Libya'ya neden asker gönderiyoruz?

Libya’ya asker gönderilmesini öngören tezkere bugün Meclis’te görüşülecek ve büyük olasılıkla AK Parti ve MHP’nin oylarıyla geçecek. İYİ Parti’nin tutumu ise tezkere oturumu öncesinde yapacağı grup toplantısında kesinleşecek.

Ünlü 1 Mart 2003 tezkeresi dışında Türk askerinin yurtdışına gönderilmesine ilişkin tezkereler muhalefetin de desteğini alarak Meclis’ten geçmiştir. Mehmetçiliğin yurt dışında da olsa görev üstlenmesinin zorunlu hale geldiği durumlarda iktidar ve muhalefet birlikte hareket etmiştir. En önemli istisna ise ABD’nin Türkiye’de asker bulunduracağı, havaalanları ve limanları kullanarak Irak’a Türkiye sınırından girmesini öngören 1 Mart tezkeresinin çekimser oylar sayesinde reddedilmiş olmasıdır. Özellikle terörle mücadele amacıyla yapılan sınır ötesi harekâtlar veya Birleşmiş Milletler ya da NATO kararıyla yapılan yurtdışı askeri görevler hem Meclisten hem halktan büyük ölçüde destek görmüştür.

Libya konusunda ise durum biraz farklı. CHP Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin tezkereye olumsuz oy vereceğini açıkladı. Neden olarak da, Mehmetçiğin kanının Libya çöllerinde dökülmesini gerektirecek bir durum olmadığı gösterildi. CHP Türkiye’nin bir vekâlet savaşına katılmasına karşı olduklarını vurgulayarak Libya konusunda diplomasiye öncelik verilmesini önerdi.

TEZKERENİN AMAÇLARI

Türkiye, Libya’ya neden asker gönderiyor?

Meclis’e gönderiler tezkereye göre bunun dört nedeni var:

1-Milli çıkarlara yönelik her türlü tehdide karşı önlem almak,

2-Libya’daki gayri meşru grupların Türkiye’nin menfaatlerine yönelik saldırılarını bertaraf etmek,

3-Kitlesel göç gibi risklere karşı önlem almak,

4-Libya’ya insani yardımın ulaşmasını sağlamak.

Tezkerenin dört madde halinde ortaya koyduğu gerekçeler yeterince somut olmadığı gibi tatmin edici de değil.

Libya’da “Türkiye’nin milli çıkarlara yönelik her türlü tehdide karşı önlem almak” ifadesi izaha muhtaç bir ifade. Libya, Türkiye’ye komşu değil. Libya’dan Türkiye’ye yönelik bir askeri veya terör örgütü tehdidi yok. Türkiye’nin iç savaşın bir tarafını kollayan tutumuna karşı tepki var.

“Libya’daki gayri meşru grupların Türkiye’nin menfaatlerine yönelik saldırılarını bertaraf etmek” ifadesindeki “gayri meşru gruplar” tanımı ülkenin yüzde 70’den fazlasına hâkim durumdaki General Hafter güçlerini işaret ediyor. Hafter’in Türkiye’ye karşı tutumunun nedeni Ankara’nın Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni destekleyen pozisyonundan kaynaklanıyor. Ancak Hafter’in Türkiye’ye karşı bir tehdit oluşturması da şu aşamada askeri veya siyasi açıdan mümkün değil.

“Kitlesel göç gibi risklere karşı önlem almak” amacına bakıldığında ise Türkiye’nin bu konuda çelişki içinde olduğu görülüyor. Türkiye, içsavaş nedeniyle Libya’dan büyük göç alacak bir coğrafi konumda değil. İki ülke sınırdaş olmadığı ve aralarında ciddi bir uzaklık bulunduğu için Türkiye’nin Suriye’de olduğu gibi büyük ölçekli göç dalgalarıyla karşılaşması söz konusu değil.

Bu konuda asıl çelişki de Türkiye’nin kısa süre önce 16 yaşından küçük 55 yaşından büyük Libya vatandaşlarına vize muafiyeti tanımış olması. Bu karar, Türkiye’nin, tanımlanan yaş gruplarındaki Libya vatandaşlarını kabule hazır olduğunu gösteriyor. Bir yandan kitlesel göç riskine karşı Libya’ya asker gönderileceğini tezkereye yazmak diğer yandan askerlik çağı dışındaki Libyalılara vize kolaylığı sağlamak izahı güç bir çelişki oluşturuyor.

“Libya’ya insani yardımın ulaşmasını sağlamak” amacı anlaşılabilir bir amaç olmakla birlikte bu konuda Birleşmiş Milletler veya başka bir uluslararası kuruluşun Türkiye’ye verdiği askeri bir görev yok. 

DİĞER AMAÇLAR

İktidar açısından Libya’ya asker göndermenin gerçek amaçları ise tezkerede yer almıyor.

Bunlardan biri Türkiye’nin kısa süre önce Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzaladığı deniz yetki alanlarını belirleyen mutabakat. Türkiye Doğu Akdeniz’deki yalnızlığını kırabilmek, İsrail-Güney Kıbrıs-Yunanistan; Mısır-Güney Kıbrıs-Yunanistan ve ABD ittifak hattını kesebilmek  için Libya Ulusal Mutabakat Hükümetiyle münhasır ekonomik bölge mutabakatına imza attı. Bu mutabakatın tümüyle boşluğa düşmemesi için  Trablus’a  sıkışıp kalmış bu hükümetin ayakta tutulması gerekiyor. Türkiye, Libya’ya asker göndererek, iç savaşın taraflarından biri olan bu hükümeti ayakta tutmayı ve Hafter güçlerinin bu hükümeti ortadan kaldırmasına engel olmayı amaçlıyor. 

Türkiye, bu mutabakatı ayakta tutmak için Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni ayakta tutmak zorunda. Ancak bu konuda da yalnız. Mısır, Suudi Arabistan, ABD ve Rusya, Hafter’i destekliyor.

Bir diğer amaç ise farklı tonlarda da olsa Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti siyasal İslamcı bir niteliğe sahip. Bu da Ankara’nın bu hükümeti ayakta tutma konusunda bir diğer amacını oluşturuyor.

Türkiye’nin Suriye’deki deneyimden sonra çok güçlü olmayan gerekçelerle ve arabuluculuk pozisyonunda kalarak daha etkin olabileceği Libya’da taraf olmayı seçmesi ve bu ülkeye asker göndermesi dış politikada yeni sorunlar doğurabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi