Murat Yetkin: 13 şehit olayı Ankara'da bazı koltuklara mal olabilir

Murat Yetkin: 13 şehit olayı Ankara'da bazı koltuklara mal olabilir
Gazeteci Murat Yetkin; Hulusi Akar, Süleyman Soylu ve Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarını değerlendirerek PKK'nın 13 vatandaşı şehit etmesinin Ankara'da bazı koltuklara mal olabileceğini söyledi.

Gazeteci Murat Yetkin, dün akşam Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TBMM’deki bilgilendirmelerinin ardından 13 vatandaşın şehit olmasına ilişkin bir yazı kaleme aldı.

"13 şehit olayı, Ankara'da bazı koltuklara mal olabilir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakan Akar ve Bakan Soylu’nun konuşmalarını değerlendiren Yetkin, “Baştan söyleyelim. Ama iki gün, ama iki hafta, ama iki ay. Yakın bir süre içinde 13 şehit olayı Ankara’da bazı koltuklara mal olabilir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 16 Şubat’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştükten sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Başaramadık diyorsan sorumlusu kim?” diye sorması boşuna değildi.” ifadelerini kullandı.

yetkinreport.com’da yer alan yazıda; ‘Gara operasyonunun’ PKK’ya yönelik mi yoksa rehin kurtarma operasyonu mu olduğu incelendi.

Erdoğan'ın konuşmaları ne anlama geliyor?

Erdoğan’ın 15 Şubat’ta AKP Rize İl Kongresinde yaptığı konuşmayı hatırlatan Yetkin, “Cumhurbaşkanının bu sözlerinden Gara operasyonunun PKK’nın elindeki “esir” vatandaşları kurtarmak için yapıldığı anlaşılıyor” ifadelerini kullandı.

Erdoğan o konuşmada, “Bu kardeşlerimizin bir kısmı beş yıl, bir kısmı altı yıl bu teröristlerin ellerinde esirdi. O günden bugüne bu kardeşlerimizi nasıl bu terörist alçakların elinden kurtaracağız, hep bunun hesabını yaptık, çok uğraştık. En son bu operasyonların yapıldığı gece artık bu operasyonları yapmak suretiyle bu kardeşlerimizi kurtaralım istedik. Ve gerek Savunma Bakanım gerek Genelkurmay Başkanım gerek Millî İstihbarat, gerek polis, hep birlikte yapılan çalışmalar neticesinde adım atıldı. (…) Ama gel gör ki başaramadık” demişti.

Hulusi Akar'ın Meclis konuşması

Hulusi Akar’ın Meclis’teki bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmayı da ele alan Yetkin, “Akar’ın elinde harita ve şemalarla verdiği ayrıntılı Buradan da Gara operasyonunun en az beş aydır rehin kurtarma değil, PKK’ya mevzi kaybettirme amaçlı olduğunu anlıyoruz. Akar’ın 14 Şubat’ta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile düzenlediği bilgilendirme toplantısındaki çizgisi de buydu” ifadelerini kullandı.

Süleyman Soylu'nun Meclis konuşması

Süleyman Soylu’nun konuşmasından ise operasyonun rehin kurtarma operasyonu olduğu algısına varıldığını söyleyen Yetkin, “Aslında istihbarat konularına derinlemesine erişimi olan Çetiner Çetin, Habertürk’teki yazısında, operasyonun rehin kurtarma amaçlı olduğunu, erişilmesi güç ayrıntılarla yazdı. İstihbaratın 14 Ekim 2020’de, yani 4 ay önce kesinleştirilerek düğmeye basıldığına varana dek. Akar ise Gara’ya yönelik operasyon hazırlıklarına beş ay önce başlandığını söylüyordu. Dışişleri Bakanlığının da bu konuda devrede olduğu anlaşılıyor” dedi.

Operasyon iptal edilebilir miydi?

“Bu başarısızlığın bir sonucu olacak mı yoksa unutturulmaya mı çalışılacak?” sorusunu soran Yetkin yazısını şöyle noktaladı:

Operasyonun asli amacının PKK’nın Türkiye’ye önemli sıçrama üslerinden Gara’ya darbe indirmek olduğu, bu amaçla uzunca süredir askeri ve diplomatik hazırlık yapıldığı, o süreçte gelen rehinlerin de orada olduğu bilgisi üzerine ikili amaç taşımaya başladığı anlaşılıyor.

 

PKK’nın elindeki rehin Türk vatandaşlarının can güvenliğini tehlikeye atmamak için operasyon iptal edilebilir miydi?

 

Bu belki en kritik soru. Yeterli bilgi olmadan yanıt verilmesi doğru olmayacak bir soru.

 

Operasyonun asli amacı, yani PKK’nın beklemediği yerde vurulması bakımından amacına ulaştığını, başarılı olduğunu Savunma Bakanı Akar, 14 Şubat toplantısında Genelkurmay Başkanı Güler’i tebrik ederek gösterdi. İkincil amaç olarak görülen rehin kurtarma kısmı ise, maalesef 13 şehit ile Cumhurbaşkanı tarafından “başarısız” bulundu.

 

Bu başarısızlık ne muhalefete ne dış güçlere mal edilemeyecek kadar içimizdeki bir sorun. Bakalım başarısızlığın bir sonucu olacak mı? Yoksa unutturulmaya mı çalışacak?