CHP'li Sarıbal: Tek kurtuluş yolu dayanışma içinde halk hareketidir

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve İstanbul, Ankara başta olmak üzere ülke geneline yayılan protestolara karşı polisin müdahalesine ve tutuklamalara tepki gösterdi.
Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, konuşan Sarıbal, şu ifadelere yer verdi:
"Bu iktidar, hukuksuzluğu tarihe kazımakta ısrarcı. Basını susturmak için ise her türlü aracı kullanıyor. Kendilerine biat etmeyen, talimatla haber yapmayan, mikrofonu yalnızca muktedire uzatmayan gazetecileri hedef alıyorlar. Görevini yapan gazeteciyi suçlu ilan eden, muhalefeti ‘suç örgütü’ gibi gösteren, her protestoyu ‘kalkışma’ sayan bir iktidar mekanizması işliyor."
"TEK KURTULUŞ HALK HAREKETİDİR"
Sarıbal, Saray'ın ülkeyi yoksulluğa, sefalete ve açlığa mahkum edildiğini söyledi. Artık sokakların da insanlara dar edildiğini belirten Sarıbal, "Türkiye artık nefes alamıyor" diyerek söylerine devam etti:
"Bu ülkenin sokaklarında adalet isteyenler, onuruyla yaşamak isteyenler var. Ama karşılarında zorbalıkla, hukuksuzlukla, baskıyla ayakta durmaya çalışan bir iktidar var. Sokakta nasıl mücadele ediyorsak, üretimden ve tüketimden gelen gücümüzü de kullanacağız. Tek kurtuluş yolu, örgütlü, güçlü ve dayanışma içinde bir halk hareketidir.
Bizi sindirmek, mücadelemizi bölmek, eylemlerimizi terörize etmek istiyorlar. Sokakları, meydanları korkuyla doldurmak, halkı susturmak istiyorlar. Buradan dönme şansımız yok. Saray baskıyı artırdıkça daha çok haykıracağız. Baskıyı artırdıkça yalnızlaşacak, tek adam, tek kalacak. Nefes aldığımız her yerde direnişi büyüteceğiz."
"MESELE; AÇLIK, YOKSULLUK, HAKSIZLIK, ADALETSİZLİK"
Meselenin açlık, yoksulluk, haksızlık, adaletsizlik, eşitsizlik olduğunu söyleyen Sarıbal; gençlerin, kadınlar, emekliler, laiklik savunucuları, geçinemeyenler Saray’dan hesap sorduğunu söyledi.
Mart ayı açlık sınırının 25 bin 720, yoksulluk sınırı ise 78 bin 230 lira olduğu belirten Sarıbal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gençlerin yüzde 61’nin gelir kaynağı yalnızca ailesi. Üniversiteyi bitiren işsiz, çalışan geçinemiyor. Adalet desen yok, liyakat desen hak getire. Sınav sorularını çaldılar, kurumları çökerttiler, eğitimi tarikatlara teslim ettiler. Bir nesli bile isteye karanlığa mahkum ettiler. Resmi her 3 işsizden 1'i üniversite mezunu.
Şimdi de hakkını savunan, onurlu bir yaşam isteyen gençleri dövdüler, işkence ettiler, tutukladılar. Bu ülkenin gençleri, hayallerini, umutlarını, özgürlüklerini savundukları için zindanlara atıldı. Gençlerimizin eğitim hakkı, gelişim hakkı, ifade özgürlüğü hiçe sayılarak alınan bu kararlar temel insan haklarının ihlalidir. Çocuklarımızı, gençlerimizi, gazetecileri derhal serbest bırakın."
"HUKUKA KARŞI SORUMLULUĞUNUZ VAR"
"Bu ülkenin vicdanlı, namuslu, onurlu savcılarını göreve çağırıyorum" diyen Sarıbal, "Sizler Türkiye Cumhuriyeti adına karar veriyorsunuz. Sizler hukukun, adaletin, devletin temel direğisiniz. Kendi çocuklarınıza nasıl bir ülke bırakmak istiyorsunuz? Bu ülkenin evlatlarına karşı sorumluluğunuz var. Hukuka, vicdana, ettiğiniz yemine karşı sorumluluğunuz var" diye konuştu.