Ben de istemez miydim “sağlıklı, mutlu, umutlu” yeni bir yıl dileği göndermeyi.
Hadi The Economist Dergisi’nin “SAVAŞ YILI” kehanetini bir kenara bırakalım..
Trump’ın, yanı başında Netanyahu, İran’a ve Hamas’a açıktan tehditler savurması alarm zillerini çaldırmıyor mu?
“Netanyahu Erdoğan’ı takdir ediyor” mesajına bakınca bundan da sıyrılabiliriz diyelim..
İçerdeki savaş ne olacak peki?
Mustafa Balbay yazdı. ABD verilerine göre Türkiye’de 10 binin üzerinde IŞİD üyesi varmış.
Yalova’daki vahim durumun hemen ardından 21 ilde operasyon düzenleyip, birkaç saat içinde tam 357
IŞİD mensubunu yakalayabilmek ne anlama geliyor acaba?
Siz unuttuysanız bile arşiv hatırlıyor.
2018 yılında, bu memleketin son başbakanı Binali Yıldırım şöyle bir mesaj paylaşmıştı. Gururla:
“3,5 milyon mülteciyi ağırlıyor, her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz ve onların Avrupa'ya gelmesinin bir anlamda önüne geçiyoruz. Bunu yaparken terör örgütlerinin Avrupa’ya yayılmasının da önüne geçiyoruz."
Terör örgütlerinin Avrupa’ya geçmesini engellerseniz ne olur?
“Hay Allah yol bitti, geri dönelim” mi derler?
Yoksa bu topraklara yerleşerek devletin de yardımıyla iş güç sahibi olup, “uykudan uyandırılacakları günü” mü beklerler?
Bakın, Saray’ın arka bahçesindeki kuruluşların en havalılarından SETA’nın analisti Can Acun IŞİD konusunda nasıl bir tespitte bulunuyor:
“IŞİD artık bölgenin bir gerçeği. Bölgede gitgide gerilen mezhepsel fay hatlarının bu şekilde devam etmesi halinde hareket gücünü koruyacak ve hatta artıracaktır.”
El Kaide’den El Nusra’ya, oradan HTŞ’ye evrilen şeriatçı örgüt bugün Suriye’de iktidar… Alevileri öldürüyor, evlerini yakıp yıkıyor.
Sınırımızın hemen ötesindeki fay hattında bunlar olurken, bizim buralarda da, iktidarın destekçisi mezhep Cumhuriyet’e, Anayasa’ya, hepsinin temeli laikliğe saldırıyor.
Haberi gördünüz mü bilmiyorum, Ankara’da, yani başkentte okullarda yeni yılı kutlamak yasaklanmış.
“Değerlerimize” aykırıymış!
Tenceredeki kurbağalar gibiyiz. “Sıcak su kulunçlarıma pek iyi geldi” diye diye haşlanıyoruz.
Aslında sayımız da gücümüz de bu yasağı ilan eden kafaların çok çok üstünde.
Ne var ki Özgür Özel’in de dediği gibi, evde oturarak çağdışı karanlık kafalarla mücadele edilmiyor.
O yüzden ben size, elele karanlığın üstesinden geleceğimiz.. Silivri’deki iyi insanları kucaklayabileceğimiz bir yıl diliyorum.