İsmail Saymaz: Ülkü Ocakları Başkanı cinayet şüphelisi
Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın Yeni Bir Sabah programına Gazeteci İsmail Saymaz konuk oldu. Saymaz, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) MHP'nin yan kuruluşu olan ve gençlik teşkilatını oluşturan Ülkü Ocakları ile eğitim anlaşması imzalamasına tepki gösterdi.
Siyasetten bağımsız olması gereken MEB'in eğitimlerinde Ülkü Ocakları'nın yani bir başka değişle MHP'nin yer almasını eleştiren Halktv.com.tr Yazarı İsmail Saymaz, "Tarikatların, AK Parti'ye biat etmiş tarikatların dernek ve vakıfları sokuldu. Bunlar sokulmuşken Ülkü Ocakları da sokuldu" dedi.
İYİ Parti liderine çok ağır sözler: Sabrımızı sınama!
Saymaz, Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım'ın İYİ Parti Genel Başkanı Müsavvat Dervişoğlu'nun aleni şekilde tehdit ettiğini de hatırlatıp, "Bundan sonra artık diyebilir misin, "Okullarda siyaset yapılmıyor, camilerde siyaset yapılmıyor, kışlalarda ve karakollarda siyaset yapılmıyor." diyebilir misin? Ve bundan sonra, şu tehditten sonra Milli Eğitim'e bağlı kurslarda hangi bilgi ve beceri aktarılacağını iddia edebilirsin?" ifadelerini kullandı.
Saymaz, bir muhalefet partisi lideri ve vekilin aleni tehdit eden Yıldırım'ın cinayet şüphelisi olduğunu da açıkladı. Saymaz,"O böyle kolaylıkla tehdit edilebilirken, ben, bir başka sokaktaki insanın can güvenliğini kim temin edebilir?" dedi.
İsmail Saymaz şunları ifade etti:
"Böyle bir kuruluşun okullarda ne işi var? Bu siyaset yapıyor, değil mi? Yanlış mı düşünüyorum yani? Şu an Ülkü Ocakları Genel Başkanı, liderim dediği Devlet Bahçeli'ye edilmiş bir sözden ötürü, Musavvat Dervişoğlu'nu tehdit ediyor.
"ÜLKÜ OCAKLARI MHP'NİN YAN KURULUŞUDUR"
Siyasi faaliyet bu, siyasi bir kuruluş. Siz siyasi kuruluşu nasıl okullara sokarsınız? Ülkü Ocakları MHP'nin yan kuruluşudur. Kurulduğu 1969 galiba, 69'dan beri bu böyledir. Bu amaçla kurulmuştur. Çeşitli tarihlerde isimler değiştirmiş ve bugüne gelmiştir. Başkanlar, 12 Eylül'den sonraki ilk başkanlarından biri de Musavvat Dervişoğlu'nun kendisidir.
"YILDIRIM DOĞMADAN ÖNCE DERVİŞOĞLU ÜLKÜCÜLÜKTEN CEZAEVİNDEYDİ"
Musavvat Dervişoğlu, Ahmet Yiğit Yıldırım'ın dedesi yaşındadır. Musavvat Dervişoğlu, Ahmet Yiğit Yıldırım henüz doğmadığı günlerde, Musavvat Dervişoğlu ülkücü hareketteki eylem ve tasarruflarından ötürü cezaevindeydi.
insani boyutu çok hazin yani. Arada yaşça büyük, yaş farkı var
Nasıl olur da bir ülkede ana muhalefet liderlerinden, en önemli ana muhalefet liderlerinden biri böyle tehdit edilebilir? Musavvat Dervişoğlu'na Fethi Yıldız cevap verebilir, Semih Yalçın verebilir, İsmail Özdemir verebilir.
"DEDESİ YAŞINDAKİ DERVİŞOĞLU'NU TEHDİT EDİYOR"
Dedesi yaşındaki Musavvat Dervişoğlu'na "Musavvat" diyerek, muhtemelen babasından da büyük, "Musavvat" diyerek onu tehdit ediyor.
"KİMİ TEHDİT ETTİYSE BAŞINA İŞ GELDİ"
Kimin güvencesi var? İkincisi, bu tehdit, bu tehdidin somut, somut ve yakın bir tehdit olduğunu da hatırlatmak isterim. Çünkü 2019'dan sonra, 2019'da başlayıp, Sinan Ateş'in ölümüyle sonuçlanan süreçte kim tehdit edildiyse, Twitter'dan ya da açıklamalarla kim tehdit edildiyse başına bir iş geldi.
Ve çoğunlukla ve acıdır ki, 19-20-25 yaşındaki gençler tanımadıkları 60-70 yaşındaki yaşlı, yaşını başını almış insanlara saldırtıldı. Bunlar oldu.
Ve geçmişte, 2019'da insanları tehdit edenlerden biri de Ahmet Yiğit Yıldırım'dı. 2019'da Ekrem İmamoğlu'na destek vereceğini açıklayan Bağımsız Ülkücüler adlı listedeki insanlar, liste yayınlandı ve onların hepsi tehdit edildi ve onlardan iki ya da üçü dövüldü.
"ADALET BAKANI KANUN YARARI BOZMA İSTEDİ YILDIRIM BERAAT ETTİ"
Bunlardan ötürü Ahmet Yiğit Yıldırım tehditten yargılandı, iki ayrı yerde yargılandı. Birinden "O tweeti ben atmadım." diyerek beraat etti, diğerinden ceza aldı. Ceza aldıktan sonra ne oldu biliyor musun
Adalet Bakanlığı devreye girip kanun yararına bozma istedi ve davada beraat çıkarttırdı. Şimdi bu tehdit somut bir tehdit. Çünkü bu tehdidin karşılığı var. Geçmişte 2019'dan 2022'ye kadar bu yöntemle insanlar dövüldü. Yarın da başlarına bir iş gelebilir.
"YILDIRIM CİNAYET ŞÜPHELİSİ"
Dahası, Ahmet Yiğit Yıldırım'ın kendisi bir cinayet şüphelisi. Sinan Ateş soruşturması kapsamındaki davasından ayrı olarak yürümekte olan, halihazırda yürümekte olan, içinde 22 şüphelinin bulunduğu dosyada kendisi de şüpheli. Sinan Ateş hakkında toplanan bütün bilgiler ona gittiği için dosyada şüpheli konumunda.
Ve bildiğim kadarıyla yurt dışına çıkış yasağı var. Şimdi siz bu vasıftaki bir, bir kişinin lider olduğu bir kişinin sarf ettiği bu tehdidin somut ve yakın bir tehlike içermediğini mi düşünüyorsunuz?
Musavvat Dervişoğlu şu an milletvekili ve bir partinin lideri. O böyle kolaylıkla tehdit edilebilirken, ben, bir başka sokaktaki insanın can güvenliğini kim temin edebilir?
Şimdi böyle bir kişi nasıl olur da Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak protokol yapıp kurslar verebilir?
Genel ahlaki Orada yazıyor. mesleki, beceri. Hangi mesleki beceri aktarılacak söyler misin? Hangi genel beceri, hangi mesleki beceri aktarılacak?
Hep şöyle bir prensip vardır ya. Okullara, kışlalara, ibadet yerlerine siyaset sokmayalım. Siyaset sokmadığınız yer mi kaldı? Allah aşkına! Siyaset sokmadığınız yer mi kaldı?
Zaten AK Parti'nin doğrudan kuruluşları Milli Eğitim'e sokuldu. AK Parti'nin, Erdoğan ailesinin mensuplarının kurduğu vakıflar sokuldu, en başından TÜRGEV'ine.
"TARİKATLAR SOKULMUŞKEN ÜLKÜCÜLER DE SOKULDU"
Tarikatların, AK Parti'ye biat etmiş tarikatların dernek ve vakıfları sokuldu. Bunlar sokulmuşken Ülkü Ocakları da sokuldu.
Ülkü Ocakları ve diğerleri siyasi kuruluş demek istiyorsunuz.
Bizden olan herkes camide, okulda, efendim kışlada ve karakolda siyaset yapabilir. Bizden olmayan herkesi takip ederiz. Ve bizden olmayan herkes bize hasımdır. Ve devletin güçlerini ona karşı kullanırız. Bu dediğiniz budur zaten.
"SEN TUVALET TEMİZLEMEK İSTEYEN BELEDİYEYİ OKULA SOKMADIN"
Yahu, ey Milli Eğitim Bakanı, sen tuvaletin helasını, okulun tuvaletinin helasını temizleyemeyen sen, o yükü kaldırmak için "Ben de geleyim, bir işin ucundan tutayım." diyen belediyeyi okula sokmadın kardeşim.
Sen okulun tuvaletini temizlemek isteyen, lavabo sunu temizlemek isteyen, koridorunu temizlemek isteyen, o yörenin belediyesini "Siyaset yapıyorlar." diye okula sokmayıp Ülkü Ocakları'nı sokuyorsun.
Bundan sonra artık diyebilir misin, "Okullarda siyaset yapılmıyor, camilerde siyaset yapılmıyor, kışlalarda ve karakollarda siyaset yapılmıyor." diyebilir misin? Ve bundan sonra, şu tehditten sonra Milli Eğitim'e bağlı kurslarda hangi bilgi ve beceri aktarılacağını iddia edebilirsin?