Erdoğan: Suriye'de halk devrimi gerçekleşti

Erdoğan: Suriye'de halk devrimi gerçekleşti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde komşumuz Suriye'de kelimenin tam anlamıyla bir halk devrimi gerçekleşti.61 yıllık zulmün, baskının, katliamın ve karanlığın ardından Baas rejimi artık tamamen tarihe karıştı. Ülkesinde 1 milyon masumun ölümüne sebep olan Esad, kuyruğunu kıstırıp bir gecede Şam'dan kaçmak zorunda kaldı. " dedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 8. Erzurum Kongresi'nde konuştu.

Erdoğan, Suriye'de Esad'ın kaçması ile gelişen yeni tabloyu yorumladı. Erdoğan, muhalefetin Suriye tutumunu eleştirdi. Erdoğan, Suriye'de tam bir halk devrimi olduğunu iddia etti.

Erdoğan, diplomasinin ince bir sanat olduğunu belirtip Türk halkının boynunu asla eğdirmediklerini söyledi.

Suriye meselesinde isabetli davrandıklarını ifade eden Erdoğan, muhalefete sert eleştiriler getirdi.

Erdoğan şöyle konuştu:

"BUNLARDAN BİR ŞEY OLMAZ"

Ülkemizde başını muhalefetin çektiği bir kesim, tarihi sorunları büyüterek, dönemsel sıkıntıları abartarak millete sürekli karamsarlık aşılıyor.

Milletle aynı yöne bakmak, aynı sevinci paylaşmak, aynı yolda yürümek yerine rüzgar gülü misali, yel nereden eserse yönlerini oraya dönüyorlar. Bunlardan bir şey olmaz.

Öyle bir ruh hali içindeler ki milletin kazanmasına tahammülleri yok. Öyle bir girdaba girmişler ki ülkenin kazanmasına tahammülleri yok.

AK Parti kaybetsin, AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da gerekirse Türkiye batsın diyecek kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler.

Cehalet adeta parçalardan akıyor. Dünyada ne olup bittiğini zaten bilmiyorlar. Sınırlarımızın ötesinde olanlar umurlarında bile değil.

"SURİYE'DE HALK DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİ"

Ezberlerinin, ideolojik saplantılarının esiri olmuşlar. Şuraya özellikle dikkatinizi çekiyorum. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde komşumuz Suriye'de kelimenin tam anlamıyla bir halk devrimi gerçekleşti.

61 yıllık zulmün, baskının, katliamın ve karanlığın ardından Baas rejimi artık tamamen tarihe karıştı. Ülkesinde 1 milyon masumun ölümüne sebep olan Esad, kuyruğunu kıstırıp bir gecede Şam'dan kaçmak zorunda kaldı.

Suriye halkı 13 yıl süren çetin mücadele neticesinde kendileriyle birlikte bizleri de gururlandıran muhteşem bir zafere imza attı.

Televizyonlardan sizler de izliyorsunuz. Halep'in, Hama'nın, Humus'un, Dera'nın, Lazkiye'nin, Şam'ın sokaklarında yıllar sonra insanların yüzü gülüyor.

13 yıl sonra ilk defa Suriyeli kardeşlerimiz geleceklerine umutla bakıyor. Sevinçle, heyecanla bakıyor. Suriyeli mazlumlar 13 senedir kendilerine kol kanat geren Türkiye'ye ve Türk milletine en samimi duygularla teşekkür ediyor, dua ediyor.

Ay yıldızlı al bayrağımız, özgür Suriye bayraklarıyla yan yana, Suriyeli kardeşlerimizin ellerini süslüyor. Suriyeli mazlumlar, "Allah Türkiye'den, Türk milletinden razı olsun." diyor.

Kardeşlerim ama bakıyorsunuz birileri buna tahammül edemiyor. Bu sevinci, bu coşkuyu paylaşmaktan bile aciz durumdalar.

Suriyeli kardeşlerimizin zaferini gölgelemek, bu önemli başarıya çamur atmak adına akla ziyan komplo teorileri üretiyorlar. Neymiş? Suriye halkının arkasında emperyalist mahfiller varmış.

Neymiş? Baas rejiminin yıkılması Türkiye'nin çıkarlarına zarar verirmiş. Daha bunun gibi akla, mantığa, dış politikanın temel öğretilerine aykırı bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayarak siyaset yaptıklarını zannediyorlar.

"DİPLOMASİ İNCE BİR SANATTIR 10 HAMLE SONRASINI HESAPLAMAK GEREKİR"

Burunlarının ucunu görmeyecek kadar cehalet çukuruna batmışlar fakat Suriye'deki güya büyük oyunu hemen çözdüklerini sanıyorlar.

Şimdi değerli kardeşlerim, diplomasi tıpkı siyaset gibi ince bir sanattır. Diplomasi tıpkı siyaset gibi akıl ister, birikim ister, öngörü ister, basiret, feraset, stratejik sabır ister.

Diplomasi birkaç hamle sonrasını değil, 10 hamle sonrasını hesaplamayı gerektirir. Diplomaside sadece bugünü değil, yakın ve uzak geleceği de şimdiden planlamanız, çok iyi düşünüp kapsamlı analizler yapmanız icap eder.

Kendi adımlarınızla birlikte rakiplerinizin, hatta hasımlarınızın hamlelerini de dikkate almak, her türlü senaryoya hazırlıklı olmak durumundasınız.

Bakın bu kardeşiniz yarım asırdır siyaset sahnesinde. Sizlerin takdiriyle, aziz milletimizin teveccühüyle son 22 yıldır da bir nevi kurtlar sofrası olan uluslararası arenada Türkiye'yi temsil ediyor.

"TÜRK DEVLET AKLININ..."

Kendi tecrübelerimizin yanısıra 2000-2500 yılı aşan geleneğe sahip Türk devlet aklının rehberliğinde planlarımızı yapıyoruz, adımlarımızı yine buna göre atıyoruz.

Şu ana kadar binlerce toplantıya, binlerce zirveye iştirak ettik. Çok zorlu müzakerelerde ülkemizin ve milletimizin hakkını savunduk.

Allah'a hamdolsun 22 yıl boyunca milletimizin başını yere eğdirmedik. Her zaman bin düşündük ama bir söyledik. Üstat Necip Fazıl'ın o veciz ifadesiyle "Zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı fark edecek kadar gözü keskin bir akılla" işte böyle bir titizlikle, işte bu teyakkuz haliyle diplomasiyi yürüttük.

Türkiye'nin büyüklüğüne, devletimizin itibarına, kuvvet ve kudretine hiçbir yerde halel getirmedik. Muhalefetin eski genel başkanı gibi ülke ülke dolaşıp Türkiye'yi şikayet edenlerden, kendi ülkesini yabancılara kötüleyenlerden asla olmadık. Şunu büyük bir memnuniyetle söylemek isterim.

Dadaşlardan aldığımız güçle her türlü uluslararası meselede adaletten yana, haktan yana, insani değerlerden, ahlaktan yana tavır takındık.

"TERÖRDEN KAÇAN SURİYELİ MUHACİRLERE KAPILARI AÇTIK"

Dünyanın neresinde zulme uğrayan varsa diline, inancına, derisinin rengine bakmadan mazlumun yanında dimdik durduk.

Bundan 13 yıl önce ülkelerindeki çatışma ve terörden kaçan Suriyeli muhacirlere bu hassasiyetle gönlümüzün ve ülkemizin kapılarını açtık.

Batılı ülkelerin sırtını döndüğü ve ölüme terk ettiği bu mazlumlara sadece insanlık adına, kardeşlik adına, Müslümanlık adına sahip çıktık.

Muhalefet bunu anlayamadı ve anlayamaz. Kimi aydınlar bunu idrak edemedi. Kimi gazeteciler, kimi medya mensupları bunu bir türlü kavrayamadı.

Yalnız bırakıldığımız, haksızca eleştirildiğimiz çok zaman oldu. Sığınmacıları siyaset ve seçim malzemesi olarak kullanacak kadar vicdanını kaybedenler oldu. 4 milyon Suriyeli kardeşimizi biz bu topraklarda misafir ettik.

CHP'YE 'ESED' ELEŞTİRİSİ

Ama CHP, ana muhalefet hep birlikte ne dediler? "Biz sizi gelir gelmez tekrar Suriye'ye göndereceğiz." Biz ne dedik? "Hayır, asla. Biz ensarız ve bu muhacir kardeşlerimizi de göndermeyeceğiz." CHP eski genel başkanının körüklediği nefret dalgasının asıl gayesinin ne olduğunu bugün daha net görebiliyoruz.

Yere göğe sığdıramadıkları Baas rejiminin karanlık ve çirkin yüzü, hapishane denilen ölüm kamplarında şimdi tek tek ortaya çıkıyor.

Ama bunlara rağmen ne CHP'nin eski genel başkanı ne de Sayın Özel Suriye krizi ve sığınmacılar meselesinde bir öz eleştiri yapmıyor.

Haklarına girdikleri insanlardan helallik dilemiyorlar. Son ana kadar neden Esed denilen zalimin reklamını yaptıklarını, neden Esed'dean medet umduklarını millete izah edemiyorlar.

Suriyeli kardeşlerimizin Türk bayraklarıyla zaferlerini kutlamasından niçin rahatsız olduklarını söylemiyorlar.

CHP yönetiminin Baas diktatörlüğüne bu kadar sempati beslemesinin sebebi nedir? Açıkçası milletimiz gibi biz de merak ediyoruz. Ne oldu? Baas düşünce CHP'nin hayalleri de mi suya düştü? Baas kaybedince otomatik olarak CHP de mi kaybetmiş oldu? Rahatsızlıkları nedir? Bunu açıklığa ve açığa kavuşturmalıdırlar.

Sayın Özel önceki gün sığınmacılarla ilgili yanlış mantık yürütmeyle de olsa ilk defa doğru bir cümle kurdu.

Sığınmacıların savaş yorgunu bir ülkeye dönüşlerinin zaman alacağını dolaylı bir şekilde ikrar etti. Tabii Sayın Özel'in bunu bize değil hala mülteci düşmanlığı yapan kendi belediye başkanlarına söylemesi gerekir.

Sayın Özel bu tespitini Esad'ın ölüm kamplarını gördüğü halde Suriyeli mazlumlara nefret kusan belediye başkanlarıyla paylaşmalıdır. Bunu yapmadıktan sonra sehven de olsa söylediği doğru sözlerin hiçbir kıymeti olmaz.

"NE KADAR İSABETLİ DAVRANDIĞIMIZI BUGÜN DAHA İYİ GÖRÜYORUZ"

Burada şunu açık ve net ifade etmek durumundayım. Muhalefetin kışkırtmalarına rağmen Suriye krizinde ne kadar isabetli davrandığımızı hamdolsun bugün daha iyi görüyoruz.

Suriyeli kardeşlerimizi ölüme göndermeyerek ne kadar büyük bir hayra vesile olduğumuzu evet bugün daha iyi anlıyoruz.

Hem kardeşlik ve komşuluk görevimizi hakkıyla yerine getirdik hem de insanlık sınavından alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıktık.

İşte bugün Şam Büyükelçiliğimizi faaliyete geçiriyoruz. Suriye'nin yeniden imarı ve ayağa kaldırılmasında da tüm kesimleriyle Suriye halkının yanında olacağız.

Bu vesileyle bir kez daha Erzurum'la birlikte muhacire ensar olan tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun diyorum.

"POLEMİKLE VAKTİMİZ YOK"

Rabb'im bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın diye dua ediyorum. Sevgili Erzurumlular, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım, bizim işimiz hizmet.

Gücümüz millet. Polemiğe, laf yarıştırmaya bizim vaktimiz yok. Çünkü biz laf üretmenin değil, taş üstüne taş koymanın derdindeyiz. Bakınız muhalefet boş işlerle uğraşırken biz son 22 yılda Erzurum'a güncellenmiş değerle toplam 411 milyar liralık kamu yatırımı yaptık.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi