Fikret Bila
Ekrem İmamoğlu Doğru Karar Verdi
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na mı, CHP Genel Başkanlığı’na mı aday olacağı merak ediliyordu.
İmamoğlu, dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olacağını bir basın toplantısıyla ilân etti.
İmamoğlu doğru karar verdi.
CHP Genel Başkanlığı’na aday olsaydı, belediye başkanlığından ayrılması gerekiyordu. Böyle bir durumda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, iktidar çoğunluğu elinde tuttuğu için bir AK Partili seçime kadar belediye başkanlığını devralacaktı.
CHP 25 yıl sonra aldığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı seçimsiz AK Parti’ye geri verecekti.
İstanbul’u kaybetmeyi zaten içine sindirememiş olan iktidar, kaybettiği kaynaklara yeniden kavuşacak, devletin yansıra belediyenin de tüm kaynaklarını 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde kullanacaktı. İstanbul belediye seçimini yeniden kazanma şansını artıracaktı.
CHP’liler İstanbul’un bu şekilde AK Parti’ye teslim edilmesine tepki gösterecekler ve fatura da İmamoğlu’na kesilecekti. İstanbul’u kendi eliyle AK Parti’ye teslim etmesinin doğuracağı sonucu gören
İmamoğlu isabetli bir kararla belediye başkanlığına yeniden aday olmayı tercih etti.
Ayrıca genel başkanlığa aday olsa da kurultayda seçilmesinin garantisi de yoktu.
İmamoğlu’nun dünkü açıklamaları izleyeceği yol haritasını da gösterdi.
İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olacağı ancak genel başkanlık ve/veya cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmeyeceği mesajını verdi.
CHP için başlattığı değişim talebini, partinin ve Türkiye’nin geleceğine ilişkin iddiasını sürdüreceğini de duyurmuş oldu.
“Parti’de CHP’nin tarihini bilen temiz insanlar vardır, Özgür Özel bunlardan biridir” diyerek, aday olması halinde kurultayda Özel’i destekleyeceği mesajını da verdi. Bu sözlerinde ayrıca CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Bulun geçmişi temiz birini genel başkanlığı bırakayım” sözüne yanıt da vardı.
Çizdiği yol haritasına göre İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı daha güçlü bir şekilde ikinci kez kazanırsa CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığına talip olacak. CHP Genel Başkanlığı’na da Özgür Özel’in seçilmesi için gayret gösterecektir.
İmamoğlu’nun formülü tutarsa Özgür Özel genel başkan, kendisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı olacak. Bu arada İstanbul’u kazanması halinde genel başkanlığı da üstlenmek üzere yerine bir CHP’liyi vekil olarak bırakıp partinin başına geçmek için kurultayın olağanüstü toplanması çağrısında bulunması da olasılıklar içinde. Bunun için Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de CHP’nin çoğunluğu elde etmesi gerekiyor.
İmamoğlu’nun dün açıkladığı karar CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun kendisine daha önce önerdiği karardır.
14-28 Mayıs seçimlerinden sonra Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu dört kez görüştüler.
Bu görüşmelerden edindiğim ve daha önce köşe yazımda ve Halktv’de aktardığım gibi Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’na “CHP’ye genel başkan olmak istiyor musun” diye sordu.
İmamoğlu “Onur duyarım” yanıtını verince Kılıçdaroğlu şu öneride bulundu:
“İstanbul çok önemli. İstanbul’u kaybedemeyiz. Bunu göze alamayız. İstanbul’a döner dönmez çalışmalara başla. Yeniden İstanbul Büyükşehir Başkanlığı’na aday ol. Daha güçlü bir şekilde seçimi kazan. 2019’da kazandığımız ilçelerin sayısını artır. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluk CHP’ye geçsin. Belediye Başkanlığı’nı bir CHP’li üyeye bırak. Ankara’ya gel ve genel başkanlığa aday ol.”
İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun bu önerisine bir yanıt vermedi, teşekkür etmekle yetindi. İstanbul’a döndü ve değişim söylemini sürdürdü.
Aradan geçen süre içinde İmamoğlu, partililerle, parti yöneticileriyle birçok toplantı yaptı. Partiyi ve kamuoyunu yokladı. Başlayan kurultay sürecini, delege seçimlerini izledi.
Sonuçta Kılıçdaroğlu’nun önerdiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olmayı yeğledi.
Yeniden seçilmesi cumhurbaşkanlığı adaylığı ve partideki geleceği açısından elini güçlendirecektir.
Kılıçdaroğlu’nun ise yeniden genel başkan seçilip partisini yerel seçimlere götürüp 2019’daki gibi bir başarı elde edilirse, partideki değişime, yenilenmeye engel olmayacağı, aksine destek olacağı da anlaşılıyor.