CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu iktidarı köşeye sıkıştıran, etkili hamleler yapıyor.

Kılıçdaroğlu’nun vatandaşa çağrı yapıp, “ben çözeceğim” dediği her konuda iktidar harekete geçiyor. Kılıçdaroğlu’nun dediğini yapıyor.

Kılıçdaroğlu iktidardaymış gibi.

Her dediği hayata geçiyor.

Son örnek; bankalara borcu olan, kredi kartı, elektrik, gaz, su borcunu ödeyemeyen, bu nedenle bankadan kredi almak zorunda kalan vatandaşlara yaptığı çağrı.

Kılıçdaroğlu, vatandaşlara “Bankalar alacaklarını Varlık Şirketleri’ne satıyorlar, onlar da avukatlarla kapınıza dayanacaklar, sakın borcunuzu ödemeyin” diye seslendi. Gerekçesini de şöyle açıladı:

"Bu borçlarınız nedeniyle avukatlar tarafından aranacaksınız. Tehdit edecekler. Bunlar tefecilerdir, bunlar mafyadır. Bunlar engerekler ve çiyanlardır. Bunlar aşınıza ve ekmeğinize göz koyanlardır. Sakın ödemeyin, seçimlerden sonra onlarla ben konuşacağım ben.”

Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasından birkaç saat sonra, icralık olan 6 milyon vatandaşın borcunun devlet tarafından üstlenileceği, bu amaçla çalışma yapıldığı açıklandı.

Kılıçdaroğlu vurduğu yerden yine ses getirdi.

İktidar, Kılıçdaroğlu’nun dediğini yapmış oldu.

Tıpkı üniversite öğrencilerin kredi borçlarının faizinin silinmesi gibi.

Elektrik faturalarından TRT payının kaldırılması gibi.

Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın (EYT) sorunu çözmek için ilgili bakanlığın çalışmaya başlaması gibi.

Asgari ücrete iki kez zam yapılması gibi.

Şimdi de borcunu ödeyemeyen vatandaşın borçlarını devletin üstleneceğini açıklaması gibi.

Bu durum muhalefetin iktidara gelmeden iktidar gibi işlev gördüğünü ortaya koyuyor.

AK Parti, iktidarı kaybetmemek, seçimleri bir daha kazanmak için muhalefet ne derse yapıyor. Böylece eriyen oylarını toparlayacağını düşünüyor.

Bu sonuç başta Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Lideri Meral Akşener olmak üzere 6’lı masanın başarısıdır.

Muhalefet liderleri halkın gerçek sorunlarını biliyor ve çözüm önererek gündemde tutuyorlar. Önerileri de hayata geçiyor.

İktidar, daha önce “yerli ve milli değiller, zillet ittifakı, hain, terörist destekçisi” diyerek muhatap almayıp her fırsatta parçalamaya çalıştığı muhalefetin önerilerine dört elle sarılmış durumda.

Sanki roller değişmiş, iktidarla muhalefet yer değiştirmiş gibi.

Kılıçdaroğlu’nun iktidarı istediği gibi yönlendiren bir konuma gelmiş olması cumhurbaşkanlığı adaylığını da güçlendiriyor.

Son dönemde gösterdiği yüksek performans ve etkili çıkışları 6’lı Masa’nın ortak adayı olması olasılığını çok güçlendirdi.

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, “adaylık konusu benim için kapalı, aday olmayacağım” vurgusu yaparak konuyu kapattı. Ardından, “Kılıçdaroğlu’nun adaylığı önünde bir engel yok” dedi.

Ayrı günlerde Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu da Kılıçdaroğlu’nun adaylığının “yüksek ihtimal” olduğunu söyledi.

Bu açıklamalar Kılıçdaroğlu’nun adaylığının en güçlü olasılık olduğunu gösteriyor ki bu da sürpriz olmaz.

Hakkıdır.

6’lı Masa’nın, ortak aday olarak Kılıçdaroğlu’nu göstermesi siyasetin olağan akışına da uygun olur.