Serpil Yılmaz
Kızılay savunması:
“İnsaniyetperverlik”
Başlıktaki kavram Türkçü-Turancı akımın önde gelen Türkolog ve edebiyatçılarından Nihal Atsız’ın “insaniyet ve barış değil, milliyetçilik ve savaş istiyoruz. İnsaniyetperverlik köpekliktir” diye başlayan milliyetçilik propagandasını hatırlatıyor ki, konumuzla hiç ilgisi yok.
Güncel hafızamızdan silinmeye yüz tutan “insaniyetperverlik” kavramı, Türk Kızılay Manisa İl Merkezi’nden yapılan açıklamada kullanıldı.
Konu 155 yıllık Kızılay’ın içini de karıştıran yönetim kuruluna “huzur hakkı” adı altında yapılan ödemelerle ilgili…
Manisa Şube Başkanı Mimar Atilla Efendioğlu ve Genç Kızılay Manisa Şube Başkanı Sadık Akçakın, geçtiğimiz gün Türk Kızılay Derneği merkezi tarafından istifa ettirildi…
AKP’nin “varlığına” hizmet etmeyen, “bertaraf” oluyor…
Efendioğlu’nun kendi ifadesiyle, “yurttaşlardan dilene dilene toplanan bağışlarla” güçlendirilmeye çalışılan Türk Kızılay’da “bordro cenneti” yaratılmasına itirazı vardı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile paylaştığı fotoğraftan sonra istifasının istendiğini söyleyen Akçakın ise dernek yapılanmasındaki görevlendirmelerde “AKP mülakatlarını” deşifre etti.
Bir yıl önce Türk Kızılay Manisa Şube Başkanlığı’na seçilen Efendioğlu, genel merkez yönetim ve denetim kurulu üyelerinin aldığı huzur hakkı ücretlerini kuruma ait ortak sosyal medya üzerinden sorunca, kendisi ile birlikte şube yönetim kurulu üyelerinin de görevden alınmasına anlam veremiyor.
Manisa’nın 2 merkez ilçesinden biri olan Yunus Emre Belediyesi CHP Grup Başkanvekili Bülent Mersinli kentte takdir edilen bir isim olduğunu söylediği Efendioğlu’nun istifasının değerlendirirken, “Sadakat, liyakatin önüne geçiyor” yorumunu yapıyor.
2009 yılında Demokrat Parti’den Manisa Belediye Başkan Adayı ve AKP’li Şehzadeler Belediyesi Başkan Yardımcısı da olan Efendioğlu’nun konuyla ilgili özür kıvamındaki açıklaması şöyleydi:
“Yaşanan felaket sonrası basında ve sosyal medya platformlarında çıkan Kızılay’ a yönelik eleştiriler her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Kızılay dostu gibi bizleri de çok üzmüştür. Çıkan haberler konusunda bilgi sahibi olunması için ve gereken refleksin gösterilmesi için anlık mesajlaşma programları üzerinden muhataplarından birine bu haberi göndermeye çalışılırken yine Kızılay ailesine ait bir başka gruba göndermiş bulunmaktayım.”
Efendioğlu bu açıklamasına karşılık sorusunda ısrarlı:
"Kamuoyunun merak içinde olduğu bir hususu buradan bir kez daha soruyorum. Kızılay Genel Merkez Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu olarak Kızılay’a bağlı şirketlerden Hakkı Huzur ücreti alıyor musunuz? Alıyorsanız tutarı nedir?”
Akçakın’ın paylaşımı ise itiraf niteliğinde:
“2022 Ekim ayında gelen teklif üzerine şahsımın Genç Kızılay Manisa İl Başkanlığı mülakat, Genel Başkan, Teşkilat Başkanı ile görüşmeler neticesinde atama süreci başlayıp 25 Kasım 2022 cuma günü Genç Kızılay Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı tarafından bana iletilen mazbata doğrultusunda atama sürecim tamamlanmıştı.”
Akçakın yakın süreçte çıkan haberlerden “Genç Kızılay Genel Merkezi’nin Kerem Kınık’ın oğlu Jr. Kınık’ın emrinde olduğunu” öğrendiğini belirterek; “Kızılay hakkında gündeme gelen yolsuzlukları ve şaibeleri sorgulamamdan korktuğunuz için mi görev yapmamı engellediniz?” sorusunu sormayı da ihmal etmiyor.
Yukarıda sözünü ettiğim “insaniyetperverlik” kavramı Türk Kızılay Derneği Manisa İl Merkez Yönetimi’nin Efendioğlu’nun iddialarına verdiği yanıtta geçiyor:
“155 yıldır olduğu gibi insaniyetperverlik ruhuyla birbirlerine kenetlenmiş bir şekilde insan onurunu korumak ve insan ıstırabını dindirmek için çalışmalarına genel merkezimizin rehberliğinde aralıksız devam etmektedirler.”
Deprem bölgesine satılan çadırları dünyaya pazarlayan Kızılay Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su İlyas Haşim Çakmak ise yorganın altına girmiş gibi görünmez olmayı seçiyor.
11 kenti yıkan 6 Şubat depreminde ortaya çıkan çadır satışları skandalıyla birlikte, 2018’den bu yana Kızılay’dan “yöneticilere sağlanan fayda” adı altında toplam 35 milyon 884 bin 923 TL huzur hakkı ödendiği de yazıldı, çizildi…
Türk Kızılay 2005-2011 dönemi Başkanı Tekin Küçükali’ye “huzur hakkı” veya “maaş” adı altında bir ödenekleri olup, olmadığını sorduğumda aldığım şu yanıtı, 14 Mart tarihli yazımda paylaşmıştım:
“Benim dönemimde Kızılay’da 4 bin 500 kişi çalışıyordu. Yakınlarını doldurdukları Kızılay’da çalışan sayısını 14 bine (2021 Kızılay Faaliyet raporuna göre çalışan sayısı 12 bin 129) çıkardılar. Kerem Kınık’ın yıllık geliri 306 bin lira. Kızılay Yatırım Holding ve 11 iştirakinde toplam 82 kişinin yıllık geliri 25 milyon lira.”
Kızılay çevresinden bir başka iddia dolaşıyor: Deprem bölgesinde sivil toplum platformu AHBAP’a 46 milyon liraya satılan 2050 çadır için aracılar da 2 milyon lira komisyon almış.
KIZILAY YATIRIM HOLDİNG NE OLACAK?
Deprem bölgesinde sivil dayanışma ve yardım derneklerine çadır ve konserve satışları ile kamuoyunda oluşan tepkileri üzerine çeken Türk Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık bu sefil durumu, “Hem uluslararası afetlere destek verebilecek, hem BM’ye hem de Sağlık Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’na çadırlar üretip satıyoruz ki finansal sürdürülebilirliği ve kapasitenin korunabilirliği mümkün olsun” sözleri ile savunmuştu.
Kınık’ın açıklaması bilmediğimiz bir durumu aydınlatmıyor.
Türk Kızılay aynen Kınık’ın vurguladığı amaçlar doğrultusunda 2018 yılında “karlılık” odaklı bir yapılanmaya gitmiş ve bu doğrultuda tüm “gelir üreten” varlıklarını Kızılay Yatırım Holding şirketine bağlamıştı.
Türkiye’de “kan bağışının” yanı sıra, toplanan bağışlarla “36.5 milyon yoksula” maddi yardım yaparken, “mültecilere” de “Kızılay Kart” dağıtımı sürdürmüştü.
Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlarının, Amerika’dan sonra dünyanın en çok insani yardım yapan ülkesi olarak sırtını sıvazladığı Türkiye, bu payeyi yurttaşlarının Türk Kızılay’a yaptıkları yurt dışı bağışlar ve AHBAP gibi yardım kuruşlarına sattığı çadırlardan sağladığı finansmanla aldı.
Hayır kurumu Kızılay, Afrika’dan Orta Asya coğrafyasına açılırken AKP’nin dış politika aparatı yapıldı.
27 Mart’ta toplanan TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nda Kızılay övgüsünü dile getiren AKP Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu’nun sözleri bu izlenimimi güçlendiriyor.
“Kızılay tüm dünyada. Endonezya’da bir tsunami oldu -2004’tü galiba - daha sonra Türkiye elini oraya uzattı, biz oraya gittik. Köyler kuruldu, hem de TOKİ marifetiyle Sri Lanka’da, Endonezya’da... Oraya gittiğimizde Kızılay bayraklarıyla karşıladılar Banda Aceh’deki insanlar bizleri. Kendi kurumumuza sahip çıkalım, yıpratmayalım.”
Komisyonda “iyi yönetişim” talep etmekle, “kuruma karşı olmak” arasındaki farkı anlatacak bir uzmana ihtiyaç varmış…
Başkent Gaz’ın Kızılay’a yaptığı şartlı 8 milyon dolar bağışın 7 milyon 925 bin dolarının Ensar Vakfı’na aktarılmasıyla ilgi de Komisyon’a bilgi veren Kınık’ın şu açıklaması dikkate alınmalı:
“Bu adı geçen kamu yararına haiz bir vakıfla ortak yapılmak üzere. Çünkü bağışçı onun nasıl harcandığının kontrolünü bize yaptırmak istemektedir ama bu çok limitlidir, şimdiye kadar yaklaşık 28 kez olmuştur ve binde 5’tir.”
Kızılay’ı diğer vakıflara bağış aktarmada köprü olarak kullanan 28 kişi ya da kurumu da öğrenebilir miyiz?
Yine aynı Komisyon’da Kınık’ın “başarılarını” soran milletvekillerine verdiği “Kızılay’ın kârlılığı benden önceki döneme göre 66 kat, cirosu 25 kat artmıştır” yanıtını okuyunca, “kamu hizmetlerini piyasalaştırmakta” bir dünya markası haline gelen AKP’den ödül mü bekliyor diye sorasım geliyor…
Küçükali, 16 Mart’ta, eski Kızılay Şube Başkanları ile Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptıkları ziyaret sonrasında, Kızılay’ın asli görevine dönmesi ve Holding yapısının feshedilmesine yönelik çalışma başlattıklarını belirtiyor.
14 Mayıs seçimlerini ister Kılıçdaroğlu, ister Cumhur İttifakı Adayı Recep Tayyip Erdoğan kazansın Kınık bu karlılık performansıyla “işsiz” kalmayacağını düşünüyor olabilir.
ŞUBELERİN DE KARNESİ ZAYIF!
Türk Kızılay, pandemi ve deprem öncesi 2020 yılında yapılan değerlendirmeye göre aktif toplam 260 şubesinin ortalama başarı puanını 41.80 olarak açıklanmıştı.
100 puan üzerinden verilen nota bakılırsa şubelerin durumu pek parlak gözükmüyor. İstisnalar var tabi; örneğin Adana Şubesi 88.77 puanla ilk sırada.
Başarı puanı yükselen 182 Kızılay şubesinin perfonsında yüzde 21’lik artış gerçekleşmiş.
Listede ilk sırada olan Adana’yı, Konya (2şube), Giresun, Malatya, Diyarbakır, Karaman, İstanbul (2 şube) ve Bursa izliyor.
Şubeleri bu kadar başarısız olan bir Kızılay’ın “karlılığı” ile övünmesi insaniyetperverlik olmasa gerek…