CHP'li Murat Emir Yenidoğan Çetesi'nde büyük skandalı açıkladı! Bakan Memişoğlu ayrıntısı

CHP'li Murat Emir, Sağlık Bakanı Memişoğlu'nun Yenidoğan Çetesi hakkında yaptığı ihbarın Mali Şube'ye yaptığını belirtip, "İlk paranın peşine mi düşersiniz? Canın peşine mi düşersiniz? Doktor Sağlık Bakanı paranın peşine düşmüş. Mali Suçlarla Mücadele Birlik Şube Müdürlüğüne şikayeti iletmiş. Bundan sonra başka bir şey yapmamış. Beklemiş, seyretmiş" dedi.

Türkiye yenidoğmuş bebeklerin para için katledilmesi ile sarsıldı. Elebaşlığını terör örgütü PKK'dan hüküm giymiş Doktor Fırat Sarı'nın yaptığı Yenidoğan Çetesi, sağlıklı bebekleri yoğun bakıma yatırıp SGK'yı ve ailelerden para aldı.

Çete üyelerinin konuşma kayıtlarında açıkça bebeklerin öldürülmesi için talimatlar verildiği görüldü.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun skandal ile ilgili, "Gündemi doldurmaya çalışıyorlar" sözlerini kınadı.

CHP'li Emir, CİMER şikayetinin geldiği dönemde İstanbul İl Sağlık Müdürü olan Kemal Memişoğlu'nun şikayet üzerine sadece 'Mali suçlarla' ilgili harekte geçtiğini açıkladı.,

Emir, "Bebekler ölüme terk ediliyor ve bunun üzerinden sahte faturalar, haksız kazançlar elde ediliyor. Ne yaparsınız? İlk paranın peşine mi düşersiniz? Canın peşine mi düşersiniz? Doktor Sağlık Bakanı paranın peşine düşmüş. Mali Suçlarla Mücadele Birlik Şube Müdürlüğüne şikayeti iletmiş. Bundan sonra başka bir şey yapmamış. Beklemiş, seyretmiş. Bir denetim yapılmış. Komisyon üyesi bir doktor, 22 Mayıs 2023’te 'Burada bir sorun var' demiş. Ama bu sorunun ne olduğu, nasıl olacağı konusunda fazla ileri gidememişler" dedi.

"BAKANLIĞIN GÖZ GÖRE GÖRE BEBEKKLERİ ÖLÜME TERK ETMESİNİ KABUL ETMİYORUZ"

Emir şöyle konuştu:

"Bebeklerin üç-beş kuruş için göz göre göre Bakanlığın, emniyetin takibi altındayken ölüme terk edilmesini, adeta öldürülmesini asla kabul etmiyoruz. Asla kabul etmeyeceğiz. Bundan çok daha önemli bir gündem maddemiz yoktur. Biz bunu konuşmaya devam edeceğiz, sorumluların yakasını bırakmayacağız. Sizin daha önemli gündemleriniz olabilir. Ama bizim bebekler öldürülürken, katledilmişken, ölüme terk edilmişken ve devlet soyulmuşken konuşacak daha önemli bir konumuz yok. Sağlık Bakanlığı zamanın İl Sağlık Müdürü ve bugünün Sağlık Bakanı görevini yapmamıştır. Görevini savsaklamıştır. Çünkü iddianameden de anlıyoruz ki bu çetenin bir ucu yargıya gitmektedir. Kimi yargı mensupları üzerinden işinin daha kolay olacağını zaten konuşuyorlar. Bir ucu siyasete, Bilal Erdoğan'a kadar gidiyor mu gitmiyor mu bilmiyoruz ama mutlaka Bilal Erdoğan'ın da ifadesinin alınması gerekir. Ama bir ucunun da Sağlık Bakanlığı içerisinde olduğu apaçık bir gerçek. Çete bir elini uzatmış Sağlık Bakanlığına, bir elini uzatmış siyasete, Bilal Erdoğan'la, Bilal Erdoğan'la bir ilişkisi var mı yok mu bilemiyoruz ama araştırılması gerekir. Ama bir yönüyle de bu çete yargının içerisinde de güçlü kişileri bulmuş anlaşılan.

"SAĞLIK BAKANI PARANIN PEŞİNE DÜŞMÜŞ"


Öncesinden de CİMER’e şikayetler var. Bakanlığa soruyoruz. Daha önce üstünü örttüğünüz şikayetler var mı? 2 Mayıs 2023’te yani 40 gün sonra, şikayet İl Sağlık Müdürlüğüne geliyor. Bu gecikme açıklanmalıdır. Burada yaklaşık 35 günlük bir gecikme var. Çünkü insan hayatı, bebek hayatı söz konusudur. Sağlık Bakanı, 5 Mayıs 2023’te 'Ben yetkililere hemen bildirdim' diyor. Üç gün sonra. Ama nereyi bilirmiş biliyor musunuz? Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bildirmiş. Konuyu anlamamış. Kendisi bir doktor, zamanın İl Sağlık Müdürü. CİMER'e şikayet yapılıyor. Şikayet yapanlar çetenin bir mensubu paylaşırken anlaşamamışlar. Bu şikayet kendisine nihayet geldiğinde 40’ıncı günde emniyete Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bildiriyor. Ciddi bir iddia var. Benim yönettiğim hastanelerde, benim yönettiğim yoğun bakımlarda, bebekten öldürülüyor. Bebekler ölüme terk ediliyor ve bunun üzerinden sahte faturalar, haksız kazançlar elde ediliyor. Ne yaparsınız? İlk paranın peşine mi düşersiniz? Canın peşine mi düşersiniz? Doktor Sağlık Bakanı paranın peşine düşmüş. Mali Suçlarla Mücadele Birlik Şube Müdürlüğüne şikayeti iletmiş. Bundan sonra başka bir şey yapmamış. Beklemiş, seyretmiş. Bir denetim yapılmış. Komisyon üyesi bir doktor, 22 Mayıs 2023’te 'Burada bir sorun var' demiş. Ama bu sorunun ne olduğu, nasıl olacağı konusunda fazla ileri gidememişler.

"BU KATİLLERE NE YAPTIN?"

Kadan bebeğin öldüğü gün, Sağlık Bakanlığında bir denetimin başladığını anlıyoruz. 9 Eylül 2023’te teknik takip başlamış. 10 Ocak 2024’te de bitmiş. Dört aylık bir teknik takip var. Bu dört ayda yedi bebeğimiz can vermiş teknik takip sırasında. Dinlemişler, bebekler ölüyorken dinlemişler. Hiçbir şey yapmamışlar. Ne Yenidoğan ünitelerini kapatmışlar ne hastaneleri mühürlemişler ne soruşturma yapmışlar ne doktorlara ne hemşirelere dokunmuşlar. Hiçbir şey yapmamışlar. Sadece dinlemişler. Dinleyen kim? Yargı. Yargı, harekete geçmiş. İlk operasyon 26 Nisan 2024’te ama Bakanın yapması gereken, bu bebekler ölüyorken hastanelere ne yaptın? Yenidoğan ünitelerine ne yaptın? Bu katillere ne yaptın? Bu katillerin bebekleri ölüme terk etmesine nasıl izin verdin? Bu soruların cevabı yok. Kendisinin söylediği ‘Teknik takipte kaldık, suçluları ortaya çıkartmak için.’ Teknik takip, bebeklerin ölümüne göz göre izin verilirken yapılabilir mi? Sen polis hafiyesi misin? Sen İstanbul İl Sağlık Müdürüsün o sırada. Şimdi de Sağlık Bakanısın. SGK'ya haber vermemiş. Bu çeteler parayı çatır çatır almaya devam etmişler. Bu cinayetler bu yüzden devam etti. SGK parayı ödemeye devam ettiği için bu katiller, bu cinayetlere devam ettiler. Aynı şekilde Bakanlığa bildirmemiş, bildirmesi lazım. Bu arada Ankara'da, İzmir'de, Manisa'da, Artvin'de, Ağrı'da buna benzer cinayetler işlenmiş mi, işlenmemiş mi bilmiyoruz. Çünkü araştırmadık. Çünkü görevlerini yapmamışlar.

"KAPATMAK YETMEZ RUHSATLARI İPTAL EDİN"

Nisan ayında operasyon yapıyor, tutuklamalar başlıyor. Tutuklamalardan sonra bile bu hastaneler çalışmaya devam ediyorlar. Bu hastaneyi denetleyen, bu hastanelerin kapatması gereken, anında işlem yapması gerekenler seyretmişler, beklemişler. Mayıs 2024’te birini, Eylül 2024’te de diğerini kapatmışlar. Bu konu iyice ayyuka çıktıktan sonra 16 Ekim 2024’te iddianame ortaya çıktı. Türkiye bununla meşgul olmaya başlayınca da 19 Ekim 2024’te 10 hastane daha kapatıldı. Bunları kapatmak yetmez, ruhsatları iptal edeceksiniz. Çünkü kimi hastanelerin kapatıldıktan sonra ruhsatlarını bir başkasına devretmiş gibi gösterip aynı ruhsatlarla devam ettiğini de biliyoruz. Buna da izin veriyorlar.

"AÇIK BİR ORTAKLIK SÖZ KONUSU"

Korkunç bir cinayet zinciri ve bu cinayeti seyreden bir zamanın İl Sağlık Müdürü, bugünün Sağlık Bakanı var. Mali Suçlarla Mücadele Şubesi’ne yazdıktan sonra görevin bitti mi? Denetledin mi? ASKOM diye bir kuruluş var. ASKOM, 112’lerin çalışmasını denetlemekle görevli. ASKOM, aylık raporlar alıyoruz. 112 üzerinden eğer bir dağıtım sorununuz varsa bunun çoktan çözülmüş olması gerekirdi. ASKOM raporları, sizin denetim raporlarınız nerede? Denetim raporlarınızda gerçekten bunları görmediyseniz ne işe yarıyorsunuz? Görüp de kapatmadıysanız, görüp de bu hastanelerin yeni doğan ünitelerinin çalışmasına izin verdiyseniz söyleyecek söz bulamıyorum. Allah sizi bildiği gibi yapsın. Böylesine bir sorumsuzluk, böylesine bir cinayet ortaklığı, hem de bakanlık yapacak birisine asla uyuşamaz. ‘Yenidoğan birimlerini kapattık’. Ne zaman? Eğer hastanelerle birlikte kapattıysan geçmiş olsun Hiç olmazsa 9 Eylül 2023’te kapatsaydın yedi bebeğimiz yaşıyor olacaktı. Bu arada bunlar iddianamedeki bebekler. Başka bebekler hiç gerekmediği şekilde yoğun bakımlara yatırıldı mı? Muhtemelen yatırıldı. Bunlara gereksiz tedaviler yapıldı mı? Muhtemelen yapıldı. Bunların bir kısmı yoğun bakımda yattığı için yaşamını kaybetti mi? Muhtemelen kaybetti. Üzülerek, bir hekim olarak söylemek zorundayım. Ama bunlar bu iddianamede olmadığı için yazamıyoruz. Açık bir cinayet zinciri, açık bir görevini yapmama ve bunlara ortaklık yapma durumu söz konusu.

"GÖZ YUMMUŞSUNUZ"

Bu Fırat Sarı denilen, doktor diyemeyeceğim şahsiyetsiz kişinin 350 yoğun bakım yatağı var deniyor iddianamede. Nasıl? Hastane açıyorsunuz, 100 yataklı. Yüzde 30’unu yoğun bakım yapabiliyorsunuz. 30 yatak hemen yoğun bakım oluyor. Tüm yoğun bakım yatakları karlı yataklar. Normal yataklarda kar yok. 30 yoğun bakım yatağı yaptınız. Bunu işletmek lazım. Ne gerek var? Getiriyorsunuz birine, kiralıyorsunuz. Bu da yasal değil. Hiçbir yasal altyapısı yok. Vatandaş geldiği zaman bilmem ne hastanesine geldiğini düşünüyor. Ama oradaki hastanenin yoğun bakımını bu çete yönetiyor. Sürekli şu hastanelere üstün kalite belgeleri vermişsiniz. Bebek dostu kalite sertifikası vermişsiniz. Yenidoğan dostu hastane sertifikası vermişsiniz. Siz Bakanlık olarak yoğun bakımların çetelere kiralanmasına göz yummuşsunuz. Burada da suçlusunuz.

"YA CEVAP VERECEK YA DA O KOLTUKTA OTURMAYACAK"

Bakan ‘112’yi ayarladık. Oraya hasta göndermedik’ diyor. Nasıl yapabilirsin bunu? Orada otomatik bir sistem var. Şu cinayetler var ama bu olmasa bile oraya belki olağanüstü hal akışını durdurdunuz. Çünkü burada teknik takip var. Bunlar hala yapıyorlar. Üstelik de buradaki kişiler denetlendiklerini bile bile buna devam ediyorlar. Soruşturma geçirecekleri içeriden bilgileri geliyor. Siz bu yoğun bakımlara izin vermişsiniz. Bu soruların cevabını ya verecektir ya da bir dakika daha o koltukta oturmayacaktır.”

"BUNUN ADI OLASI KASTTIR"

Emir, “yenidoğan çetesi”ne hakkındaki ihmal iddialarına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

“Burada ihmal olmaz. Siz bir kamu görevlisisiniz. Size bir suç isnadı geliyor. Denetliyorsunuz. Denetlediğinizde orada bebeklerin ölüme terk edildiği apaçık ortada ve siz ona göz yumuyorsunuz bir süreliğine. Hatta bir yılın üzerinde bir süre göz yumuyorsunuz. Bunun adı olası kasttır. Bunda ihmal falan olmaz. Çünkü bu bebeklerin öldürüleceği, ölüme terk edileceği biliniyor. Yani ihmal dersek yanlış yaparız.”

Kaynak:ANKA Haber Ajansı