Yılın olayı 31 Mart ve 23 Haziran seçimleridir

2019 yılını da geride bıraktık.
 
2020 yılının herkese sağlık, mutluluk ve başarı; ülkemize de özgürlük, eşitlik, kardeşlik, refah ve huzur getirmesini diliyorum.
 
Geride bıraktığımız yıl hem içeride hem dışarıda ağır sorunlarla geçti. 2019 yılı geçti ama sorunlar geçmedi, 2020 yılına devredildi. Umarım 2020 yılı sorunların arttığı ve ağırlaştığı bir yıl değil, çözümlerin arttığı bir yıl olur.
 
"Yılın olayı neydi" sorusu her yılın bitiminde sorulur.
 
Kanımca 2019 yılında yılın olayı 31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran İstanbul yenileme seçimiydi. 
İki seçimde de muhalefet ittifakının kazandığı başarı siyasi dengeler açısından bir kırılma noktası niteliğindedir.
 
İKTİDARIN İLK YENİLGİSİ
 
AK Parti iktidarı 2019 yılında 17. yılını doldurdu. Bu süre içinde yapılan bütün seçimleri ve referandumları kazandı. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra ise AK Parti iktidarı, MHP’nin desteğiyle Türkiye’de siyasi sistemi değiştirdi.
 
16 Nisan 2017 referandumuyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi ve 24 Haziran 2018 seçimleriyle değişiklik gerçekleşti.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzunca bir süreden beri istediği “başkanlık” sistemine, 15 Temmuz travmasının yarattığı koşullar altında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin önerisi ve desteğiyle ulaşmış oldu. Türkiye ilk kez parlamenter sistem yerine henüz tanımı tam yapılamayan iktidarın “cumhurbaşkanı hükümet” sistemi, muhalefetin ise “tek adam” rejimi adını verdiği yeni düzen henüz bir yılını doldurmadan 31 Mart 2019 günü yapılan seçimlerde ağır bir yenilgi aldı.
 
İktidar,  13 bin oyla kaybettiği İstanbul seçimlerini yenileme kararı aldırdı. 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul seçimleri 800 bini aşan bir farkla iktidar açısından bir hezimete dönüştü.
 
Seçmenin 31 Mart yerel seçimlerinde ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinde sandıkta verdiği mesaj iktidar açısından çok ciddi bir uyarı, muhalefet açısından iktidarı değiştirme yolunda çok büyük bir destek mesajıdır.
 
İKTİDARA KESİLEN FATURANIN NEDENLERİ
 
Bu seçim sonuçları Türkiye’nin geçtiği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemindeki uygulamaların seçmenin çoğunluğu tarafından onaylanmadığını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın  özellikle İstanbul’da yapılan iki seçimde de sahaya inmesi ve Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’yla bizzat yarışmasına karşın ilk kez hem de çok büyük farkla sandıktan yenik çıkması önemli bir siyasi durumdur.
 
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin; kuvvetler ayrılığı ilkesini etkisiz kılıp fiilen kuvvetler birliğine geçmesi ve kuvvetler birliği yetkilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’da toplanması, bu süreçte ekonominin daha kötüye giderek ağır bir krize girilmesi, Türk lirasının dolar karşısında çok büyük oranda değer yitirmesi, bu değer kaybının dışa bağımlı sektörlerde iç fiyatları yükseltmesi, enflasyonun özellikle mutfakta fırlaması, işsizliğin tarihin en yüksek düzeyine ulaşarak yüzde 14’e dayanması, ABD’nin PKK’yı açık olarak destekleyip Türkiye’yi her alanda geriye itmesi, Başkan Trump’ın küçümseyen alaycı dili, ABD ve Avrupa Birliği ile bozulan ilişkiler, bütün bölge ülkeleriyle sorunlu hale gelen dış politika, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yalnız kalması, halkın geçim ve iş bulma derdine düştüğü bir dönemde yöneticilerin lüks yaşamı, devlet olanakların yandaşlık ölçüsüne göre kullanılması, kayırmacılığın kamuda tek ölçü haline gelmesi, başta ifade özgürlüğü olmak üzere kişi hak ve özgürlüklerinin ve basın özgürlüğünün ciddi ölçülerde kısıtlanması iktidarın 31 Mart ve 23 Haziran’da aldığı ağır yenilginin başlıca nedenleridir.
 
 DEĞİŞİM UMUDU
 
Yerel seçimlerin muhalefet açısından alamı ise 17 yıl boyunca ilk kez değişim umudu yaratmasıdır. Seçmen, muhalefete ilk kez “iktidar olabilirsiniz” mesajı vermiştir.
 
Bu sonucun alınmasında, yeni sistemin zorunlu kıldığı ittifak yönteminin CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından çok başarılı biçimde uygulanmasının etkisi büyüktür.

İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in de hakkını teslim etmek gerekir. İktidarın Abdullah Öcalan ve Osman Öcalan’ı kullanarak HDP oylarının Cumhur İttifakı’na yönelmesini sağlamaya dönük girişiminin HDP yöneticileri ve seçmeni tarafından boşa çıkarılması da bu sonuçta kaydedilmesi gereken bir katkıdır.
 
Yerel seçimler,  “yenilmez” denilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  ve "seçim kaybetmez” denilen AK Parti’nin bu sıfatlarını ortadan kaldırmış, muhalefete de “iktidara hazırlanın” mesajı vermiştir. 

Bana göre yerel seçimler 2019’da yılın olayı olmayı hak eden bir dönüm noktasıdır.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi