Müsavat Dervişoğlu teğmenler için göz yaşlarına hakim olamadı! Sesi titreyerek anlattı

İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, 'Mustafa Kemal'in Askerleriyiz' dedikten sonra ihraç edilen teğmenleri anlatırkan göz yaşlarına hakim olmadı. Dervişoğlu, teğmenliğin ne demek olduğunu sesi titreyerek anlattı.

Kara Harp Okulu'nun resmi mezuniyet töreninin ardından teğmenler, 'Mustafa Kemal'in Askerleriyiz' diyerek geleneksel yeminleri ettiler.

Yüksek Disiplin Kurulu'nda oy çokluğu ile alınan kararla beş teğmen ihraç edildi. Beş teğmenin disipsizlik yaptığı ve Mustafa Kemal'in Askerleriyiz sözünün anlamını boşalttıkları iddia edildi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, teğmenler için duygu yüklü bir konuşma yaptı.

Teğmenlerin tek tek ismini sayan Dervişoğlu, Türk ordusundan Atatürk sevgisinin silinemeyeceğini ifade etti.

Dervişoğlu, bir göz yaşları ve sesi titreyerek teğmenliğin hayatı nasıl değiştirdiğini anlattı. Teğmenliği sadece bir rütbe olarak görenlere tepki gösteren Dervişoğlu'nun konuşması şöyle:

"NE AMAÇLADIKLARINI GÖSTERMİŞLERDİR"

"Beştepe, Balgat ve İmralı'nın başını çektiği, Türk milletine ve Türk devletine karşı savaş ilan eden sözde iç cephede aldığı ve aldırttığı ihanet timsali bir kararlarla 5 genç Teğmenimizi ve bu aymazlığı son ana kadar direnen üç rütbeli subayımızı ihraç ettirerek ne amaçladıklarını göstermişler, ne düşündüklerini kanıtlamışlar.

Cumhuriyet devletine, Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı ne hissettiklerini açıklamışlar. Yeni Türkiye yüzyılı derken, yerli ve milli derken aslında ne kastetiklerini de bir kez daha ispat etmişlerdir.

Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanıyım diye ilan ettikleri günden bir adım geri düşmediklerini, FETÖ ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerini yargılamaya kalktıklarında ki cüretten hiçbir şey kaybetmediklerini, dün dün çözüm süreci diye yürüttükleri Türkiye'yi çözerek parçalama arzularından hiçbir şey yitirmediklerini bir kere daha üst perdeden haykırmışlardır.

"İŞGALCİLERİN YAPTIKLARI İLE AYNIDIR"

Bu hamle, Türk ordularını terhize zorlayan işgal komutanları ve işbirlikçilerinin yaptıklarıyla bir ve aynı şeydir.

"SİNDİREMEDİLER"

Bunu üzüntüyle söylüyorum. Armasında Mustafa Kemal olan Harp Okulu öğrencilerinin ve armasında Mustafa Kemal olan kara kuvvetleri mensuplarının Mustafa Kemal'in askerleriz demelerini sindiremediler.

Sarayın değil, Türk vatanını, bir avuç utanmaz azgınlığın değil, Türk milletini kayıtsız ve şartsız öncelikle Türk devletini korumaya yemin etmelerini, kendi isimlendirmeleriyle iç cephelerine zor gelmiştir.

TEK TEK İSİMLERİNİ SAYDI

Bu sebepledir ki içimdeki harbiye ruhu hiçbir zaman ölmez diyen Teğmen Ebru Eroğlu, vatanına hizmet için üniforma şart değil diyen Teğmen Gazi kılıç,

tek endişem Türk milletine olan hizmet borcumu ödeyememe ihtimalimdir diyen Teğmen Serhat Gundar,

Türk istikbalinin evladı olarak şerefle doğdum şerefle öleceğim diyen Teğmen İzzet Aksu,

kişiler geçicidir, kişiler geçicidir. Baki kalacak olan ise Atatürk ve Atatürkçülüktür diyen Teğmen Deniz Demirtaş

ve daha niceleri... İhraç ettiğiniz üç değerli komutanımızı kendi hezeyanlarınız, toplantılarınız ve paranoyalarınız uğruna o şerefli meslekten ihraç etseniz de bu ülkenin ruhundan ve yüreğinden onları söküp atamayacaksınız.

Bizler Türk istikbalinin evlatları olarak Türk devleti demeye, Türk milleti demeye sonsuza kadar devam edeceğiz. Mustafa Kemal'in emanet ettiği cumhuriyetin neferi kalmaya da sonsuza kadar mücadele ederek gayret sarfedeceğiz. Bunu herkes bilsin.

Kimseye de bu kahraman evlatlarımızdan bir şey bahşetmesin. Bir hikayem var benim bu konuyla ilgili ama duygulanıyorum anlatamıyorum.

"BUNLAR TEĞMENLİĞİ BİR RÜTBE ZANNEDİYOR"

Bunlar Teğmenliği bir rütbe zannediyorlar. Sıradan bir rütbe. Oysa Teğmenlik çok fazla şeydir.

Ben bir asker ailesinden geliyorum benim dedem balıkçı. Küçük bir balıkçı bölgesinde taka reisliği yapan bir adamdı.

Allah cümle ölmüşlerimize rahmet eylesin. Rahmetlik amcam ortaokul çağlarında iken askeri mektebe gidiyor.

Orada işte, Kuleli Askeri Lisesini bitiriyor, Harp Okulunu bitiriyor, 1944 yılında Teğmen olarak orduya atanıyor. Birliğine gitmeden önce de memleketine geliyor, kardeşini okutmak için yanına alıyor. Bir teğmen maaşı. Dedem balıkçı ailemize giren o Teğmen maaşından sonra öyle bir farklılık söz konusu oldu ki hayatımızda. Okumayan çocuklarımız okudu. Efendim, yapılmasını icap eden iyi şeyleri yapmak artık ailemiz tarafından mümkün oldu.

Rahmetli amcamın aldığı Teğmen maaşı rahmetli babamı askeri okul askeri üniformayla hukuk fakültesinde okuttu.

"KURSAĞIMDAN GEÇEN HELAL LOKMANIN ADIDIR TEĞMENLİK"

Benim kursağımdan geçen helal lokmanın adıdır Teğmenlik.

Buradan sesleniyorum. İktidardakilere, sorumluluk sahibi olan herkese sesleniyorum. Bugün Milli Savunma Bakanlığı makamında oturan da aldığı ilk Teğmen maaşında benim hissettiklerimi hissetmiştir.

Eski Savunma Bakanı da bence önemlidir. Yani burası istismar edilecek bir konu değil. Herkes bu ordudan ihraç edilmiş çocukların yerine kendi evlatlarını koysun değerli dava arkadaşlarım.

Bu çocuklara böyle bir vasat oluştu. Bundan siyaseten istifade ederim mantığıyla bir siyasi figüre, argümana dönüştürmeye hiç kimse kalkışmasın.

Bu çocuklar bugün kahramanları olduğu gibi yarınların da kahramanları olma güç ve iradesini sergiliyorlar.

"TELAFİSİ MÜMKÜNDÜR"

Bu alınmış karar 5'e 4 alınmıştır. 5'e 4 alınmıştır. Dolayısıyla telafisi mümkündür. Bu kararlar idari yargının denetimindedir. Herkes elini vicdanına koymak mecburiyetindedir. Herkes elini yüreğinin üstüne koymalı ve bu çocukları kendi evlatlarıymış gibi kucaklamalıdır.

O sebeple sesleniyorum, şerefli Türk ordusunun bütün mensuplarına buradan sesleniyorum. Bunun istismarına vesile olacak davranışlardan azami ölçüde uzak duralım. Nasıl diyorlar, Berlin'de hakimler var. İdari mahkemelerde de hakimler var demek suretiyle bu çocukların geleceğinin kararlaştırılmasının önüne millet olarak geçmeye gayret sarf edelim. Ne dedik? İstismar yok.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi