Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

Unutmamıza güveniyorlar

Bugün 11 Kasım. Yani 11.11.. Yani (nedense) alışveriş günü!

Dışarı çıkıp AVM gezecek hale gelmiş olsam gider bir bakardım. Kredi kartları cayır cayır neler için işliyor!

Olacak o kadar tabii. Yılın bir günü.. Kapitalizmin yaşaması için sunağını dolarlar, eurolar, yenler, liralarla donatmalıyız.

Bir çantaya en mütevazisinden 40-50 bin TL vermişiz çok mu!

TL demişken.. Dolar 42 TL sınırını da aşıp 42.23 oldu ama bakıyorum haber bile olmuyor!

Alıştık artık. Yıllardır söylenen yalanlara alıştığımız gibi! Bakın; Orta Vadeli Programlarda iktidarın bize söylediği ile gerçekleşen oranlar nasıl fıkra gibi:

“■ 2021’de yapılan 2023’ün ilk tahmini yüzde 5, gerçekleşme yüzde 64,8.”

“■ 2022’de yapılan 2024’ün ilk tahmini yüzde 5, gerçekleşme yüzde 44,4.”

“■ 2023’te yapılan 2025’in ilk tahmini yüzde 5, gerçekleşme tahmini yüzde 31-32 arası.”

“■ 2024’te yapılan 2026’nın ilk tahmini yüzde 9, gerçekleşme tahmini yüzde 13-19 arası”

Sizce de komik değil mi!

Arada bir eş dost sohbetinde fiyatlardan yakınıyoruz.. Sonra konuşmayıveriyoruz.. Unutuyoruz..

Sadece fiyatlar mı? Daha 20 yıl önce Türkiye nasıl bir ülkeydi.. Televizyonlarda neler tartışılırdı.. Avrupa hayali nasıl canlıydı.. Eurovision yarışmasıyla nasıl heyecanlanırdık..

Unuttuk gitti. O yıllardan öncesi, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilk yılları hakkında ise hiçbir fikrimiz yok.

Edebiyatla tarihi harmanlayan şahane kitapların yazarı Ayşe Kulin anlattı geçenlerde. Komşusunun kızına “VEDA” romanını hediye etmiş.

“Oku bak, işgal yıllarında neler yaşandı..” demiş.

Genç kız şaşırmış “ne işgali”!

Ayşe Kulin “anladım ki” diyor, “Türkiye’nin, İstanbul’un işgal edildiğinden habersiz. Kıza sormuş, ‘Sence mavi gözlü bir adam padişaha gelip, kalk oradan ben oturacağım’ mı dedi.”

İstanbul’da oturan.. Ayşe Kulin’le tanışma şansına sahip modern bir genç kız.. Meğer gerçekten de öyle zannediyormuş.

Karartılan zihinlere bir örnek de dün yaşandı. Bir üniversitenin amfisinde, saat 9’u 5 gece öğrenciler saygı duruşu için ayağa kalkmışken bir erkek öğrenci amfi sahnesine çıkıyor. Saygı duruşu boyunca sahnede gidip gelerek telefonda konuşuyor.

Cehaletin en tehlikeli hali! Bilmediğini bilmemek. Bilmeyi reddetmek.

Türkiye’yi küresel standartların dibine çeken, itaat etmekten başka yol bilmeyen bir nesil istiyorlardı ya! Belli ki hasat etmeye başlamışlar.

Halk TV’de gençlere fırsat vermek amacıyla açtığımız kursta ben de birebir tanık olmuştum.

Neyse ki sayıları azdı. Ancak kendi ülkelerine ve tarihe dair CEHALETLERİ ve asıl üzücü yanıyla MERAKSIZLIKLARI çok ağırdı.

Sokak röportajları da zaten sayısız örnekle dolu.

Mevcut tablo sebep mi sonuç mu, tartışılır.

Ama şurası açık: Her otokrat iktidar gibi bizimki de cehalete ve unutmaya güveniyor.

* * *

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş için verdiği kararın üzerinden bir hafta geçti. Bu bir haftada, başta DEM’liler, Demirtaş’ın tahliyesi için “ha göründü ha görünecek” diye kapıda bekledi.

Bahçeli İttifak ortağına “tahliyesi hayırlı olur” diye haber saldı.

Sonuç?

Adalet Bakanı açıkladı:

AİHM kararı şu anda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi tarafından değerlendirilecek. Mahkeme ne karar verecek hep beraber bekleyeceğiz."

Bunu söyleyen Adalet Bakanı! O da bizler gibi merakla bekliyormuş: “Bakalım yerel mahkeme ne diyecek!!”

Demirtaş şunun şurasında yaklaşık on yıldır cezaevinde. Ne acelesi var.. Bir yere mi yetişecek.. Değil mi!

İnsan utanır.. İnsan ise tabii.. Sevdiklerinden yüzlerce kilometre uzakta, yıllarca gün yüzü görmeyen.. Üstelik adil yargılanmadığı açık birine “yerel mahkemenin kararını bekliyoruz” denir mi?

Bekleyelim bakalım. Mahkeme dosyanın kapağını açsın hele. Sonra araya tatildi, bayramdı falan girince kapak bir süre daha kapansın. Bu arada belki heyet değişsin ya da hastalansın.. Demirtaş da hücresinde beklemeye devam etsin.

Ya Tayfun Kahraman..

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davası hükümlüsü Tayfun Kahraman’ın yeniden yargılanması yönündeki Anayasa Mahkemesi kararını görmezden gelerek, tahliyesi ve yeniden yargılanma talebini reddetti.

Aklınıza gelebilecek, Ahmet Hakan, Şamil Tayyar, Cem Küçük ve Erdoğan’ın eski hukuk danışmanı dahil herkes tarafından isyanla karşılanan bu tutum kimilerine göre “ANAYASA’YA KARŞI FİİLİ DİRENİŞ” anlamına geliyordu. Ama ne Saray umursamıştı durumu ne de mahkeme.

Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç ise aslında hepimizin savrulduğu çaresizliği şöyle dile getirmişti:

“Bugün sabah Silivri'de Tayfun ile görüştük, karardan habersiz, umutla birbirimize sarıldık. Şu an gerçekten çok üzgünüm. Vera'yı okuldan alacağım ve ona ne diyeceğimi bilmiyorum... Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmadığında ne yapılır bilmiyorum.

Biz kimseye zarar vermedik, biz hayatımız boyunca kimseye kötülük etmedik, şimdi bize bunları neden yaşatıyorlar anlamıyorum. Hayatım boyunca hayal dahi edemeyeceğim bir zulmün hedefi olmanın ağırlığını kelimeye dökemiyorum.

Göz göre göre, masum olduğumuz halde ailemize çile çektirilirken ne denir, ne yapılır cidden bilmiyorum. Kimsenin buna engel olamamasının çaresizliğini tarif edemiyorum. “

*. *. *

Atanamayan kadın öğretmenin gözyaşları içinde anlattıklarına, buz gibi bir kayıtsızlıkla “YALAN SÖYLÜYORSUN” diyen bir cumhurbaşkanı sizce Tayfun Kahraman’ı, kızı Vera’yı dert eder mi?

İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek için cezaevlerine doldurulan.. Sadece özgürlükleri değil emekli maaşları bile elinden alınan onca insanın sesini duyar mı?

Oysa.. Bilmiyorlar ki devran dönüyor. Atatürk hala yolumuzu aydınlatarak umut oluyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi

Mehmet Akifgiller "gerçeği"

11 Aralık 2025 Perşembe 09:20

Saray'ın politikası: Stratejik sabır!

10 Aralık 2025 Çarşamba 09:22

Feti Yıldız'a 'eylem' daveti

09 Aralık 2025 Salı 10:03

Yeni yıla sınır ötesinde mi gireceğiz?

08 Aralık 2025 Pazartesi 09:26

Çakar çakmaz çakan medya

06 Aralık 2025 Cumartesi 08:40

Medyanın kirleri Saray'ın hesapları

05 Aralık 2025 Cuma 09:18

Sözcü "nereye"?

04 Aralık 2025 Perşembe 11:12

Medyada fırtına: Sözcü'ye ne oldu?

03 Aralık 2025 Çarşamba 09:18

Erdoğan PKK’nın restini görecek mi?

02 Aralık 2025 Salı 10:29