
Fikret Bila
Psikolojik eziyet
İktidar, gözaltına alınan, tutuklanan CHP’lilere psikolojik eziyeti sürdürüyor.
Gözaltına alınan belediye başkanları, belediye yöneticileri kötü koşullarda dört gün tutuluyor.
Bu süre dolmadan savcılığa götürmüyor.
Dört boyunca psikolojilerini bozmaya, dirençlerini kırmaya çalışıyor.
Emniyetten savcılığa iki kollarına iki polis girmiş vaziyette ve tek sıra halinde götürüyor.
Sanki azılı teröristleri, savaş suçlularını götürüyormuş gibi bir hava yatıyor.
Toplumda peşinen suçlu algısı yaratmaya çalışıyor.
Oysa götürdükleri kişiler milyonlarca oyla seçilmiş belediye başkanları, belediyelerin üst düzey yöneticileri.
Bu kötü muamele sadece gözaltındaki ve tutuklu başkanlara, yöneticilere değil onları seçmiş milyonlara da yapılmış oluyor.
Vatandaşlar bu görüntüleri gözyaşı içinde izliyorlar.
Psikolojik eziyet bununla da sınırlı değil.
Silivri’de tuttukları belediye başkaları ve diğer tutukluları başka illere gönderiyorlar.
Aralarında Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın da yer aldığı 12 tutuklu başka illere nakledildi.
Son nakillerle Silivri’de bulunup başka illere gönderilen tutuklu sayısı 26’yı buldu.
Bu da tutuklulara ve ailelerine bir çeşit eziyet.
İzmir’e, Düzce’ye, Afyon’a, Kütahya’ya gönderilenler var.
Bu nakillerle ailelerin tutukluları ziyaretleri zorlaştırılıyor.
İstanbul’daki aileler tutuklu yakınlarını görebilmek için yolculuk yapmak, gittikleri ilde kalmak ve geri dönmek zorundalar.
Bu da fiilen tutukluları da ailelerini de cezalandırmaktan başka bir şey değil.
Oysa gözaltındakilere de tutuklulara da kötü muamele yapmak hem evrensel hem de ulusal hukukumuza göre suç.
Savaşta bile esirlere kötü muamele yapılması suç oluşturur.
Savaş hukuku buna izin vermez.
Oysa Türkiye’de tutuklu belediye başkanlarına ve diğer görevlilere açıkça kötü muamele yapılıyor.
Psikolojilerini bozmak, kamuoyunda haklarında suçlu algısı yaratmak, aileleriyle görüşmelerini zorlaştırmak için her şey yapılıyor.
Demokrasilerde vatandaşların hakları hukuk güvencesi altındadır.
Demokrasilerde hukukun üstünlüğü ilkesi bunun için vardır.
Bu amaçla demokratik ülkelerin anayasalarında “hukuk devleti” olduğu yazılıdır.
Bizim anayasamızda da Türkiye’nin “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” olduğu yazılıdır.
Ancak bu hüküm bu iktidar zamanında sadece anayasada bir yazı olarak kaldı.
Bu hükme ve daha birçok hükme uyulmuyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uyulmuyor ve bu ilân ediliyor.
Sonra iktidar çıkıp haktan, hukuktan söz edebiliyor.
Bayram günlerinde bile psikolojik eziyet sürdürülüyor.
CHP de haklı olarak vatandaşın bayramını kutluyor ama siyasi partilerle bayramlaşmıyor.
CHP Lideri Özgür Özel’in dediği gibi bayramı çalınmış bir parti neden diğer partilerle özellikle iktidar partileriyle bayramlaşsın?