"Kulp’taki olay, AYM-Yargıtay krizi gibi belirginleşen devlet içindeki fay hatlarının daha da görünmesini sağladı"

Barış Terkoğlu: Bir tarafta İslamcı memurlar öte yanda ülkücü mülkiye, herkes sanki "son kavgaya" hazırlanıyor

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde kaymakam Burak Akeller'in bir imamı darp ettiğini hatırlatarak, "İmama örgütü Diyanet-Sen ve Memur-Sen sahip çıktı. Cami önünde açıklama yapan sendika, “sözde devlet ve millet menfaatine yapılıyor denilen ama gerçekte terör örgüt ve odaklarının ekmeğine yağ süren eylem ve söylemlerin oluşturduğu tahribat” diyerek MHP’ye göndermede bulundu.

Fakat karşı tepki daha sert oldu. Ülkücü mülkiyeliler, sosyal medyada hem imamı hem de Memur-Sen’i hedef aldı. Kaymakamlar, valiler, vali yardımcıları, MHP’li siyasetçilerle tek ses olup, kaymakam Akeller’e sosyal medyada destek mesajı yağdırdı" diye yazdı.

Bu tartışmada, AKP’nin yan kuruluşu Memur Sen’in Başkanı Ali Yalçın, kaymakama sert tepki göstermiş ve İçişleri Bakanlığı’ndan gereğinin yapılmasını istemişti. Ancak Ali Yalçın, beklemediği bir tepki ile karşı karşıya kalmış ve özellikle milliyetçi kökenli kaymakam ve vali yardımcıları, Ali Yalçın’ın bu çıkışına sert tepki göstermişti.

Gazeteci Alican Uludağ’ın analizine göre;

Uludağ, bu olayın Cumhur İttifakı içerisindeki örtülü güç mücadelesinin yeni bir boyutu olduğunu ifade ediyor. Özellikle MHP, bu olayla AKP’ye karşı önemli bir koz yakalamış ve bunu da kullanmaktan geri durmamış. Aynı zamanda bu durum, bürokrasi içinde milliyetçilerin önemli mevziler elde ettiğinin de göstergesi.

Uludağ, Cumhur İttifakı içerisindeki güç krizinin ileride büyük bir savaşa dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Erdoğan’ın, iktidarını korumak için ittifak yaptığı MHP, BBP, Yeniden Refah, Hüda-Par gibi partilere pastadan pay verdikçe, aslında kendi partisini/kadrolarını zayıflatıyor. Özellikle partisi içindeki kendi tabanı (muhafazakar demokratlar) ittifak bileşenlerine karşı kendi mevzilerini korumaya çalışıyor.

Uludağ, bu küçük krizlerin ileride ittifakın çatlamasıyla büyük bir savaşa dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Ve o zaman yargı, Emniyet ve bürokrasi içindeki MHP’ye yakın milliyetçi kadroların elleri hiç de zayıf olmayacak. Erdoğan’ın İYİ Parti’ye göz kırpması, belki de tehlikeyi gördüğünün bir işareti.

Cumhur İttifakı’ndaki güç krizinin nedenleri

Cumhur İttifakı’ndaki güç krizinin nedenleri arasında şunlar sayılabilir:

İttifak içerisindeki ideolojik farklılıklar: AKP ve MHP, ideolojik olarak birbirinden farklı iki partidir. AKP, muhafazakar demokrat bir partiyken, MHP, milliyetçi bir partidir. Bu ideolojik farklılıklar, zaman zaman ittifak içerisinde gerilimlere yol açmaktadır.

İttifak içerisindeki güç mücadelesi: AKP ve MHP arasında, iktidarı kontrol etme konusunda bir güç mücadelesi yaşanmaktadır. AKP, ittifakın lideri olarak kendisini görüyor ve MHP’nin kendisine biat etmesini beklemektedir. MHP ise, ittifak içerisinde söz sahibi olmak ve kendi çıkarlarını korumak istemektedir.

İttifak içerisindeki kadrolaşma: AKP ve MHP, ittifak içerisinde kadrolaşmaya giderek, kendi taraftarlarını bürokrasiye yerleştirmeye çalışmaktadır. Bu durum, ittifak içerisindeki gerginliği artırmaktadır.

Cumhur İttifakı’ndaki güç krizinin sonuçları

Cumhur İttifakı’ndaki güç krizinin sonuçları şu şekilde olabilir:

İttifak içerisindeki gerginliğin artması: İttifak içerisindeki güç mücadelesi, ittifak içerisindeki gerginliğin artmasına yol açabilir. Bu durum, ittifakın dağılmasına kadar gidebilir.

İktidardaki AKP’nin zayıflaması: AKP ve MHP arasındaki güç mücadelesi, AKP’nin iktidardaki konumunu zayıflatabilir. Bu durum, muhalefet partilerine avantaj sağlayabilir.

Türkiye’de siyasi istikrarsızlığın artması: Cumhur İttifakı’ndaki güç krizi, Türkiye’de siyasi istikrarsızlığın artmasına yol açabilir. Bu durum, ülkenin ekonomik ve sosyal sorunlarını daha da zorlaştırabilir.

Cumhur İttifakı’ndaki güç krizinin nasıl sonuçlanacağı, önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmelere bağlı olacaktır.