Din ve baskı politikası

Elinde bir başarı öyküsü olmayan iktidar, seçimleri dini değerleri kullanarak ve muhalefet üzerinde baskı kurarak kazanmaya çalışıyor.

Yarattığı ekonomik krize yönelik bir çözüm önerisi yok. Bu alanda vatandaşın yoksulluğu kabullenmesi için dine başvuruyor. Kullandığı iki araç “fakirlikle imtihan” ve “şükür” tavsiyesi.

Fakirliği methederek yarattığı eşitsizliği vatandaşın sineye çekmesini istiyor iktidar. Siyasetçiler ve Diyanet İşleri Başkanı yoksullaştırdıkları vatandaşa “Allah sizi fakirlikle imtihan ediyor. Yeriniz cennettir” diyerek yoksul olmanın büyük şans olduğuna inandırmaya çalışıyor.

İktidarın istediği; fakirleştirdiği, işsiz bıraktığı, cebine el attığı vatandaşların bu duruma bile şükretmeleri. Daha kötüsünü düşünerek mevcut hallerine rıza göstermeleri. İçsavaş yaşayan, işgale uğrayan ülkeleri örnek göstererek, “Allah korusun böyle de olabilirdik” demeleri de aynı amaca yönelik bir söylem. “Oturun oturduğunuz yerde, halinize şükredin! Daha da kötüsü olabilirdi” propagandasıyla, vatandaşın tepkisinin ve bu tepkiyi sandığa yansıtmasının önüne geçmeye yönelik, dini değerlerle süslenmiş bir politika.

Oysa iktidar mensupları ve iktidardan beslenen kesimler çok rahat, lüks içinde bir yaşam sürüyorlar. İşsizlik sorunları yok. Pahalılık sorunları yok. Çocuklarını doyurma kaygıları yok. Yansıttıkları muhafazakar, dindar görüntüye karşın iktidardan yararlanarak daha fazla para kazanmanın peşinde koşuyorlar. Öbür dünyadan çok bu dünyayla ilgililer ve zenginliklerini artırmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Bu gerçek kuş sütü eksik iftar sofralarından bile yansıyor.

İktidar yanlısı bu kesimden bir kişi bile fakirlikle sınanmıyor. Bu kesimden kimse “Bu kadarı bana yeter, şükürler olsun” deyip kenarda durmuyor. Daha fazlası için her yolu deniyor.

Bu gerçek ortada dururken iktidar yoksullaştırdığı kesimlerin desteğini dini değerlerle almaya çalışıyor.

İktidarın dini değerlerle ikna edemeyeceği muhalif kesimlere karşı kullandığı araç ise baskı kurmak, korku salmak. Hangi amaçla yapılırsa yapılsın muhalif karakterli bütün gösteri ve yürüyüşleri zor kullanarak engelliyor, dağıtıyor. Mahkemeler dayanaksız, delilsiz tutuklama ve uzun mahkumiyet cezaları veriyor. Son örneği, beraatle sonuçlanmış Gezi davasının yeniden yargılamayı gerektirecek bir delil olmadan yeniden açılması ve ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl hapis cezalarına hükmedilmesi oldu. İktidar bu kararın ders olması gerektiğini de vurguladı.

Muhalefet mensubu siyasetçilere, siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına uygulanan ağır baskı sürüyor. Bu yolla muhalefetin sindirilmesi amaçlanıyor.

HDP’ye açılan kapatma davası bu örneklerden biri. Kapatılma tehdidi HDP’nin üzerinde sallandırıyor. HDP’nin kapatılmasıyla HDP seçmeninin dağılması, seçime kadar toparlanamaması, sandığa gitmemesi hedefleniyor.

Benzeri örnek Kadın Cinayetlerini Önleyeceğiz Derneği hakkında açılan kapatma davası. Kadının insan haklarını savunan, kadın cinayetlerini önlemeye çalışan bu sivil toplum kuruluşu da susturulmak isteniyor.

Kadınların sesini çıkarmaları engelleniyor.

Meclis muhalefet liderleri ve milletvekilleri hakkında düzenlenmiş fezlekelerle dolu. Milletvekilleri üzerindeki bu baskı ve tehdit her geçen gün artıyor.

Bir başka baskı aracı da tazminat davaları. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve grup yöneticileri hakkında ağır tazminat davaları açılıyor.

İktidarın beklediği yönde karar vermeyen yargıçlar görevden alınıyor, başka yerlere sürülüyor. Beklentiye uygun karar veren savcı ve yargıçlar ise terfi ettiriliyor.

Yasa çıkarılarak, 70 yıllık uygulama kaldırılıyor. En kıdemli yargıcın seçim kurulu başkanı olmasını öngören hüküm yerine “kur’a ile seçilecek yargıç seçim kurulu başkanı olur” hüküm getiriliyor. Böylece iktidarın AK Partili avukatlardan yargıçlığa atananların seçim kurulu başkanı olmasının önü açılıyor.

Sayıları milyonları bulan Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık dağıtılıyor. Böylece seçimlerde oy kullanmaları ve iktidarı her alanda desteklemeleri amaçlanıyor.

İktidar normal koşullar altında seçimi kaybedeceğini biliyor.

Bu nedenle normal olmayan yollara başvuruyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi