İsmail Saymaz: Sanırım Öcalan'dan parti liderlerine özel mesajlar gitmiş
Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz konuk oldu. Küçükkaya'nın Yeni Bir Sabah programında; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim 2024'te terör örgütü elebaşı Öcalan'a yaptığı çağrının ardından başlayan süreç tartışıldı.
İsmail Saymaz yasa dışı bahsin arkasında kimlerin olduğunu açıkladı
Gazeteci İsmail Saymaz, DEM Parti'nin siyasi parti genel başkanlarını ziyaret eden İmralı heyeti ile ilgili çarpıcı bir açıklama yaptı. Saymaz, görüşmelerle ilgili ulaştığı AKP'li, MHP'li ve CHP'li kaynakların doyurucu yanıtlar vermediği ya da kapı duvar olduklarını belirtip, "Sanırım Öcalan'dan parti liderlerine özel mesajlar gitmiş. O mesajlara dair bir bilgimiz de yok." ifadelerini kullandı.
İsmail Saymaz: Ülkü Ocakları Başkanı cinayet şüphelisi
"BİR AN DÜŞÜNDÜM BİZ BİR ŞAKANIN MI İÇİNDEYİZ?"
İsmail Saymaz şunları ifade etti:
Gazeteci Alican Uludağ Öcalan'ın neden konuşturulmak istendiğini yazdı
- "CHP'nin önerisi aslında bir çözüm, ideal bir çözüm sürecinin, ya da varsa bir müzakere sürecinin hangi esaslara göre yapılmasına dair en esaslı öneri. Fakat iktidar belli ki bunu yine kapı arkasında yapmak istiyor. Belli ki yine şeffaf olmaktan uzak tutmak istiyor.
- Ya düşünebiliyor musun? Dün PKK elebaşı Mustafa Karasu önceki gün, bu heyeti eleştiriyor. Yani İmralı'ya giden heyeti eleştiriyor. "Niye içinde eş başkan yok?" diyor. Eş, nezaketen onun da olması gerekmez miydi, diyor.
- Bir an düşündüm, biz neyin içindeyiz, dedim. Şaka mı bu, dedim yani. Biz bir şakanın içindeyiz de, şakanın kahramanıyız da kendimizi ciddi mi zannediyoruz dedim. Ya şimdi bu Öcalan silah bırakma çağrısı kime yapacak?
- Dağdakine yapacak. Dağdaki ne diyor? "Bu heyete niye eş başkanı koymadınız?" diyor. O zaman bu heyeti kim kurdu? Yani, öyle ya. Bu heyeti dağdakine, dağdaki silah bırakma çağrısının muhatabıysa bu heyeti kim kurdu?
- Neden eş başkanlar içinde yok? Neden üç kişi? Bu arada o üç kişiye de kendilerine saygım var, yanlış anlaşılmasın. İşlerini elbette iyi yapacaklardır ve tanıdığım ve bildiğim şahsiyetlerdir.
- Bahçeli, "Bir süreç var." demiyor. "Ortada bir süreç filan yoktur." diyor. Ortada bir müzakere de yoktur, diyor. Ortada bir silah bırakma çağrısı ve terörü bitirme çabası vardır, diyor.
- AK Parti'ye döndüğümüzde, onlara kalırsa hiçbir şey yok zaten.
- Cumhurbaşkanı kendisini daha baştan bu yana işin dışında tutmaya çalışıyor. Çünkü o daha önce bir çözüm sürecini denedi. Sonuçlarını öngörebiliyor. Olası sonuçlarının kendisini bağlamasından kaygılanıyor ve dışında duruyor.
- Bu süreci Devlet Bahçeli'nin ısrarını artık geri çeviremeyecek aşamada olduğu için kabul ettiğini gösteriyor ya da öyle bir izlenim veriyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı hiçbir sorumluluk almıyor. Elini köze uzatmıyor.
- Grup başkanvekilini görüştürdü. Heyet, kendi parti yönetimiyle heyeti buluşturdu. Onun dışında kendisini dışında tuttu. Bak bu da AK Parti'yle yapılan görüşmeler.
"SANIRIM ÖCALAN'DAN ÖZEL MESAJLAR GİTMİŞ"
- Şimdi, zaten doğru dürüst bir açıklama da yok. Ben mesela MHP'lileri aradım. Ne konuştunuz? Kapalı duvar. şeyi aradım. AK Partilileri aradım. Telefonu açmıyorlar. CHP'liler, doyurucu yanıt vermiyorlar.
- Ya ortada bir kere ne konuşulduğuna dair bir fikrimiz yok.
- Sanırım Öcalan'dan parti liderlerine özel mesajlar gitmiş. O mesajlara dair bir bilgimiz de yok. Şu an adına süreç denmiyor.
- Yapılan müzakere denmiyor ve tarafları da belli değil. Yani masanın bir tarafında belli ki Öcalan var. Peki Öcalan'ın karşısında kim var? Burada da bir muamma var. Mesela şimdi, bir heyet oluşmuş. Bir kere bu heyeti belli ki DEM Parti oluşturmamış. DEM Parti oluştursaydı eş başkanlar olurdu. Çünkü ilk Apo'yla görüşmek için dilekçe verenler eş başkanlar. Onları yok saydılar. Kandil'in de bundan haberi yok, öyle görüyoruz. Belli ki Öcalan'la iktidar arasında bir pazarlıkla belirlenmiş. Sırı Süreyya Önder, AK Parti kamuoyuna ve Türk Ama bir şey diyebilir miyim, İsmail? Ben bunu doğru buluyorum.