Yoksullaştırma Politikası

İktidar enflasyonla mücadeleyi yoksullaştırma politikasıyla yapıyor.

Halkı yoksullaştırarak talebi düşürmeyi ve böylece enflasyonu durdurmayı hedefliyor.

Enflasyonla mücadelenin en kolay ancak halk açısından en maliyetli yolu halkı yoksullaştırmaktır.

İktidar bu politikayı, asgari ücreti önce düşük tutarak sonra dondurarak yaptı.---

Bu yıl için asgari ücret artışı yapmadı.

Asgari ücretin biraz üzerindeki ücretleri ise enflasyonun çok altında artırdı.

Böylece çalışan ve emekli kesimlerin satın alma gücünü düşürdü.

Onları yoksullaştırdı.

Bu geniş kesimler de mecburen harcamalarını kıstılar.

Yaşam düzeylerini düşürdüler.

Ancak bu enflasyon sorununun çözülmesine yetmediği gibi iktidarın hedeflediği enflasyon oranını yakalamasını da sağlayamadı.

Fiyatlar çok yüksek ve yükselmeye devam ediyor.

Enflasyon oranları açıklandı.

Yine üç ayrı oran söz konusu.

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre aylık enflasyon yüzde 2.97, yıllık enflasyon yüzde 49.38 olarak belirlendi.

Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise aylık enflasyon yüzde 5.34, yıllık enflasyon yüzde 88.63 olarak gerçekleşti.

İstanbul Ticaret Odası’na göre de aylık enflasyon yüzde 3.90, yıllık enflasyon yüzde 59.18.

Her zaman olduğu gibi TÜİK’in enflasyon oranları ile ENAG’ın enflasyon oranları arasında büyük fark var.

İTO’nun saptığı oranlar da TÜİK’in oranlarının oldukça üzerinde.

Bu tablo TÜİK’in enflasyon hesabının halkın yaşadığı enflasyonla örtüşmediğini gösteriyor.

TÜİK ayrıca enflasyon oranlarını açıklarken psikolojik sınırı gözetiyor.

Örneğin aylık yüzde 3 değil yüzde 2.97, yıllık yüzde 50 değil, yüzde 49.38 olarak açıklıyor.

Enflasyonu, her gelir grubu, tüketim kalıpları değiştiği için farklı yaşar

Nitekim Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), TÜİK’in enflasyon oranlarını açıklamasından sonra yayımladığı enflasyon raporunda bu duruma dikkati çekti.

DİSK’in raporuna göre dar gelirlinin gıda enflasyonu yüzde 78 düzeyinde.

Raporda, toplumsal sınıf ve kesimlerin arasındaki enflasyon farkının çok büyük olduğu vurgulandı.

2003 yılından bu yana ortalama fiyatların 21 kat, gıda fiyatlarının da 31 kat arttığı kaydedildi.

Aslında doğru olan enflasyonun gelir gruplarına göre ayrı ayrı hesaplanmasıdır.

Bütün gelir grupları için ortalama yapılan enflasyon hesabı alt gelir gruplarının yaşadığı gerçek enflasyonu yansıtmaz.

Düşük gelir grubundaki kesimlerin harcamalarında geniş yer tutan gıda, eğitim, sağlık alanlarında fiyatlar yine yüksek. Fiyat artışları da sürüyor.

Bu durum ücretli ve emeklilerin geçim sıkıntısını büyütüyor.

Bu kesim ancak borçlanarak aybaşına ulaşabiliyor.

İktidar enflasyonun faturasını yoksullaştırma politikasıyla vatandaşa kesmeye devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi