Batı İmamoğlu sessizliğini sonunda bozdu

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan süreç, Batı'nın sessizliğini bozmasına neden oldu. ABD, ilk günlerde yaptığı temkinli açıklamaların ardından kaygılarını daha açık dile getirirken, devlet başkanı düzeyinde ilk doğrudan tepki Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan geldi.
Amerikan yönetimi, İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan gelişmeleri 22 Mart'ta yakından izlediklerini açıkladı.
ABD: KAYGILARI İLETTİK
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maco Rubio dün, “Başkanın, gazetecilerin ve çok sayıda belediye çalışanının gözaltına alındığına dair haberleri takip ediyoruz. Türkiye'nin tüm vatandaşlarının özgürlüklerini ve insan haklarını koruması önemli. Bu kadar yakın bir müttefik olan hiçbir ülkenin yönetiminde böyle bir istikrarsızlık görmek istemeyi” ifadelerini kullandı.
ABD'li Bakan Rubio ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la Washington’da yaptığı görüşmede “kaygılarını açıkça ilettiğini” söyledi. Tutuklamaya ilişkin hükümetin savunmasını dinlediklerini belirten Rubio, muhalefetin “siyasi amaçlı” iddiasının da farkında olduklarını kaydetti.
ABD yönetimi, Türkiye’nin NATO müttefiki olduğuna vurgu yaparken, Suriye başta olmak üzere işbirliği zeminine dikkat çekti.
İNGİLTERE'DEN AÇIKLAMA
İngiltere de Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip ettiğini duyurarak İmamoğlu'nun tutuklanması ve protestolara yönelik müdahalelerle ilgili kaygılarını dile getirdi. İngiliz Dışişler, "Türkiye'deki demokrasi ve insan haklarının korunmasının önemine" vurgu yaparak, bu konuda Türk yetkililerle iletişim halinde olduklarını bildirdi.
Gözaltına alınan BBC muhabiri sınır dışı edildi
İLK ÜST DÜZEY ÇIKIŞ
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin Batı’dan gelen ilk lider düzeyindeki sert açıklamayı yaptı.
Macron, “Sivil toplum temsilcilerine yönelik sistematik kovuşturmalar, toplanma ve ifade özgürlüğüne açık saldırıdır” diyerek bu durumun Avrupa değerleriyle bağdaşmadığını vurguladı.
Macron şöyle konuştu:
- Herkes bu 75 yılın iniş ve çıkışları bilir. Ancak muhalefet figürlerine, sivil toplum temsilcilerine yönelik sistematik kovuşturmalar bilgi edinme ve toplanma özgürlüğüne yönelik ihlaller,İBB Başkanı'nın tutuklanması açıkça kınanması gereken ihlal ve saldırıdır
- Tam da bu tarihin ve Türkiye'nin Avrupa ile ilişkisine dair belirli bir anlayışın çerçevesinde değerlendirmek mümkündür.
- Türkiye'nin Avrupa'ya Avrupa'nın da Türkiye'ye ihtiyacı vardır.
- Ancak Avrupa'nın Avrupa güvenliği konusunda sorumluluklarını üstlenen ve Türkiye'nin taahhüt ettiği yükümlülüklere sadık kalarak demokratik yolunda ilerlemeye devam etmesine ihtiyacı var.
- Bunu söylerken içten bir temenniyi ifade ettiğimi anlamışsınızdır
AVRUPA KONSEYİ'NDEN İMAMOĞLU ÇAĞRISI
Avrupa Konseyi de acil oturumla aldığı kararda Türkiye’ye çağrıda bulundu. Konsey, İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu tutuklu belediye başkanlarının serbest bırakılmasını istedi. Bildiride, kayyum atamaları ve uzun tutuklulukların demokratik temsili zedelediği ifade edildi. Yerel demokrasiye yönelik tehditlerin altı çizilirken, tutuklamaların ardından gösteri yasaklarının yaygınlaştığına dikkat çekildi. Konsey, Türkiye’ye yerel demokrasiyi inceleme ziyareti planladığını duyurdu.
Avrupa Komisyonu ise doğrudan kınamadan kaçınmakla birlikte, İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin yerleşik demokratik geleneklerine bağlılığı konusunda ciddi soru işaretleri oluşmuştur” ifadesine yer verdi. “Seçilmiş yetkililerin haklarına ve barışçıl gösteri hakkına saygı duyulmalıdır” denildi.
İmamoğlu’nun 15 milyon oyla cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesinin hemen ardından tutuklanması, uluslararası kamuoyunda siyasi müdahale şüphesini artırdı. Özellikle gazetecilere yönelik gözaltılar ve protestolara müdahale, Batı'nın “demokrasi” ve “ifade özgürlüğü” vurgusunu sertleştirdi.
Batı'nın uzun süre sessiz kaldığı İmamoğlu operasyonu, sonunda uluslararası alanda “demokrasiye tehdit” ve “istikrarsızlık riski” şeklinde yankı buldu.