Özgür Özel: Dünkü orta direk bugünün yoksulu oldu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara'da kreş açılışında konuştu. Yolda yürürken samuray kılıcı ile katledilen Başak Cengiz'in ismi verilen kreşin asgari ücretli için büyük bir olanak olduğunu söyledi.
Özgür Özel, AKP iktidarının Türkiye'yi getirdiği acı yoksulluk tablosunu anlattıç Özel, artık insanların bir ev bir araab sahibi olma hayallarinin bile kalmadığını söyledi.
Özel, belediyelerin tüm engellemelere rağmen hizmet vereceğinin altını çizip şunları dile getirdi:
"EV SAHİBİ ARAÇ SAHİNİ OLMA İMKANINA SAHİP DAHİ DEĞİLLER"
"Dün işe başladığında 4-5 sene sonra bir elden düşme araba, 10 sene sonra bir yeni araba ya da bir ev alabilme ümidi olan çalışanlar, şimdi eğer annelerinden, babalarından miras kalmadıysa ev sahibi olma ya da bir araç sahibi olma imkanına sahip dahi değiller.
Dünkü orta direk bugünün yoksulları, dünün yoksulları ise derin bir yoksulluğun altında eziliyorlar. İşte öyle bir zamanda Cumhuriyet Halk Partili belediyelere, daha doğrusu elinde kamu yetkisi olup şurasında vicdanı olan herkese, bu yoklukla, bu yoksullukla mücadele etmek için işin bir ucundan tutmak gerekiyor.
"ADIYAMAN'DAN MUŞ'A KADAR BELEDİYELER CHP'Lİ OLDU"
Türkiye'de 11 belediyeyi elimizden almak için bizleri, "Efendim teröristlerle işbirliği yapıyorlar." diye ya da Mansur Yavaş Belediye Başkanı olursa su faturalarını teröristlere dağıtacak diyecek kadar akla, vicdana, ahlaka sığmayacak sözleri söyledikleri halde 5 yılın sonunda kantara çıktık ve bırakın belediye kaybetmeyi Balıkesir'i, Manisa'yı, Denizli'yi, Bursa'yı büyükşehirlerimize kattık. 21 il belediyesinde, elimizdeki büyükşehirler 15 büyükşehirin dışında 21 il belediyesinde Adıyaman'ından Kastamonu'suna, Kırıkkale'sine, Afyon'una, Kütahya'sına kadar, Muş'una kadar Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri oldu.
"ERDOĞAN'IN KİMYASI BOZULMAKTA"
Türkiye'nin 7 bölgesinde belediyesi olan tek parti var, Cumhuriyet Halk Partisi. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Ege'de büyükşehir ya da il belediyesi yok, 9'u da Cumhuriyet Halk Partilidir. İşte burada Recep Tayyip Erdoğan'ın kimyası bozulmaktadır.
İşte burada "Eyvah! Bunlara bir dönem izin verdik, bu kadarını aldılar. Bu dönemde ilk 6 aylarına bakıyoruz memnuniyet artmış. Belediyelerden memnuniyet oranı Türkiye genelinde yüzde 58'e tırmanmış. Rekor oylarla aldıkları yerlerde kendi rekorlarını kırıyorlar.
Oyları yüzde 70'lere yaklaşıyor. Ben bu belediyeleri çalıştırmamalıyım." diye gözü dönmüş bir anlayışa büründü.
"ZEYTİN Mİ SİLKELİYORSUN"
Bir gün dönüyor "Silkeleyip bu belediyeleri" diyor. Ya silkelemek ne demek? Zeytin mi silkeliyorsun? Zeytinde bile güzelce toplarsan verimi artar, silkelersem bir sene sonraya verimi kalmaz. Silkelemek, alıp alıp bitiremediğini, erişemediğini düşürmek için yapılan bir iştir.
Burada bu hizmet seviyesine erişemiyorsan, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerinin yaptıklarını kıskanıyorsan işte o zaman aklına desteklemek değil silkelemek geliyor. Buradan Sayın Erdoğan'a açıkça ifade ediyorum. Eğer eğer vatandaşın gönlünden düştüysen oraya girmenin yolu var.
Biz zaman zaman vatandaşın gönlünden düştüğümüz oldu. Hatayı kendimizde aradık, özeleştiri yaptık, daha çok çalıştık, eksiklerimizi kapattık, vatandaşın gönlüne girdik. Gönülden düşersen çaresi neden düştüğünü düşünüp daha çok çalışmak, hizmetle yarışmaktır. O zaman vatandaşın gönül kapısı açıktır, oraya girersin.
"DÜNKÜ ORTA DİREK BUGÜNÜN YOKSULU"
Ama hazımsızlık yaparsan, arkadan çelme çakarsan, belediye aracının, belediye hizmet aracının lastiklerini millete hizmet götüremesinler diye geceleyin indirirsen millet bunu görür.yoksullaştı. Dün işe başladığında 4-5 sene sonra bir elden düşme araba, 10 sene sonra bir yeni araba ya da bir ev alabilme ümidi olan çalışanlar, şimdi eğer annelerinden, babalarından miras kalmadıysa ev sahibi olma ya da bir araç sahibi olma imkanına sahip dahi değiller. Dünkü orta direk bugünün yoksulları, dünün yoksulları ise derin bir yoksulluğun altında eziliyorlar.
O yüzden sen baskılarınla bizi sindiremezsin ama sen sindireceksin. Bu hazımsızlığı yapmayacaksın. Belediyelerin SGK'ya borçları varmış. Var. Niye var? Bu iktidar yüzünden var. Çünkü zırt pırt SGK borçlarına af çıkardığın için, vergi borçlarına af çıkardığın için, belediye başkanları eskiden, ödeyenle dalga geçiyorlardı. Diyorlardı ki AK Partili belediye başkanları, "Yahu reis nasıl olsa af çıkarıyor, oraya SGK'yı yatıracağına o parayı kullan, af çıkınca faizsiz bölecek nasıl olsa."
Alıştırdı 22 yıl boyunca bunu yapa yapa. O yüzden AK Partili belediyeler başta olmak üzere, öldür Allah, SGK vergi borcu taksitlendirilmeden ödemiyorlardı. Biz AK Parti'den aldığımız her belediyeyi SGK ve vergi borcuyla aldık. Faizleri var. Şimdi belediyeler kendisinde olunca faizi silip taksitlendirme yaparken hesabı, yemeği biz yedik, hesabı faiziyle CHP'li belediyeler ödesin ve bir kerede ödesin. Aldıkları paradan keselim, keselim ki yurt yapamasın, kreş yapamasın, çorba dağıtamasın, okul temizleyemesin, hizmetleri aksasın. Hatta mümkünse hepsini keselim, maaşları dağıtamasın.
Bu noktaya gelmiş durumda yaptıkları işler. İşte şimdi bu bütün engellemelere rağmen, biz geldiğimizde bu ilçede bir tane kreş var. Koca Ankara, Ankara'nın büyüme potansiyeli en yüksek ilçesi, en önemli ilçelerinden bir tanesi, bir tane kreş var.
"ASGARİ ÜCRETİ SÖYLEMEYİ BEN UTANIYORUM"
Bu geçim sıkıntısına rağmen çocuğunu bırakıp gidip bir işte çalışabilecek, eve bir maaş daha girecek. 17.000 lira asgari ücret, söylemeye utanıyorum, vermeye utanmıyorlar 17.000 lira asgari ücret. Bu asgari ücretle şurada kiraya versen aç kalıyorsun, karnını doyursan sokakta kalıyorsun. Bu kreş sayesinde 400 aile eşinin de çalışma imkanını bulmasıyla bir gelir daha sahibi olacak. Bunu yapıyorsun diye engelleme olur mu ya?
Diyor ki "Kadının işi aile, ev." diyor. Çocuğuna evde baksın, yaşlısına evde baksın, "Çalışmak senin neyine?" diyor. Bu bakış açısına karşı, 1000. kreşi açtığımız gün hep birlikte Türkiye'nin önüne çıkacağız, diyeceğiz ki; "1000 tanesini açtık, binlercesini daha açmak için iktidara yürüyoruz." diyeceğiz.
Bu yüzden SGK borçlarını sürekli şöyle tekrar eden Tayyip Erdoğan'a şunu ifade ediyorum bütün Türkiye'nin önünde: SGK'nın toplam 100 lira alacağı var. Bu alacağın 10 lirası CHP'li, 10 lirası belediyelerden, 10 lirası belediyelerden. Belediyelerin yüzde 65'i bizim, 6,5 lirası da bizden. Kardeşim, diyor ki; "SGK'ya borçlarını ödesinler de SGK'da maaş ödesin."
Yahu yüzde 10'u senin, MHP'nin, demin ve bizim belediyelerimizden. yüzde 10. Bunun yüzde 90'ı kimde? Kanun var, 6 ayda bir açıklayacaksın diye. SGK'nın en büyük borçlusu senin yandaş şirketin. İkinci büyük borçlusu senin müteahhit şirketin. Üçüncü büyük borçlusu senin akraba şirketin. 4, 5, 10 hepsi sana yakın şirketler.
Bekliyorlar, "Reis af çıkaracak, faizi silecek, bölecek." Şimdi bizim gırtlağımıza çökecekler, kendi deyimleriyle "silkeleyecekler", paraları kesecekler, sonra yandaşları için yeni bir yapılandırma çıkaracaklar. Millet bu kötülüğü görsün.
Bu kötülükle kesilen bu para belediye emekçisinin maaşıdır. Kesilen bu para, kreşe gidecek çocuğun kreşte içeceği süttür, onun öğretmeninin, eğiticisinin maaşıdır. Kesilen para nerede sıkışırsa, öğrenciye sabahleyin sıcak dağıtılan çorba, okul önünde dağıtılmak istenip engellenen sıcak yemek, okulda yapılan temizlik, dökülen asfalt, bunlara, bunlara engel olmaya çalışanlar, 100'ün10'una peşin düşmüşler. Bunlar size yapılan hizmetlerdir.
90, yandaş şirketlerin ödenmeyen SGK'larıdır. Varsa cesaretiniz, varsa cesaretiniz lütfen açıklayın SGK'ya kimin kaç para borcu var. Hangi şirket ne zamandır ödemiyor. Türkiye'nin mağdur insanları, mazlum insanları, yoksul insanları, sizin boğazınızdan geçecek paraya belediyeler üzerinden göz dikenler yandaşlarının vergi borçlarını, SGK borçlarını affetmek için bütçeye 701 milyar lira kaynak koydular. Türkiye'deki bütün şirketlerin toplam 701 milyar lira ödemesi gereken vergiyi almamaya kararlılar, kaynak koyuyorlar ama diğer yandan bütün emeklilere 33 milyar lira zam veriyorlar, onu da çok görüyorlar. O yüzden siyaset, öncelik belirleme işi. Bugün 10.000 lira alıyordu emekli 12.500 yaptı, 33 milyar. Biz dedik asgari ücret yap, 17'ye çıkar. "66 milyar bulamam." dedi. Geçen sene 660 milyar yandaşlarından tahsil etmediği kurumlar vergisi var. Bu sene de 701 milyar daha tahsil etmemek üzere kaynak ayırdılar. Aslında alınması gerekir de almayacağı vergiyi, teşvik diyerek almıyor.
Türkiye'nin gündemi 12.500 olan en düşük emekli maaşıdır. Emekliler için geçim haktır, bir asgari ücret şarttır. Asgari ücret 17.000 lira 1 yıldır 17.000 lira
Seçimden önce asgari ücrete "Yılda 3 kez daha zam yapabiliriz." diyen Erdoğan geçen sene asgari ücrete 1 kuruş zam yapmadı. "Asgari ücrete çok zam verirsem enflasyon yükselir." diyor. 1 yıl boyunca hiç zam yapmadın, yüzde 50 enflasyon var. Şimdi asgari ücretli hakkını almalıdır.
TÜİK'e göre enflasyon yüzde 50, yüzde 25 zam yapmayı planlıyorlar. Asgari ücretlinin gerçek enflasyonu yüzde 76'dır. Asgari ücretliye 30.000 liranın altında verilecek her maaş yoksulluğun tırmanmasına, açlığın yükselmesine, vatandaşın zor durumda kalmasına sebebiyet verir.
Onun için emeklilere bir asgari ücret istiyoruz ve ayrıca asgari ücretin 30.000 olmasını ve gelecek sene temmuzda enflasyon zammı almasını istiyoruz. "
Cumhuriyet Halk Partisi, 0.000'lik asgari ücreti alınana kadar büyük bir mücadeleyi verecek, emeklilere de bir asgari ücret verilene kadar mücadelesini sürdürecek. Emekliler, emekliler geçen sene ocak ayında 10.000 maaş açıklanınca büyük bir üzüntüye kapıldılar. Geçen sene 10.000 olan emekli maaşı 24 kere, kilo dana kıyma alıyorken şu anda 18 kilo dana kıyma alıyor