Sedat Kaya
Galatasaray'daki skandalı açıkladı: Okan Buruk paniğe kapıldı
Avrupa Ligi’ne hüzünlü bir veda, Kasımpaşa karşısında yitirilen iki kritik puan ve Fenerbahçe ile aradaki farkın 4'e inmesi… Galatasaray’da, baharın ortasında esen soğuk bir rüzgar gibi, endişe ve tedirginlik hâkimdi.
Teknik Direktör Okan Buruk ve yöneticiler her ne kadar “Panik yok” dese de, sahada sergilenen futbol, kelimelerin ötesinde bir gerçeklik sunuyordu. Takımın üzerinde görünmez bir ağırlık, anlamsız bir telaş, ayaklara dolaşan bir huzursuzluk vardı. Osimhen ile Muslera dışında tüm futbolcuların form grafiğinde bir düşüş gözleniyordu.
İşte bu yüzden Alanyaspor karşılaşması, yalnızca üç puanlık bir mücadele değil, Galatasaray’ın bu girdaptan çıkıp çıkamayacağının da en büyük sınavıydı.
Galatasaray zor da olsa bu sınavı geçti ama skor kimseyi yanıtmasın. Tabelaya bakarsak Galatasaray'a artı yazarız ama o skor yazarlığı olur. Bizim spor yazarı olarak sahada gördüklerimiz farklı.
Çünkü özellikle ilk yarıda gördük ki, panik sürüyor. O eski baskılı, mücadeleci, üreten Galatasaray’dan eser yok!
Sanki ligin ilk yarısında kusursuz bir İsviçre saati gibi çalışan o takım, sık sık arıza yapan, guguk kuşlu, eski duvar saatlerine dönüşmüş.
45 dakika boyunca Osimhen'e atılan doldur boşalt toplardan başka bir hücum planı üretemeyen Sarı-Kırmızılılar, bu yarıda sadece bir kez isabetli şut çekebildi. Bu, aslında her şeyin özeti gibiydi. Dahası, savunma hataları zincirleme devam edince, Alanyaspor'un Vilhena ile attığı gol adeta kaçınılmazdı.
Ama asıl skandal, devre arasında yaşandı! Yedek kaleci Günay, soyunma odasına giderken hakeme söyledikleri kırmızı kart gördü. Düşünebiliyor musunuz? Muslera sakatlansa ya da oyundan atılsa, kulübede yedek kaleci yok! Şampiyonluğa oynayan bir takımda böylesine büyük bir sorumsuzluk kabul edilebilir mi? Olayın daha da vahim yönü, kaleci Günay'ın yanında teknik direktör Okan Buruk'un da olmasıydı. Futbolcusunu sakinleştirmek yerine onun da hakeme söylenmesi kameralara kötü yansıdı.
Panik insan doğasının bir yansımasıdır ama bir liderin paniğe girme lüksü olamaz. Bir teknik direktör için panik, sadece sahadakilerin değil Günay gibi yedek futbolcuların da psikolojisini bozabilir. Gerçek liderlik, baskı anında sakin kalıp doğru kararları verebilmekle ölçülür.
İkinci yarıda Alanyasporlu Aliti'nin kendi kalesine attığı gol Galatasaray'ın kurtuluşu oldu. Ardından da Osimhen'in galibiyet golü geldi.
Ya Osimhen olmasa!
Tekrar edelim. Skor yanıltmasın. Galatasaray şampiyonluk yolundaki kolay geçmesi gereken bir maçta bu kadar zorlanıyorsa, çok güçlü rakiplerle karşılaşacağı gelecek haftalar için endişe duymak gerekir.
Bu futbol ve bu ruh hali gösteriyor ki, Galatasaray, tarihinin en kritik virajlarından birinde, yalnızca rakipleriyle değil, sanki kendi içindeki kaosla da mücadele etmek zorunda.
Bu arada asbaşkan İbrahim Hatipoğlu "Cuesta'yı sahada göreceksiniz" demişti.
Göremedik bir türlü.