SBK, Ankara'daki gizli görüşmeyi anlatıyor

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, geçen pazartesi başlayan İçişleri Bakanlığı'nın bütçe görüşmesi Bakan Süleyman Soylu ile muhalefetin hesaplaşmasına sahne oldu.

Sedat Peker'den 10 bin dolar 'cukkalayan' AK Partili milletvekilinden Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan'ın kuşkulu intiharına, Thodex'çi Faruk Fatih Özer'in firar etmesinden Kolombiya'da ele geçirilen kokaine varıncaya dek yığınla iddia yöneltildi Soylu'ya.

En çok da, işadamı Sezgin Baran Korkmaz'ın (SBK) Soylu tarafından Ankara'da özel görüşmeye çağrılıp çağrılmadığı sorusunda ısrar edildi.

İki kritik iddia vardı:

SBK, 4 Aralık 2020'de Emniyet Genel Müdürlüğü'nde Soylu ile görüştü mü?

SBK'ya "Kaç" denildi mi?

'Gelelim, SBK meselesine'

TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı'na göre bütçe komisyonu görüşmesi 519 sayfa tutuyor.

Tutanağın 506. sayfasında...

Gecenin ilerleyen bir saatinde ve tansiyonun yükseldiği bir anda...

Soylu, "Gelelim SBK meselesine" diyor.

CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, "Hakkında soruşturma olan adamla ne konuştun?" şeklinde soruyor.

Soylu, şu yanıtı veriyor:

"Daha ötesini söyleyeyim, biz bir şey yaptık, devletin bütün kurumlarıyla beraber. Sayın Özkoç, aklınızın ermediği şudur: Türkiye uluslararası bir operasyona gelirken, devletin bütün kurumlarıyla yukarıdan aşağıya öyle bir karar aldık, meselenin içerisine öyle bir daldık ki, Amerika'yı da açığa düşürdük, bize kumpas kuranları da açığa düşürdük."

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, bu sözlere karşılık, "Bırak! Konuştun mu, konuşmadın mı?" diye yükleniyor.

Soylu:

"Hayatım boyunca yaptığım en şerefli işlerden bir tanesi organize suç örgütlerine ve dolandırıcılara karşı kurduğumuz bu sistemdir."

Soylu, görüşmeyi reddetmiyor.

Hatta "Yukarıdan aşağıya öyle bir karar aldık" diyerek, Erdoğan'ı işaret ediyor.

Yiğit Bulut mu devreye girdi?

SBK, Avusturya'da cezaevinde bulunduğu için yanıt vermesi mümkün değil. Ancak tutuklanmadan önce Ankara'daki görüşmeyi yakın çevresindekilere ve bazı gazetecilere ayrıntılarıyla söylediği biliniyor.

Dün SBK'nın yakın çevresinden kritik bir isme ulaştım.

Bu kişi görüşmenin iç yüzünü anlattı.

Satır satır aktarıyorum.

Bilinen o ki SBK, işadamı İnan Kıraç ile Kıraça Holding'de ortaktı. Kıraça Holding'in ana hissedarı, Lüksemburg'daki Nahum kardeşlere ait Silcolux İnvestment'ti.

Kıraç, SBK'ya, "Nahum'lar benden çok para istiyor. Sen satın alırsan, hisseleri senden daha uygun fiyata alırım" dedi. SBK, ilk önce Kıraç'ın, ardından Nahum'ların hissesini aldı. Böylelikle Kıraça Holding'in yüzde 45 hissedarı oldu.

Ortaklık sözleşmesine göre SBK'nın azınlık hissesi alınmazsa bedelin yüzde 50'sini Kıraç ödeyecekti. Hissenin değeri 45 milyon dolardı.

Kıraç, ödemeye yanaşmadı.

SBK, icraya gitti.

Devreye işadamı Rahmi Koç girdi. SBK, Koç Holding'in hukuk müşaviriyle görüştü. Uzlaşma aşamasına gelinmişti.

Bir gün Avukat A.K.'nin ofisinde görüşme saati beklenirken, Koç Holding'in müşavirinden telefon geldi. SBK'ya "Gelemiyoruz" dediler.

SBK, "Neden?" diye sordu.

Telefondaki "Yiğit Bulut devreye girmiş, İnan Kıraç'ı ziyaret etmiş. Kıraç'a 'Senin bu parayı ödemene gerek yok' denilmiş. Soylu işi çözecekmiş" diye konuştu.

İddiaya göre Kıraç, Erdoğan'a hitaben bir mektup yazdı.

SBK, mektup için yakın çevresine şunları söyledi:

"Öyle bir hikaye yazıyorlar ki, o mağdur, ben kirli işadamıyım. Halbuki dört senedir Kıraç'la ortağım. Benimle davetlere gelmiş, evinde yemek hazırlamış."

EGM'de görüşme

SBK, iddiaya göre 4 Aralık Cuma günü Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından arandı.

"Bakan bey, sizi bekliyor" denildi.

SBK, anlatıyor:

"Akşam 22'de gittim. Süleyman bey dedi ki, 'Kardeşim bu mesele, devlet meselesidir, borcu sileceksin.' Ben de 'Devlet meselesi ise silerim' dedim, odadan çıktım. İstanbul'a doğru yoldaydım. İnan Kıraç'ın yanındaki biri aradı. 'Baran Bey, biraz önce İnan Bey aradı. Çok mutluydu' dedi. Ne oldu dedim? 'Seni Ankara'ya almışlar, ezmişler, pazartesi günü borcu silecekmişsin' dedi. Kan beynime sıçradı. Ertesi gün uçağa bindim, yurtdışına gittim."

SBK, 5 Aralık'ta Türkiye'den ayrıldı.

SBK Holding'e 29 Aralık'ta kara para operasyonu yapıldı.

Yurt dışına çıktıktan sonra kimi aracılar "İşler kötüye gidecek, borcu sil" diye SBK'ya haber gönderdi. Ardından Veyis Ateş sahneye çıktı.

SBK, 19 Haziran'da Avusturya'da tutuklandı.

Robin Hood'dan karaparacıya...

Bakan Soylu, komisyonda 'devletin bütün kurumlarının seferber olduğu, uluslararası operasyonu bozguna uğratan ve ABD'yi açığa düşüren' bir müdahalede bulunduklarını ifade ediyor.

SBK, azılı bir dolandırıcıysa varlık şirketi iznini nasıl aldı?

Robin Hood ilan eden kimdi SBK'yı?

Ne diye Ankara'daki görüşmeden 49 gün önce SBK'nın yurtdışına çıkış yasağı, malvarlığına el koyma kararı ve banka hesaplarındaki bloke kaldırıldı?

O ki ABD'den Türkiye'ye doğrultulan bir mızrak ucuydu...

SBK ile ilgili kısıtlamaların sonlandırılması için işlem yapan ve yurtdışına kaçmasına olanak yaratan dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Hasan Yılmaz, ne sebeple aynı gün Adalet Bakan Yardımcılığı'na atandı?

16 Ekim itibariyle kaçma şüphesi görülmeyen, malvarlığını ve servetini kaçırmayacağına inanılan SBK, ne değişti de 4 Kasım'da uluslararası kompolunun faili oluverdi?

Kırmızı Bülten çıkarmak için niye SBK'nın ABD tarafından yakalatılması beklendi?

Bu soruların yanıtını öğrenmemiz için ABD'ye iadesi mi gerekiyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi