İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara'daki bombalı saldırıya ilişkin yaptığı değerlendirmeler gerekçesiyle gazeteci Ayşenur Arslan hakkında soruşturma başlattı. Arslan, başlatılan soruşturmanın ardından öğle saatlerinde ifade için Çağlayan Adliyesi'ne götürüldü.

Aslan'ı Halk TV Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Mahiroğlu, Halk TV Haber Yayın Yönetmeni Bengü Şap Babaeker ve Web Genel Yayın Yönetmeni Ercüment İşleyen, adliyede Arslan'ı yalnız bırakmadı.

Halk TV Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Mahiroğlu dün geceden itibaren başlatılan linç kampanyası, sabah saatlerinden itibaren yaşanan gelişmeler ve Ayşenur Aslan ile aldıkları ortak karara ilişkin detayları tek tek açıkladı.

"Öncelikle böyle bir konu için burada olmayı hiç istemezdim. Sabah 6.30 sularından beri Ayşenur Abla ile telefondayız. Bu görüşmeler sonucunda ortak aldığımız bir karar söz konusu. Tabi bunu daha iyi bir şekilde sonuçlandırabilir miydik? Ayşenur abla 50 yıllık bir gazeteci. Ben de Ayşenur ablanın bilgisine tecrübesine her zaman başvurmuşumdur. Bu süreçte öyle bir diyalog süreciyle işledi. Ayşenur abladan da farklı bir çözüm önerisi gelmedi. Böyle bir konu çevresinde hemfikir olduk. Ve böyle bir karar aldık.

Böyle bir açıklama yapmasaydık ne olurdu? Ben şunu çok iyi biliyordum. Bize sosyal medyadan birgün öncesi akşamından başlatılan bir kampanya başlatılmıştı. Ben yayın esnasında böyle bir söylemin olduğunu bilmiyordum. Şayet böyle bir bilgi gelmiş olsaydı, kendim dinlemiş olsaydım mutlak daha erken bir çözüme giderdik. Bize karşı yürütülen sosyal medyadaki linç kampanyası benim bu paylaşımı yaptıktan sonra ne paylaşım yaparsam yapayım yine bir linç kampanyasına dönüşeceğini biliyordum. Bir tercih yapmak zorundaydım.

Ayşenur abla asla kovulmadı. Biz demokrasi ve ifade özgürlüğünün sonuna kadar arkasındayız. Bu kanalda kendisini bu bağlamda tekrar bir sınava sokmak gibi bir gereksinime girmez. Bu kanal çok kez sınavı vermiştir ve geçmiştir. Benim önümde şu an RTÜK'ten aldığım seksen yedi tane ceza var. Muhtemelen bu olaydan da ceza gelecek. Bu cezadan dolayı hiçbir ekran yüzüm ne kanaldan yollanmıştır ne de ekrandan programı kaldırılmıştır. Hep birlikte çalışmış ve mücadeleye devam etmişizdir.

Bizimde kırmızı çizgilerimiz var. Bu çizgiler içerisinde yer alan ifade özgürlüğüne ne kadar önem verip sadık bir şekilde davamız gibi üzerine gidiyorsak aynı şekilde vatanın birliği ve beraberliği, bölünmezliği konusunda da hiçbir şekilde taviz vermeyiz. Hiçbir terör eylemini savunmamız mümkün değil ve asla da savunmayız. Ayşenur ablanında asla böyle bir şey yapabileceğini düşünmüyorum ve inanmıyorum."