Fikret Bila
Kim alacak bu evleri?
İktidar, seçime yatırım olsun diye evsiz vatandaşlara kolayca ev sahibi olacakları vaadinde bulunarak birtakım konut projeleri açıkladı.
Belli bir miktar peşinat verilecek, kalan ödeme için bankadan uygun koşullarda kredi alınacak ve evi olmayan orta ve orta alt gelir grubuna giren vatandaşlar da ev sahibi olacak.
Bu projeye girenlerin 2 yıl sonra ev sahibi olmaları için AK Parti’ye oy vermeleri gerecek.
İktidarın “ev sahibi olmak istiyorsan seçimde AK Parti’ye oy ver, yoksa projeler yarım kalır ev sahibi olamazsın” propagandası böyle bir uyanıklığa dayanıyor.
Ancak ortaya konulan projelerden ev almak için kaç lira ödenecek?
Ev sahibi olmayan orta ve orta gelir grubundaki vatandaşlar ne kadar kredi alacaklar, ne kadar aylık taksit ödeyecekler?
İşte bu soruların yanıtları ortaya çıkınca projelerin pek de orta ve orta alt gelir grubundaki vatandaşlara hitap etmediği anlaşılıyor.
Uzmanların yaptığı hesaba göre çekilecek krediye göre ödenecek taksitler şöyle:
1 milyon lira kredi alırsanız aylık ödemeniz gereken taksit tutarı 12 bin 280 lira.
2 milyon kredi alırsanız, aylık taksit 24 bin 560 lira,
3 milyon kredi alırsanız, aylık taksit 36 bin 845 lira.
Kim alacak bu evleri?
Bu krediyi alabilecek ve bu taksitleri ödeyecek vatandaşlara orta, orta alt gelir grubu diyebilir misiniz?
İlgisi yok.
Bu tutarları ancak ortanın çok üstünde gelire sahip vatandaşlar ödeyebilir ki bu da iktidarın anlattıklarıyla gerçeklerin bir ilgisi olmadığını gösterir.
Bu taksitleri 8 bin 500 lira asgari ücret alan bir vatandaş ödeyebilir mi?
Kirada oturan bir asgari ücretli borç almadan ay başını getiremediğine göre elbette ödeyemez.
Bu taksitleri 5 bin 500 emekli aylığı alan bir vatandaş ödeyebilir mi?
Elbette ödeyemez.
Bu tutarları ödeyecek bir orta sınıf da kalmadı.
İktidar izlediği ekonomi ve maliye politikasıyla fakiri daha da fakirleştirdi.
Alt gelir grubunda geçinmeye çalışan kesimi yoksulluğa itti.
Yoksul kesimi açlık sınırının altına gönderdi, açlığa mahkûm etti.
Orta sınıfı alt gelir grubuna indirdi. Sadece yaşamını sürdürebilecek bir satın alma gücüne hapsetti.
Toplum, “zenginler ve yoksullar” diye iki sınıfa dönüştü.
Ortası, orta altı sınıfı kalmadı.
İktidarın yeniden seçim kazanabilmek için attığı adımların hiçbiri gerçeğe dayanmıyor, bu nedenle de geçim derdine çare olmuyor, ekonomik krizin çözümüne bir katkı vermiyor.
Örneğin Türkiye’de enflasyonun ne olduğu bilinmiyor.
Ortaya TÜİK tarafından bir oran atılıyor, iktidar kendine bir ücret artışı yapıyor, yine kendine göre vergi, resim ve haçları artırıyor.
Bunları yaparken rakamların hiçbiri diğerini tutmuyor.
Örneğin, 2022 enflasyonu TÜİK'e göre yüzde 64,27, ENAG’a göre yüzde 137,55.
Asgari ücretliye yapılan zam yüzde 54,5. Memur ve emekli maaşına yüzde 30.
Ama özel okul fiyatlarına yapılan zam yüzde 65.
Devletin alacağı vergi, resim ve harçlara uyguladığı artış ise yüzde 122.
Yeniden değerleme oranını devlet yüzde 122 olarak belirliyorsa enflasyonun en az yüzde 122 olması gerekir.
Ama bakıyorsunuz devlete göre enflasyon yüzde 64. Çalışanların büyük çoğunluğu asgari ücret veya biraz üzerinde ücret alıyor.
Kiralar ve ev fiyatları uçmuş durumda.
Ve iktidar kalkıp en düşüğü 12 bin 280 lira taksitle 10 yıl ödeyip sahibi olacağınız ev projesini, “ev sahibi olmayanları ev sahibi yapıyoruz” diye pazarlıyor.
Halkı iyice fakirleştirdiniz, bari dalga geçmeyin!