Türkiye alternatifsiz değil

CHP’nin “2. Yüzyıla Çağrı” adı altında düzenlediği iktidar programını anlatan toplantısı başarılıydı.

CHP’nin Türkiye’nin ağır sorunlarına önerdiği çözümler “Başka bir Türkiye”nin mümkün olduğunu gösterdi.

Ekonomide, sosyal politikada, gelir dağılımında, işsizliğin çözümünde, enflasyonla mücadele, nitelikli eğitim ve kaliteli kalkınma projelerinde ortaya koyduğu somut öneriler ikna ediciydi.

CHP; AK Parti-MHP iktidarının alternatifsiz olmadığını net biçimde gösterdi.

Türkiye’nin; resmi enflasyon yüzde 85 düzeyindeyken yüzde 9 politika faiziyle ortaya çıkan eksi 70 faizle akıllara ziyan ekonomi politikasına, bu politikanın fakirden alıp zengine veren sonuçlarına, yoksulluğun, ayyuka çıkmış yolsuzluk, rüşvet, hortumlama, mafya ilişkileriyle, “birlikte zenginleşme” mekanizmalarına mecbur ve mahkûm olmadığı CHP tarafından açık bir şekilde anlatıldı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kapanış konuşması, Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Sekreter Selin Sayek Böke ve Yoksullukla Mücadele Ofisi Başkanı Hacer Foggo’nun sunuşları CHP’nin ne yapacağını ve nasıl yapacağını çok iyi çalıştığının kanıtlarıydı.

Kılıçdaroğlu’nun, bu iktidarın Türkiye’yi ne hale getirdiğini en güzel ve çarpıcı biçimde ortaya koyan ifadesi “yaşama sevincini geri getireceğiz” cümlesiydi.

Durumu en iyi özetleyen cümle buydu.

Bu iktidar Türkiye’de yaşama sevincini ortadan kaldırdı. Gençlerin gelecek umutlarını yok etti. Gençler geleceklerini yurtdışında arıyorlar. Emekçi ve emekli kesim geçinemiyor. Ucuz, bayat ekmek kuyruklarında bekliyorlar.

Her gün kavga, her gün kutuplaştırma, her gün ötekileştirme, her gün düşmanlaştırma, her gün suçlama, her gün tehdit, her gün gözaltı, her gün tutuklama, her gün ceza, her gün susturma, her gün kolluk kuvveti şiddeti, ifade ve basın özgürlüğünün yok edilmesi, yargının siyasallaşması büyük çoğunluğun yaşama sevincini yok etti.

Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun “yaşama sevincini geri getireceğiz” sözü durumu tam kavrayan ve büyük umut yaratan bir vaat oldu.

Kılıçdaroğlu, “helalleşmeyi anladık da hesap sorulmayacak mı” eleştirisine çok somut bir yanıt verdi:

Çalınan 418 milyar doları onların borcuna yazdım. Bu parayı alacağım. Bu iktidar emekçilere 300 milyar lira borçlu. Bu parayı emekçilere ödeyeceğim.

Bu ifade de iktidar değişikliğinde ayyuka çıkan yolsuzluk, rüşvet, Hazine’yi hortumlama, kayırmacılık iddialarının, yandaşlara verilen Hazine’den döviz garantili ihalelerin sıkı bir şekilde mercek altına alınıp denetleneceğini ve haksız zenginleşmenin hesabının sorulacağını ve haksız fakirleşmenin giderileceğini gösteriyor.

Kılıçdaroğlu başka bir Türkiye’yi nasıl kuracaklarını beş önemli kalkınma hamlesiyle, somut biçimde anlattı:

  1. Endüstriyel dönüşüm: Katma değeri yüksek, ileri teknolojiye dayalı üretimle Türkiye’nin rekabet gücünü artacak. 50 ilde 8 özel ekonomik bölge kurulacak. Limanlar, tersaneler, tarım alanlarına ileri teknoloji yatırımları yapılarak kaliteli kalkınma sağlanacak.
  2. İşgücü dönüşümü: İşgücünü kaliteli hale getirmek için eğitim yatırımı yapılacak. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanacak ve kaliteli işgücü ortaya çıkacak.
  3. Enerjide bağımsızlık: Türkiye enerjide bağımsız olacak. Temiz, yenilenebilir enerjiye yönelecek. Akdeniz havzasındaki avantajını kullanarak enerji dağıtım merkezi haline getirilecek.
  4. Tarıma yatırım ve gıda bolluğu: Türkiye’de ekilmemiş tarım arazisi kalmayacak. Tarıma teknolojik yatırım yapılacak. Çiftçiye elektrik bedava verilecek. Gıda bolluğu yaratılacak. Tarımsal ürünlerde ithalata dayalı politikaya son verilecek. Kaynaklar Türk çiftçisine aktarılacak.
  5. Hızlı istirham artışı: İşsizlik sorunu hızlı istihdam politikasıyla çözülecek. İlk etapta 3,5 milyon kişiye iş sağlanacak. 5 yılda 13,5 milyon 500 bin kişi iş edindirme programına alınacak. Emeğe hakkı verilecek. Sosyal devlet güçlendirilecek.

CHP’nin iktidar programı 2030 yılında, milli gelirin 2 trilyon dolara, kişi başına milli gelirin 20 bin doların üstüne, ihracatın 600 milyar dolara çıkmasını hedefliyor.

Bu hedefe ulaşmak için demokrasi ve hukuk devleti inşa edilecek.

Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin nasıl inşa edileceğini, hukukun üstünlüğünün nasıl sağlanacağını, Türkiye’de yoksulluğun nasıl bitirileceğini, hiçbir çocuğun yatağa nasıl aç girmeyeceğini Öztrak, Böke ve Foggo adım adım anlattılar.

Parti dışından sunuşa katkı veren, uzmanlıkları dünyaca kabul görmüş, Daron Acemoğlu, Refet Gürkaynak, Jeremy Rifkin, Hakan Kara, Ufuk Akçiğit’in sunuşları da Türkiye’ye küresel ölçekte ufuk açan çok değerli konuşmalardı.

Türkiye alternatifsiz olmadığını bir kez daha gördü.

***

Yazıyı Sesli Köşe'den dinleyebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi