AKP'li olmayana baskı ve mobbing... Sürgün edildiler

AKP'li olmayana baskı ve mobbing... Sürgün edildiler
Tunceli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde yaşanan kadrolaşma, AKP'li olmayan çalışanlara baskı ve mobbinge karşı yapılan basın açıklamasına katılan 5 SES üyesi sürgün edildi. Sürgünlerin protesto edildiği açıklamada, konunun yargıya taşınacağı belirtildi.

Jandarma karakolunda askeri törenle karşılanmasıyla gündeme gelen, Tunceli'nin Pertek ilçesinde korucular ile toplantı yaptığı ortaya çıkan AKP Tunceli İl Başkanı Sercan Özaydın, Tunceli Cemevi'ni ziyaret ettikten sonra Hz. Ali'nin Zülfikar kılıcı hediye edilmişti. Özaydın daha sonra 'özel çabaları'yla AKP ile yakınlığıyla bilinen Tunceli Cemevi Başkanı ve Alevi Dedesi Ali Ekber Yurt'un Tunceli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne atanmasını sağlamıştı. Ali Ekber Yurt, daha sonra Elazığ'a giden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye Zülfikar kılıcı hediye etmiş ve eleştiri oklarının hedefine yerleşmişti.

Ali Ekber Yurt bu kez de çalıştığı kurumdaki personele baskı ve mobbing iddialarıyla gündeme geldi. Ali Ekber Yurt'un tepkilere neden olan tutumu sonrası Kamu Emekçileri Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Tunceli Şubesi, Tunceli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapmak istedi fakat polis izin vermedi. Polisin engellemesi sonrası farklı bir konumda yapılan açıklama ile Ali Ekber Yurt protesto edildi.

Protestoya katılan ve SES üyesi olan 5 kurum çalışanı, basın açıklamasından hemen sonra Pertek'e sürgün edildi. Bu kez de sürgünü protesto etmek isteyen siyasi parti temsilcileri ve Sivil Toplum Kuruluşu (STK) üyeleri bugün Tunceli Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü önündeydi.

Basın açıklamasına HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, CHP Tunceli İl Başkanı Hıdır Mercan, HDP İl Başkanı Ferhat Yıldız, Emek Partisi Tunceli İl Başkanı Ergin Tekin de katıldı.

'Hakkımızı hukuksal olarak arayacağız'

Basın açıklamasında ilk olarak Sağlık Emekçileri Sendikası Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli konuştu. SES üyelerinin hukuksuz şekilde sürgün edilmesine tepki gösteren Adıbelli, "Tunceli Aile ve sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde çalışan 5 arkadaşımız sürgün edildi. Kurum yetkilileri bu sürgünleri ihtiyaca binaen yapıldı deseler de biz diyoruz ki bunun adı sürgündür. Çünkü bu arkadaşlarımız SES üyesi ve bu arkadaşlarımız kurum içinde yaşanan kadrolaşma, baskı ve mobing uygulamalarını protesto etmek için basın açıklaması yaptıkları için sürgün edildiler. Bu bir tesadüf değildir. Ya da ihtiyaca binaen değildir. Hiçbir zaman hukuksuzluk ve adaletsizliğe göz yummadık. Bundan sonra da göz yummayacağız. Bu arkadaşlarımız çalıştıkları yere derhal geri dönmelidirler bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmeli. Biz hakkımızı hukuksal bir yollar ile arayacağız. Haksızlığa maruz kalarak sürgün edilen arkadaşlarımızın geri döneceğinden eminiz bu yöntem doğru bir yöntem değil. Kurum müdürü ve diğer yetkililer hiçbir şekilde görüşme taleplerimize olumlu cevap vermediler bizler hakkımızı hukuksal olarak arayacağız ve arkadaşlarımız görev yerlerine geri dönünceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

'Arkadaşlarımız geri gelinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz'

KESK MYK Kadın Sekreteri Döne Gevher de şunları söyledi:

Sosyal hizmet alanı sağlık, kamusal hizmet alanı her geçen gün özelleştirilerek, elimizden alınarak, sermayeye peşkeş çekilerek, iktidarın arka bahçesi haline getirilmeye çalışılan uygulamaya karşı KESK her dönem mücadele etti. Bu dönem de mücadele etmeye devam edecek. Dersim’de Aile Ve Sosyal Politikalar il müdürü kurum içinde baskı uygulayarak arkadaşlarımıza mobbing uygulayıp basın açıklaması yaptıkları için sürgün etmiştir. Bunu asla kabul etmiyoruz bunlar tamamen siyasi çıkar ve menfaatler için yapılan sürgünlerdir. Bu durum karşısında hukuksal mücadelemiz devam edecek bu arkadaşlarımız geri gelinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

'Yaşanan durumun kara tablosu'

Basın açıklamasında son olarak konuşan SES Tunceli Şubesi Eş Başkanı Serap Kahraman ise basın metnini okudu. Kahraman şu ifadeleri kullandı:

"Tunceli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde İl Müdürü Ali Ekber Yurt'un, il müdür yardımcılarının ve kurum idarecilerinin çalışanlara yönelik yaptığı baskı, mobbing ve sürgünler sebebiyle SES Dersim Şube Yönetim Kurulu olarak aldığımız sendikal eylem kararı doğrultusunda SES Dersim Şubesi üyeleri tarafından 21.12.2022 tarihinde kurum önünde yapılmak istenen basın açıklamasına yüzden fazla çevik kuvvetin müdahalesi ile engel olunmuştur. Bildiğiniz gibi basın açıklamamızın Tunceli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde yapılmasına izin verilmemesi üzerine açıklamamızı izin verilen SES Dersim Şubesi önünde gerçekleştirdik. Yapılan basın açıklamasında sorunlarımızı en açık şekilde dile getirip, haklı taleplerimizi bir kez de kamuoyu ile paylaştık ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde siyasi kadrolaşmaya, baskı, mobbing ve sürgüne hayır dedik. Açıklamamızın hemen ertesi günü eyleme katılan (3 Psikolog, 1 çocuk eğiticisi ) 4 arkadaşımızın naklen tayin şeklinde talepleri olmaksızın yerleri değiştirilmiştir. Bir kaç gün sonra yine eyleme katılan 1 arkadaşımızın (VKHİ) daha talebi olmaksızın yer değişikliği yapılmıştır. Yapılan atamaların ihtiyaca binaen olduğu söylenmiştir. Ancak aynı günlerde ihtiyaç duyulduğu için Pertek ilçesine gönderilen 4 personelin yerine 2 personel Pertek ilçesinden Merkeze çekilmiştir. Ayrıca ihtiyaç olduğu söylenen Pertek ilçesine 2022 yılı içerisinde yapılan yeni atamalardan hiç bir atama veya görevlendirme yapılmamıştır. Yapılan atamalar sendikal eyleme katılan personeli cezalandırmaya yönelik olup, adı sürgündür. Kabul etmiyoruz, ilgili kurumları bu hukuksuzluğa bir an önce son vermeye çağırıyoruz. 21 Aralık eylemimize polis ablukasıyla engel olunmaya çalışılması, hemen akabinde gerçekleştirilen bu sürgünler ve kurum içerisinde artan baskı ve mobbing yaşanan durumun kara bir tablosu, açıklamamızın ise ne kadar haklı ve yerinde olduğunun adeta bir göstergesidir. Sürgünlerin durdurulması için yapılan tüm görüşmeler sonuçsuz kaldı."

'Tüm çabalara rağmen olumlu bir sonuç alınamadı'

Kahraman, Tunceli Aile ve Sosyal politikalar İl Müdürü ile yapılan tüm görüşmelere rağmen sürgünlerin durdurulmadığını belirterek şunları söyledi:

21 Aralıkta gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasının ardından gerçekleştirilen Sürgünlere karşı sendikamız bu süreci görüşerek mutabakat ile çözmeye çalışmış, bu doğrultuda Sivil Toplum Kuruluşları ve Milletvekilleri çeşitli görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda kurum il müdürü ile görüşme talep edilmiş, ancak talebimiz ret edilmiştir. Sendikamız bu süreçte yine Valilikten Randevu istemiş, vali yardımcısı ile görüşülmüş, taleplerimizin vali beye aktarılacağı söylenmiş ancak sendikamıza bir geri dönüş yapılmamıştır. Sendika genel merkezimiz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında personel genel müdürlüğü üzerinden görüşme gerçekleştirmiştir. Genel müdürlük tarafından olumlu bir tutum sergilense de maalesef şu ana kadar olumlu bir geri dönüt alınamamıştır. Gelinen noktada sürgünlerin gerçekleştirildiği tarihten itibaren bir aya yakın bir süre geçmiştir. Maalesef tüm çabalarımıza rağmen olumlu bir sonuç alınamamıştır.

'Bir barikat kurulacaksa taciz ile adı geçenlere kurulmalı'

Kurum içinde halen baskı ve mobbingin devam ettiğinin altını çizen Kahraman, şöyle devam etti:

"Meşru ve haklı mücadelemizi çeşitli siyasi odaklar üzerinden manipüle etmeye çalışanlar, sadece 5 arkadaşımızı sürgün etmekle kalmamış, kurum içerisindeki baskı ve mobbingin de dozunu her geçen gün artırmıştır. İl müdürünün kendisi tarafından çeşitli zaman ve yerlerde, “Pülümür ilçesine de Sosyal Hizmet Merkezi (SHM) açacağı, basın açıklamasına katılan personelden geri kalanları ve Müdürlüğümüzde çalışan diğer kadrolarda görevli eşlerini buraya yollayacağı” söylenmektedir. Elbette ki ihtiyaç varsa diğer ilçelerde Sosyal Hizmet Merkezi açılmasına ne sendikamız ne de üyelerimiz karşıdır. Ama bu durumun basın açıklamasına katılan arkadaşlarımıza karşı bir tehdit aracı olarak kullanılması, ilçelerin nüfusu ve hizmet ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda hangi amaçla açılmak istendiği anlaşılmaktadır. İçerideki bu baskıya karşı sessimizi duyuracağımız en temel eylem hakkımız olan, basın açıklamalarımız polis ablukası ile korku ve gözdağı ile engellenmeye çalışılmaktadır. Oysa Anayasanın 34. Maddesinde, herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir, denilir. Diğer uygulamalara bakınca ülkemizde iş yerleri ile alakalı basın açıklamaları ilgili kurumun önünde yapılır ve her hangi bir yasaklama söz konusu değil. Hatta bu konuda OHAL zamanında yapılan yasaklamalardan kaynaklı Batman şubemizin açtığı dava Anayasa mahkemesi tarafından haklı görülüp şubemiz lehine sonuçlanmıştır Bu yasaklamalara dair bölge idare mahkemesi, anayasa mahkemesi ve Avrupa insan hakları Mahkemesi’nin kararları bulunmaktadır. Var olan yasaları başta devlet kurumlarının uygulaması gerekirken hukuksuz şekilde önümüze barikatlar kurulmaya çalışılmaktadır. Bir barikat kurulacaksa baskı mobbing, sürgün, taciz olayları ile adı geçenlere kurulmalıdır.

Taleplerini sıraladılar

Taleplerinin yerine getirilmesini isteyen Kahraman, talepleri şöyle sıraladı:

  • Sürgünler derhal geri çekilsin!
  • Personel arası ayrımcılığa, mobbinge, keyfi görevlendirilmelere son verilsin iş barışı sağlansın
  • Personel görevlendirilmelerinde ve idareci atamalarında liyakat esas alınsın.
  • Mesleki alanımıza yönelik olmayan işlerde çalıştırılmak istemiyoruz.
  • Soruşturmalar adil ve şeffaf bir şekilde yürütülsün.
  • Neredeyse ülkenin tamamında tüm bu sorunların temelini oluşturan siyasal kadrolaşmaya son verilsin.
  • Kimse torpil ile korunup kollanmaksızın, adil ve eşit bir ortamda çalışmak ve ihtiyacı olan herkese adil ve eşit bir hizmet sunmak istiyoruz.
  • Uluslararası hukuk ve anayasa ile güvence altına alınmış sendikal haklarımızı kullanmamız önündeki tüm keyfi engellemelerinizi kaldırın.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi