bizim yoksulumuzun yerine karnını doyuruyor.
Benim emeklim maaşından, eline değmeden kullandığı ilacın %10'u maaşından kesiliyor, o ücretsiz kullanıyor.
Bugüne kadar hiç, bugüne kadar hiç sığınmacıya düşmanca söz söylemedik. Ne Fethi Başkan ne Mansur Başkan ne CHP'li bir başkan ne de CHP'li bir siyasetçi.
Biz dedik ki: "Biz sığınmacılara değil, sığınmacı yaratan politikalara düşmanız. Sığınmacı yaratan politikacıların karşısındayız." Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin dediği yapıldı diye bir tane sığınmacı gelmedi ama Tayyip Erdoğan'ın dedikleri yapıldı diye 4,5 milyon sığınmacı geldi. AK Parti politikaları sığınmacı yaratır, AK Parti'nin Genel Başkanı Türkiye'yi sığınmacı cennetine çevirir.
Cumhuriyet Halk Partisi ise bunun karşısında hep doğru önerileri getirir. Bunun için çalışmaya, bunun için her şeyi doğru zamanda doğru şekilde söylemeye devam edeceğiz.
"BU PARTİ ESAD'LA TATİL YAPIP METHİYELER DÜZMEDİ"
Diyor ki: "Bunlar barışçı." Barışçı değiliz, olmadık, asla böyle bir şeyi kabul edemeyiz. "Bunlar Esad gitti diye yas tutuyorlar." Kardeşim, Esad'la ilgili, bu Esed'e, sen önce Esad diyordun, el ele tatil yapıyordun, sonra Esed dedin düşman oldun, sonra döndün yine görüşmek istedin, o seninle görüşmedi buna hayıflandın. Bir dostun, bir düşmanın, bir dostun, bir düşmanın.
Bu parti, ilk günden son güne Esad'a Esad dedi, ne tatil yaptı ne methiyeler düzdü, Suriye için sadece demokrasi söyledi.
Ama sen Esad'la tatil yaparken o hapishane vardı, o işkenceler yapılıyordu. Esad o gün de tek adamdı, bugün de tek adamdı. Sen "Katil Esed" dediğin, "Eli kanlı" dediğinle tatile gittin.
Biz aynı yerde duruyorduk. Boğaz boğaza geldin, aynı yerde duruyorduk, hep çözüm önerilerini söyledik. 13 yılın sonunda sığınmacı yaratarak, para kaybederek ve Türkiye'yi büyük bir belanın içine sokarak şimdi gelinen bu durumdan memnun olamazsın.
Ayrıca bakın bana diyor ki: "Sen Esad'la görüşmek istedin." Evet, istedim. Ben de söyledim, daha önceki dönemlerde de defalarca söyledik, diyalog kurulmalı, demokrasiye davet edilmeli, Suriye'de yeni bir hükümetle, yeni bir anlayışla birlikte bütün Suriye'yi temsil eden bir demokratik yapı kurulmalı, seçimler yapılmalı, herkes evine ulaşmalı. Biz "Sığınmacılar dönsün." diye "Esad'la görüşelim, onu demokrasiye davet edelim." dedik.
"HZ. ALİ CAMİİ'NDEN ÇIKIYOR YAPIĞI KONUŞMAYA BAKIN"
Sen diyorsun ki: "Ben Esad'la görüşelim dedim, dövüşmeyelim." dedin. Bakın, tam Cumhurbaşkanlığı'nın sitesi. Esad devrilmeden bir gün önce, cuma günü öğlen namazını kıldığı Hz. Ali Camii'nden çıkıyor. Yaptığı konuşmaya bakın.
O bir haftada dediğinin tam tersini söylemeye hiç çekinmiyor. Burada açık açık söylüyorum. Cumhurbaşkanlığı'nın sitesinde şu anda da var. Biraz önce dedim, "Bir çıktı alın arkadaşlar." dedim, alıp getirdiler. Diyor ki:
Örgütleriyle birlikte oradaki bu direniş devam ederken bizim de hatırlarsınız Esad'a bir çağrımız olmuştu. "Gel görüşelim, Suriye'nin geleceğini birlikte belirleyelim, tayin edelim." demiştik.Ne yazık ki Esad'dan bu işe olumlu bir cevap alamadık. Şu an itibariyle İdlib'den sonra, İdlib zaten tamam ama Humus yine muhaliflerin elinde, Şam'a doğru bir ilerleyiş söz konusu. Bütünüyle bölgede devam eden bu sıkıntılı yürüyüşler arzu ettiğimiz şekilde değil. Gönlümüz bunları istemiyor. Maalesef bölge sıkıntıda. Bu, bütün Türkiye'yi gezip güya "Esad'ı ben düşürdüm." diyor ya.
Esad düşmeden 2 gün önce, 2 gün önce, "İdlib zaten tamam." İdlib'i TSK koruyor ve oradan çıkmalarına engel oluyor Selefi grupların Türkiye'ye doğru. Humus yine muhaliflerin elinde ve Şam'a doğru bir ilerleyiş söz konusu.
Bütünüyle bölgede devam eden bu sıkıntılı yürüyüşler arzu ettiğimiz şekilde değil, gönlümüz bunları istemiyor. Maalesef bölge sıkıntıda.
Esad düşünce "Ben düşürdüm." diyen HTŞ oraya doğru yürürken, düşmeden 1 gün önce, cami çıkışında "Gönlüm bunu istemiyor." diyor.
"BİZİMKİNİN DÜNYADAN HABERİ YOK"
"Esad keşke benle görüşseydi." diyor ama şimdi "Biz yaptık, doğru oldu. Cumhuriyet Halk Partisi doğrusunu bilemedi, diyemedi." Hiç çizgisini değiştirmeden doğruyu savunan Cumhuriyet Halk Partisi burada. İsrail'le ABD anlaşmış, Esad'ı indirmek için HTŞ'yi ki onları orada tutma görevi İdlib'te bizdeyken, onları silahsızlandırmayı Astana'ya göre bizimkiler söz vermişken, oradan HTŞ çıkıyor, Şam'a yürüyor, anlaşmışlar ordu direnmiyor, anlaşmışlar başbakan teslim oluyor, Esad "İstifa ettim." deyip planlanan gibi kaçıp gidiyor, bizimkinin dünyadan haberi yok.
Bir gün önce "Bunların olması doğru değil." diyor, şimdi çıkmış buradan kahramanlık hikayesi söylüyor. Sözün özü şunu söylüyorum: Türkiye'nin Suriye politikası 13 yılda büyük kayıplara sebebiyet vermiştir. Bugün orada Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlanmalı, içerdeki Arap'ı, Kürt'ü, Türkmen'i, Dürzisi temsil edildiği bir merkezi yapı kurulmalı.
Orada bölünmeye, çatışmaya asla olanak verilmemeli. Verilirse yeni göç dalgaları olur. Orada askeri düzen sağlanmazsa, siyasi düzen sağlanmazsa, ekonomik düzen sağlanmazsa buradan oraya kimse gitmez. Bunun için doğrular yapılmalıdır.
Eskiden olduğu gibi savaş kışkırtıcılıkları, orada düzensizliğe sebebiyet verecek hiçbir şey yapılmamalıdır ve bir an önce Türkiye hem sığınmacıları göndermeli hem kendi gündemine dönmelidir.