Fikret Bila
'Neden iktidar SMS’le yardım gönderilmesini yasaklar?'
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın hayata geçirdiği Bir Kira, Bir Yuva projesi Halk TV’nin kesintisiz canlı yayın desteğiyle muazzam bir halk dayanışmasına dönüştü. Bu işbirliği kararının altında imzası olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i ve Halk TV Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Mahiroğlu’nu kutlamak gerekiyor. Örnek alınacak tarihi bir dayanışma sergilediler. Halk TV’nin ve İzmir Belediyesi’nin emekçilerine, tüm gönüllülere, ekran arkasında ve rejidekilere teşekkür etmeliyiz. Hakları ödenmez.
Halk TV’nin tarihi yayınında meslektaşlarımızın ekran performansı da takdire şayandı. Gecenin moderatörlüğünü üstlenen İsmail Küçükkaya, Seda Selek, İrfan Değirmenci, Şirin Payzın, Serhan Asker, Can Coşkun, Senem Toluay Ilgaz, ekran arkasında telefonlarla yardım toplayan Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Şule Aydın’ı, organizasyonda büyük emeği geçen Halk TV İzmir Bölge Temsilcisi Önder İnce ve ekibini de kutlamak gerekiyor. Yayın hazırlığında konukların davetinde emekleri geçen İpek Özbey ve Bengü Şap Babaeker de kutlamayı ve teşekkürü hak ettiler.
Masa başına geçerek yardım toplayan değerli sanatçılarımızın, muhalefet partilerinin milletvekilleri ve yöneticilerinin, kampanyaya katılarak katkı sunan sanatçıların çabaları da çok değerliydi. Gösterişten, şovdan uzak, gönülden gelen bir kampanya izledik önceki akşam (22 Şubat). Çok etkileyici, duygulandıran, göz yaşartan bağışlar gördük. Emekli maaşlarını bağışlayan vatandaşlarımız, maaşının 1000 lirasını bağışlayan engelli vatandaşlarımız, 100 lira, 250 lira, 500 lira bağışlayan ev kadını annelerimiz, kumbaralarını boşaltıp bağışlayan, “kumbaramda kaç lira var bilmiyorum ama doldurmuştum” diyen çocuklarımız. Gece gündüz yardım merkezlerinde gönüllü çalışan liseli, üniversiteli gençlerimiz.
Bağışlar içinde dikkati çekenlerden biri de İzmirli çiftçi kadınların kurdukları kooperatiflerin bir araya gelip 1 milyon lira bağışlamalarıydı. Bu bağış, kooperatifleşmenin ne kadar önemli olduğunu, örgütlü toplumun üretim gücüyle neler başarabildiğini göstermesi açısından önemli. Çiftçi kadınların kooperatiflerinden gelen bağış, sosyal demokrasi veya demokratik sol anlayışın, sömürülen üreticilerin kooperatifleşerek sömürü düzenine son verebileceklerinin, üretim gücünü ellerine alabileceklerinin ve böylece ekonomik demokrasiyi hayata geçirebileceklerinin somut kanıtıydı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşinin bu yolda gösterdikleri öncülük bütün belediyelere örnek olmalı, belediyeler tarım kesiminden başlayarak kooperatifleşmeyi teşvik etmeli.
İktidar ise bu süreçte hata üstüne hata yapmaya devam ediyor
Muhalefet partilerinin deprem bölgesine gönderdikleri yardım TIR’larını durdurmaları, yardım malzemelerine el koymaları, bu malzemelerin üzerine AK Parti veya AFAD yazmaları, CHP’li belediyeleri engellemeleri tarihe geçecek hatalar zinciridir.
Düşünün ki CHP, İYİ Parti, İzmir Büyükşehir Belediyesi çadır hastaneler kurdular. İktidar ise yıkılmış devlet hastanesinin doktorlarının çadır hastanelerde hizmet vermesini engelledi. Hastanesi kalmayan doktorların, bu sağlık merkezlerine gitmelerine izin vermedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin arama kurtarma ekiplerinin enkazdan canlı çıkardıkları vatandaşlarımız ve çocuklarımızın sayısı 600’ü buldu. Ankara ve İzmir Büyükşehir belediyelerinin arama ve kurtarma ekipleri ile Zonguldak madencilerinin kurtardıklarıyla bu sayı 1000’i aştı. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya belediyelerinin açtıkları lojistik merkezler, kurdukları konteyner ve çadır kentler, yolladıkları TIR’lar dolusu yardımlar kötü mü oldu?
İstanbul’dan Şişli, Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy, Ankara’dan Yenimahalle, Çankaya Belediyelerinin gönderdikleri ekipler ve yardımlar, Ankara’ya İstanbul’a gelen depremzedelerin barınma, beslenme, sağlık hizmetlerini karşılamaları, Bodrum Belediyesi’nin deprem bölgesinde açtığı çocuk barınma merkezleri ve çocuk kulüpleri kötü mü oldu? İktidar bu yardımlaşmadan neden rahatsız olur? Neden İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin Bir kira, Bir Yuva kampanyasına SMS’le yardım gönderilmesini
yasaklar? Bu yasaklar ve engellemeler dışında iktidar, gerçekleri kamuoyuna aktaran
televizyon kanallarını da karartıyor. Anayasaya aykırı şekilde ağır bir sansür uyguluyor. RTÜK, hukuka aykırı şekilde Halk TV’ye, Tele1’e, Fox TV’ye ceza üstüne ceza yağdırıyor. Gerçeklerin öğrenilmesini istemiyor. Seçimlere de bu karartmayla gitmek istiyor.
Tele1’e üç gün kapatma cezası verildi ve ekranı karardı. Nedeni; deprem bölgesindeki gerçekleri objektif biçimde yayınlamasıdır. Tıpkı Halk TV, Fox TV gibi. Bu gerekçeyle kapatma cezası veremeyen RTÜK milletvekillerinin konuşmalarının yayınlanmasını bahane ederek bu üç televizyona ceza yağdırdı.
Tele1’e üç gün karartma ve para cezası, Halk TV’ye yüzde 5 para cezası, yüzde 3 para cezası Halk Meydanı programına 5 kez yayın yasağı, Fox TV’ye yüzde 5, yüzde 3 para cezası. Fox TV’ye verilen para cezasının nedeni Orta Sayfa programının “kamuoyunun serbestçe oluşmasına mani olmak” gibi komik bir bahane. Bu programdaki değerli meslektaşlarımızın yaptığı ise bunun tam tersi. Kamuoyunu her yönden bilgilendirip serbestçe oluşmasına katkı sunmak. Bütün bu engellemeler, yasaklar ve cezaların iktidara bir faydası yok, aksine zararı var. Halk bunları görüyor, biliyor. Haksızlıkların, tehditlerin, hukuksuz ceza ve yasakların farkında.
Bu farkındalık sandıkta mutlaka ortaya çıkar.