Dört duvarın ötesi: 21. Yüzyıl için yeniden tasarlanmış okul ekosistemi

“Gelecek, önce okulda kurulur; okul ise önce düşünceyle yeniden inşa edilir.”

İstanbul Aydın Üniversitesi, STEM Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Devrim Akgündüz ile yenilikçi okul ekosistemini konuştuk.

yeni-proje-39.jpg
Prof. Dr. Devrim Akgündüz

Bir okulun gerçek bir öğrenme ekosistemine dönüşebilmesi için mekânlar nasıl yeniden tasarlanmalıdır?

Yenilikçi okul, artık duvarların sınırlarıyla tanımlanmayan; öğrenmenin toprağa, sese, ışığa, mekâna ve deneyime yayıldığı bir ekosistemdir. 21. yüzyılın çocuklarına hitap eden bir okul, sınıf kavramını değiştirir; onu laboratuvarlara, atölyelere, etkinlik odalarına, yeşil koridorlara, oyun alanlarına ve dingin dinlenme köşelerine doğru genişletir. Öğrenme, sınıfta başlayan bir sürecin bahçede devam ettiği, deney tüplerinde canlanıp sahnede yorumlandığı, düşüncelerde olgunlaşıp tasarımlarla ürüne evirilen bir yolculuğa dönüşür. Böyle bir okulda mekân pedagojinin sessiz ortağıdır. Duvarlar engel değil, çerçeve olur; çerçeve ise çocuğun dünyayı kendi elleriyle yeniden biçimlendirdiği bir imkâna dönüşür.

Yenilikçi okul ekosisteminde öğretmenin rolü nasıl dönüşür?

Bu ekosistemde öğretmen, geleneksel kalıplarını çoktan geride bırakmıştır. Artık bilgiyi taşıyan bir robot değil anlamı tasarlayan bir rehberdir. Çocuklara yalnızca bir konuyu öğretmekle kalmaz; onlara deney yapma cesareti, tartışma becerisi, tasarlama güdüsü, drama ve tiyatro yoluyla ifade edebilme özgürlüğü kazandırır. Öğretmen; dinleyen, yönlendiren, keşfi kışkırtan, merakı diri tutan ve öğrenciyi kendi merkezine koyan bir araştırmacıdır. Onun rehberliği, dersin ötesinde bir kültür yaratır. Bu kültür, öğrenmeyi bir ödev değil bir serüven hâline getirir.

Bu ekosistemin sürdürülebilirliğinde çağdaş okul yöneticisinin rolü nedir?

Bu dönüşümün sürekliliği ise yöneticilerin zihninden doğar. Çağdaş yönetici, okulu bir bina olarak değil yaşayan bir organizma olarak kavrayan kişidir. Bürokratik koridorların soğukluğunda kaybolmak yerine, öğrenme topluluğunun sıcaklığını örgütler. Bahanelere değil çözümlere, talimatlara değil iş birliğine, kontrol etmeye değil birlikte yönetmeye yaslanır. Okulu bütüncül bir yapboz olarak görür; kütüphanesinden perma kültür bahçesine, spor salonundan atölyelere, oyun alanlarına kadar her parçanın öğrenmeye dokunan bir anlamı olduğunu bilir. Yenilikçi okulun ruhu, yöneticinin vizyonunda hayat bulur.

Güvenli, hijyenik ve ihtiyaçları karşılanan bir okul ortamı öğrenmeyi nasıl etkiler?

Bu okulun en temel sütunlarından biri ise güvenlik ve çocuğun onurlu varlığıdır. Gerçek anlamda güvenli bir okul, herkesin elini kolunu sallayarak girebildiği bir yer değildir. Veliler ve ziyaretçiler okulun içinde dolaşmaz; girişte belirlenen güvenli bir alanda karşılanır ve görüşmeler orada yapılır. Öğrenme alanları çocuğa aittir ve korunur. Bunun yanında açlık, hijyen, sağlık ve barınma gibi temel ihtiyaçların eksiksiz karşılandığı bir okulda öğrenme derinleşir. Temiz suya erişemeyen, tuvaletten çekinen, kendini güvensiz hisseden bir çocuğun zihninde merak filizlenemez. Fiziksel güven kadar duygusal güven de öğrenmenin görünmez altyapısıdır.

Türkiye’nin bu yenilikçi ekosisteme geçebilmesi için hangi zihniyet dönüşümü gereklidir?

Türkiye’nin okullarını böylesine bütüncül bir ekosisteme dönüştürebilmesi, yalnızca maliyet hesaplarıyla değil yeni bir düşünme biçimiyle mümkündür. Okulu bir “derslikler grubu” olarak gören dar bakış açısından uzaklaşıp, onu yaşayan bir öğrenme alanı olarak yorumlamak gerekir. Öğretmeni yalnızca anlatan değil tasarlayan ve yönlendiren bir profesyonel olarak kabul eden; yöneticiyi idareci değil lider olarak konumlandıran, çocuğu ise edilgen bir varlık değil, keşfeden bir özne olarak tanıyan bir zihniyet… Bu dönüşüm, tek bir uygulamanın değil derin bir kültürel yenilenmenin ürünüdür.

Son sözünüz:

Sonuç olarak yenilikçi okul, mekânın da öğretmenliğin de yöneticiliğin de çocuğun da aynı büyük hikâyenin parçaları olduğu bir yaşam alanıdır. Dört duvarın dışına taşan bir öğrenme kültürüdür. Çocuğun merakıyla canlanan, öğretmenin rehberliğiyle şekillenen, yöneticinin vizyonuyla bütünleşen ve toplumun geleceğine yön veren bir ekosistemdir. Gelecek, önce okulda kurulur; okul ise önce düşünceyle yeniden inşa edilir.

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şahin Aybek Arşivi

Ara tatiller neden gerekli?

06 Aralık 2025 Cumartesi 05:00