Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

O Dedikoduyu Kim Servis Etti?

Google arama motoruna girin. “Erdoğan coğrafya” yazın. Karşınıza en az 5-6 dosya çıkar.

“Niye böyle bir şey yapalım” diye soruyorsanız, yazının ana fikrine hoşgeldiniz!

Malum Fuat Uğur ortaya bir dedikodu attı. Serenay Sarıkaya ile Mert Demir’in aşkının 5 milyon dolarlık bir sahtekarlık olduğunu… Arkasında da menajerleri Ayşe Barım’ın olduğunu öne sürdü.

Ortalık bir anda alev alırken ve Ayşe Barım’ın portföyündeki sanatçılar birer birer didiklenirken, meselenin aniden Gezi soruşturmasına dönüştüğüne tanık olduk. Gezi ana davasının kendisinde somut delil bulamayanlar.. Kanaat ve mış-muşlarla dosya hazırlayanlar.. 12 yıl sonra neyi nasıl iddia edecekler, merak ettik elbette.

Ancak daha ilk saatlerde maksadı anladık. Öyle ya! Bolu yangınının acısını yaşar ve sorumluları ararken birden gözler adliye yolundaki ünlülere çevrildi. “Aaaa Halit Ergenç de ifadeye çağırılmış.. Levent Üzümcü zaten listenin başındaymış..” Çekirdek çitler gibi ünlü çitleyip konuştuk.

*. *. *

Biliyorum. Yazının başındaki meseleyi bekliyorsunuz. Sıra orada ve adliyeye çağırılan ünlülerden Merve Dizdar’da.

Merve Dizdar Cannes Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı. Bunu Fransa Kültür Bakanlığı’nın “Edebiyat ve Sanat” nişanı izledi. “ŞÖVALYE NİŞANI” olarak bilinen bu unvan, nedense bizim memlekette tepkiyle karşılandı.

Mesela yandaşlardan birinde şöyle bir manşetle verildi haber:

“Türkiye’yi karalayan Merve Dizdar Fransız tarikatine mi girdi?”

Bu karalamanın mealini de konuya çok hakim olduğunu anladığımız Fuat Uğur yazdı:

*. *. *

“Genel seçimlerin ikinci turundan bir gün önce, 27 Mayıs 2023 tarihindeki Cannes Film Festivali’nde Merve Dizdar’a hiç de “beklenmedik” biçimde EN İYİ KADIN OYUNCU ödülü verildi.

O da eline tutuşturulmuş bir minik kâğıda karalanan satırları kekeleyerek okudu, Türkçe olarak. "Filmde canlandırdığım Nuray karakteri, inandığı şeyler ve varoluşu için mücadele veren ve bu uğurda bedeller ödemek zorunda bırakılmış bir kadın” diye başladı ve “Yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak, Nuray'ın ve Nurayların duygusunu doğduğum günden beri ezbere bilmeyi gerektiriyor” diye devam etti. “YAŞADIĞIM COĞRAFYA” diye kastettiği yer, adını söylemediği ülkesi Türkiye’ydi”

* * *

Vaaay! Merve Dizdar Türkiye diyemiyormuş. Ülkesinden “coğrafya” olarak söz ediyormuş.

Size söyleyeyim. Bundan örgüt üyeliği bile çıkartırlar. Ama bir sıkıntı var: Başta da çıtlattığım gibi Erdoğan da çok sever bu tanımı ve sık sık da kullanır.

Bir tanesini aktarayım. Sadece birkaç yıl önce şöyle demişti: “Bilim ve teknolojide yeniden şahlanışa geçiyoruz. Bu coğrafya tekrar bilimin ve teknolojinin önde gelen merkezlerinden biri olacaktır.”

* * *

Bilimde şahlanışa geçme masalını bir kenara bırakın.. Gelin Merve Dizdar’ın konuşmasındaki “coğrafya” göndermesinden ne anlaşılması gerektiğini konuşalım.

Bu coğrafyada… Yani memleketin dört bir köşesinde.. Yanı sıra Ezidi topraklarında.. İran’da, Afganistan’da.. Acılarda buluşan kadınlardan söz ediyoruz.

IŞİD’in kaçırıp “savaş ganimeti” olarak seks kölesi yaptığı kadınlar elbette bizim coğrafyamızdandır. Dahası kızkardeşimiz, kızımızdır. IŞID sonraları HTŞ’ye dönüştüğünde ve Suriye’yi ele geçirdiğinde elbette bunu hatırlayacağız. Erdoğan’ın “pek çok ortak noktamız var” dediği Taliban’ın kadınlara sokakta konuşma yasağı bile getirdiğini anlatacağız.

* * *

Bunları Fuat Uğur da bilir. Soldan dönüp bu noktalara geldiği için muhtemelen şahane analizler de yapabilir. Ama o bunları yazmayı tercih ediyor.

Yazsın!

Benim asıl derdim başka. Merakım şu: Tam da Öcalan kampanyası konuşulurken Ayşe Barım dedikodusu nereden çıktı? Kanıtlanamayacak çirkin bir iftirayı kim / kimler neden servis etti?

Gündem mühendisliğinin arkasında kim / kimler var?

Hatırlayın, Fuat Uğur 15 Temmuz darbe girişiminden sadece birkaç ay önce Gülen Cemaatini “Attığınız her adımı biliyorlar. Harekete geçerseniz sizi TAR’daki tavuklar gibi toplayacaklar” diye uyarmıştı.

O zaman da hem uyarının kaynağını merak etmiştim. Hem de bu kadar açık açık yazılmasına rağmen iktidarın nasıl olup da darbenin geleceğini öngöremediğini anlayamamıştım.

Belli ki şimdi de Gezi paranoyasını hortlatmak için kollar sıvanmış. AKİT “Çanlar çapulcular için çalıyor” diye atmış manşetini.

* * *

Ben aksini düşünüyorum doğrusu.

Çanlar Erdoğan ve her tarafı dökülen başkanlık sistemi için çalıyor.

Daha önce de yazdım. Suriye’de işler iyi gitmiyor. Ne Arap dünyası ne de Batı Suriye masasına Erdoğan’ı çağırıyor. Golani de pek ekşi!

Reis Trump’ın yemin törenine de çağırılmadı. Yani “dostumuz” Trump’dan da beklediğimizi bulamadık.

Ekonomi deseniz… Yok yok demeyin. Durum pek ciddi zira.

İnsan hatası felaketler de sıraya girmiş gibi.

Bahçeli de Öcalan açılımını saatli bomba gibi Reis’in kucağına bırakmaz mı!

İşler bu raddeye gelince her zamanki gibi en iyi bildikleri şeyi yapıyorlar.

Yani gündem yaratıyorlar. Ama ellerindeki cephene o kadar köhne ki dön dolaş yine Gezi’ye geliyorlar.

* * *

İtiraf edeyim mi!

Ben son aylarda -elbette felaketler dışındaki- gündemin Erdoğan’a kumpas olduğunu bile düşünmeye başladım. Sanki “BİRİLERİ” Erdoğanı zora sokmak için uğraşıyor. Baksanıza atılan tüm adımlar hiç komik olmayan şakalar gibi. Ahmet Türk’ü görevden alıp yerine kayyum atayacak, sonra da barış elçisi ilan edeceksiniz mesela.. “Emekli Yılı”nı emeklileri perişan ederek kapatacak, bu yılı da geçim sıkıntısı yüzünden dağılan ailelere “nanik” yapar gibi AİLE YILI ilan edeceksiniz.

Serenay Sarıkaya - Mert Demir ilişkisinden komplo çıkartıp oradan Gezi’ye zıplayacaksınız.

Daha neler neler.

Bu kadar saçmalık ancak belli bir amaçla arka arkaya gelebilir.

Belki Fuat Uğur dedikodunun kaynağını sızdırır da amacı ve arkasındakini anlarız. Daha doğrusu zihnimizdeki fotoğrafa netlik ayarı yaparız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi

İşler kontrolden mi çıktı?

22 Mart 2025 Cumartesi 16:31

Erdoğan ne kadar ileri gidebilir?

21 Mart 2025 Cuma 14:07

12 Eylül'de TRT'den bugüne...

20 Mart 2025 Perşembe 16:16

Sivil darbenin kazananları kaybedenleri

19 Mart 2025 Çarşamba 11:11

Eti birilerinin, kemiği sizin!

17 Mart 2025 Pazartesi 15:38

Godot değil ama Yaren geldi!

15 Mart 2025 Cumartesi 14:23

Çağlayan'a giderken...

10 Mart 2025 Pazartesi 16:09

Okul ve nafaka zulmü!

07 Mart 2025 Cuma 13:32