
Sedat Kaya
Fenerbahçe maçı bitti bazı gerçekler ortaya çıktı. Bir zamanlar dağları deliyordu
Lider Galatasaray’ın haftalar sonra yaşadığı 2 puanlık kayıp, Fenerbahçe için altın tepside sunulmuş bir fırsattı.
Adana Demirspor’u mağlup etmesi halinde puan farkını 6’ya düşürecek, şampiyonluk umutlarını yeniden alevlendirecekti. Üstelik karşısındaki rakip, ligin dibine demir atmış, var olma mücadelesine tutunmaya çalışıyordu. Bu yüzden bu maç Fenerbahçe için yeni bir başlangıcın startı gibiydi.
Mourinho, son iki maçta denediği "üçlü savunma ve çift santrafor" formasyonuyla takımını sahaya sürmüş, kağıt üzerinde hücum gücü yüksek bir oyun planı sergilemişti. Kâğıt üzerindeki bu senaryoya bakıldığında, Fenerbahçe için kolay geçmesi beklenen bir mücadeleydi.
Ne beklersiniz?
Elbette maça fırtına gibi başlayacak, bıkmadan, usanmadan rakip kaleyi ablukaya alarak, sürekli gol arayacak bir Fenerbahçe.
Bekleyenler yanıldı.
Fenerbahçe yine ağır, yine vasat, yine zevk vermeyen bir futbolla ilk 45 dakikayı boşa harcadı.
Ne orta saha boğuştu, ne kanatlar çalıştı. Kafa golleriyle tanınan iki santrafor Dzeko ile En Neysri'ye havadan tek bir top gelmemesi gerçekten düşündürücüydü.
Fred'in direkten dönen şutu da olmasa devre tam bir pozisyon fakiriydi.
Üstelik Adana Demirspor'un 33.dakikada kontratakla yakaladığı pozisyonu Ali Yavuz değerlendirse, Fenerbahçe'nin soyunma odalarına yenik gitmesi içten bile değildi.
Mourinho ikinci yarıya Osayi Samuel ve Çağlar'ı oyuna alarak başladı. Bu değişikler takıma biraz can verdi. 56'ncı dakikada Yusuf Barası kırmızı kart görerek Adana Demirspor'u 10 kişi bırakınca, artık sahanın tek hakiminin Fenerbahçe olması bekleniyordu.
Ama yine olmadı. Mourinho nihayet baştan sahada olması gereken lider Tadic'i oyuna aldı.
Tadic oyuna girer girmez En Neysri'ye öyle güzel bir gol attırdı ki, alkışlamamak elde değildi. Aynı Tadic iki dakika sonra yine En Neysri'ye bir gol daha attırarak, kendisini 67 dakika yedek kulübesine oturtana anlamlı bir mesaj verdi.
Kimse rotasyon savunmasına, Lyonn maçı var bahanesine sığınmasın.
Tadic Fenerbahçe'nin saha içindeki lideri. Bu futbolcular haftalardır onunla oynamaya, onunla hücuma çıkarmaya alıştı.
Son Konya maçında da sahanın yıldızı değil miydi?
Tadic sakat olmadığı sürece yedek kulübesinde oturmaz, onbirde oynar.
Tadic'in En Nesyri'ye 2 gol attırmasından sonra zaten 10 kişi olan Adana Demirspor'un gardı iyice düştü. Ardından Dzeko ve Cenk Tosun'un golleri skoru belirledi.
Fenerbahçe maçı 4-0 gibi farklı bir skorla kazandı ve Galatasaray ile puan farkını 6'ya indirdi.
Ama ya oynadığı futbol?
Evet kazanan her zaman haklıdır ama aslolan kazanılan maçlarda gerçeği görmek, gerekirse özeleştiriye yapmak değil midir?
Adana Demirspor 10 kişi kalana kadar sahada Fenerbahçe adına artı ne vardı, biri söyleyebilir mi?
VAR tarafından iptal edilen iki gole yanlış karar diyebilmek için fanatizmin doruklarına çıkmak gerek.
Artık bazı gerçekleri görmek gerek.
Bir zamanlar dağları delen Mourinho, bugün o dağların yankısıyla sessizliğe gömülmüş bir portre çiziyor. Portekizli teknik adam, geçmiş başarılarının gölgesinde kalmak yerine yeni zaferler için Fenerbahçe’nin başına getirildi.
Ancak bu haliyle bir tür nostaljik durgunluk ve tükenmişlik hissi veriyor.
Eğer bu ruh halinden sıyrılmazsa, korkarım Fenerbahçe'yi tüketecek.
Çünkü bu futbol Galatasaray'ın gerisinde ve şampiyonluğu getirecek düzeyde değil.