Mansur Yavaş'ın adaylığı ne anlama geliyor? Yavaş Siyasetteki Boşluğu Mu Gördü?

Mansur Yavaş'ın adaylığı ne anlama geliyor? Yavaş Siyasetteki Boşluğu Mu Gördü?
Türkiye yerel seçim havasına girdi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş adaylığını açıkladı. Siyaset sahnesinin ısınmasına neden olan adaylığın arka planı Ankara kulislerine yansıdı.

Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yeniden aday olduğunu açıkladı. Göreve bir 5 yıl daha talip olduğunu dile getiren Yavaş, "Bir devlet adamına yakışır şekilde rozetsiz başkanlık yapmaya devam edeceğim" dedi.

Ankara'daki havayı iyi koklamasıyla bilinen gazeteci Murat Yetkin, Mansur Yavaş'ın adaylığını değerlendirdi.

Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

* Yavaş adaylığını şu koşullar ve zamanlama çerçevesinde açıkladı:

* Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan henüz Ankara adayını açıklamadı,

* MHP lideri Devlet Bahçeli “Cumhur ittifakı” diyerek muhalefeti de birlikte davranmaya zorladı.

* İYİ Parti lideri Meral Akşener, Ankara ve İstanbul’da CHP adayının belli koşullarla desteklenebileceği işaretini verdi,
* Ekrem İmamoğlu İstanbul adaylığına niyetli olduğunu ama kararı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bıraktığını açıkladı.
* CHP’nin Ankara’daki her kesimden Yavaş’tan daha fazla oy alabilecek bir aday çıkaramayacağı az çok belli oldu.
Bir de Yavaş, CHP’in adayı olarak öne çıkmadı, “rozetsiz başkan” vurgusu önemli bir ayrıntı.
Bakın ne anlama geliyor?

Yavaş siyasetteki boşluğu gördü

Kılıçdaroğlu, Yavaş’ın da İmamoğlu’nun da belediyeciliğinden memnun olduğunu söylüyor; bu bir. Bunu parti içi siyasi dengeleri kollayarak zaman kazanmak maksadıyla yapıyor olabilir ama böyle bile olsa beyan ortada. Zamanlama bakımından Yavaş’ın, CHP Ankara İl Kongresi yapılmadan elini açması da önem taşıyor. CHP yönetiminin bu aşamadan sonra Yavaş dışında tercih kullanması Ankara Belediye Başkanlığı seçiminde yenilgiyi peşinen kabul edişi olarak algılanır.

Akşener, 26 Ağustos konuşmasında -isimlerini vermeden- Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu ya da Yavaş cumhurbaşkanı adayı gösterilseydi kazanmış olacağını söyledi. Her ikisini de Kılıçdaroğlu’na rağmen adaylıklarını açıklamaya cesaret etmedikleri için eleştirdi. Şimdi Yavaş hem de CHP’den icazet açıklaması yapılmadan adaylığını açıklamış bulunuyor. Üstelik, Akşener, Parti sözcüsü Kürşad Zorlu’nun “Ankara ve İstanbul’da kendi adayımız” açıklamasının “tedbir” (ya da taktik) olduğunu söyleyerek kapıları açık tuttuğunu gösterdi.

Ancak Yavaş 30 Ağustos çıkışıyla Akşener’i de artık başka aday göstermesi durumunda Ankara’yı Erdoğan ve AK Parti’ye teslim etmiş sayılacağı algısıyla baş başa bıraktı.

Riski üstlendi, sıkıntıdan kurtardı

Bu gelişme hem CHP hem de İYİ Parti yönetimlerini ters köşede bırakıyor görünse de aslında rahatlatmış da sayılabilir.

Yavaş her iki parti yönetimlerini de riskli bir karar almak sıkıntısından -riski kendi üstlenerek kurtardı.

Bu bakımdan muhalefet saflarında 28 Mayıs yenilgisinden beri görülen dağınıklığı toparlayıcı ilk hamle olma özelliği de var.

Yavaş, Erdoğan’ın işini biraz zorlaştırmış da olabilir. Seçimden bu yana CHP ve İYİ Parti içindeki çalkantılar, Millet İttifakının dağılması gibi gelişmeler AK Parti saflarında muhalefetin Yavaş’ın adaylığı etrafında birleşmeyebileceği değerlendirmelerine yol açmıştı. Şimdi Erdoğan, Ankara’ya da İstanbul kadar önem vermek, seçimi Yavaş’tan alacak bir aday bulmak zorunda.

Her halükârda Yavaş çıkışıyla muhalefetteki üzerine ölü toprağı serpilmiş bezginliği dağıtmaya yarayabilecek bir adım attı. Bu adımın CHP içinde İstanbul’da İmamoğlu’nun adaylığı konusundaki belirsizliğin giderilmesini de hızlandırabilir. Hangi yönde hızlandıracağını biraz da İstanbul İl Kongresi gösterecek ama Yavaş, İmamoğlu’nun işini de kolaylaştırmış olabilir."