Galatasaray'ın nasıl kazandığını açıkladı: Utanmışlardır herhalde

Galatasaray'ın zorlu Konyaspor galibiyeti, elbette tüm takımın bir başarısı. Ancak sahada bir isim vardı ki, onun varlığı hikayeyi bambaşka bir boyuta taşıdı; Victor Osimhen.
Bu satırları sadece penaltıdan golü attı diye yazmıyorum.
Bir defa adam Galatasaray'ın her gollük pozisyonunda var. Yetmiyor, orta sahaya gidiyor. Yetmiyor, savunmaya yardım ediyor.
Penaltı pozisyonuna iyi bakın. Nijeryalı Konyasporlu Adil'in çok gerisinden ok gibi fırladı, öne geçti, topa ulaştı ve yoktan penaltıyı yarattı.
Bundan dakikalar önce ofsayt diye geçersiz olan golünde de aynı hızda değil miydi?
Bu koşuları Serengeti'nin günbatımında ceylanını yakalayan bir leoparın estetik ve ölümcül dokunuşunu anımsatıyor. O an, kaslarındaki her bir lif yay gibi geriliyor, zamansa sanki bir anlığına duruyor. Ve sonra yıldırım hızındaki o vuruş, sadece topu değil, rakibi de derinden sarsıyor.
Çimlerin üstünde yükselip kafayı vurduğunda ya da beklenmedik bir çalımla rakip defansı çaresiz bıraktığında, gözlerinde savaşçı ruhunun ışıklarını görmek mümkün.
Konyaspor'un yenilmesine neden olan Osimhen'in bu özellikleriydi.

Üç gün önce Türkiye yas tutarken gece kulübü çıkışı gazetecilere savurduğu tehditleri ve rüşvet teklifini nasıl eleştirdiysek, bu futbolunu alkışlamak da meslek görevimiz.

Maça gelirsek. Galatasaray bu gece özellikle ilk yarı yine tutuktu.
Son Hatayspor ve Dinamo Kiev maçlarında olduğu gibi pozisyon üretmekte zorlandı.
O bilinen tempolu ön alan baskısını kuramadı. Bunda orta sahanın forvete beklenen desteği vermemesinin ve kanat akınlarında süreklilik olmamasının rolü büyüktü.
Yeni transfer Ahmet Kutucu henüz takımla uyum içinde değil. Sakatlıktan kurtulan Sara'nın ise eski formuna dönmesi için birkaç maça ihtiyacı var.
Galatasaray'ın bir artısı, son haflarda büyük eleştirilere ve gol yemesine neden olan savunma hatalarını yapmamasıydı.
Konyaspor'un ani ataklarında eksik yakalanmadılar ve sahadan 3 puanla ayrılmayı başardı.

Söz savunmadan açılmışken kaleci Muslera'dan da söz etmek gerekiyor.
Uruguaylı Galatasaray tarihe adını altın harflerle yazdıran bir isim. En çok maça çıkan yabancı oyuncusu unvanını taşıyor. 14 sezonda futbolun en yüce anlarını yaşadı. Sarı-kırmızılı formayla tam 17 kupa kaldırarak bir efsane hâline geldi ve Galatasaray ruhunu sahada yaşatan bir sembol olmayı başardı.
O, yalnızca bir kaleci değil, yıllar içinde Galatasaray'ın ruhuna kazınan bir kahraman, yeşil sahaların susmayan çığlığı ve zaferin değişmez yüzü.
Tarihe yazılmış böyle bir başarıyı üç gün önce hatalı gol yedi diye onu yuhalayanlar, bugün gerekli sevgi ve saygıyı gösterdi.
Doğrusu budur.
Yuhalayanlar utanmışlardır herhalde!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Kaya Arşivi