Tamam biliyorum, Erdoğan aynı zamanda siyasetçi…
Tamam biliyorum, Erdoğan aynı zamanda tek kişilik hükümet, yani tek kişilik yürütme organı…
Tamam biliyorum, Erdoğan seçimi almak için rakipleriyle mücadele etmek zorunda…
Ama o aynı zaman da Cumhurbaşkanı…
Devlet Başkanı…
Olur böyle şeyler seçim kampanyası falan demeyin. Erdoğan her yere devlet imkanlarıyla gidiyor. Senin benim paramla. Cumhurbaşkanı forsunu kullanıyor. Seçim döneminde devletin imkanlarını kullanabilmesi için yasa çıkarttırdı.
Kendisine alelen yapılan hakaretlerin dışında, ağır eleştirilerin bile suç sayıldığı, insanların gözaltına alındığı, tutuklandığı, hücreye tıkıldığı bir seçim dönemini yaşıyoruz…
Eşit koşullarda yarış yok. Asimetrik siyaset uygulanıyor. Asimetrik yarış var.
Bu eşit olmayan koşullarda bile Erdoğan üslendiği makamın sorumluluğuyla hareket etmeli.
Beklentimiz o…
Devlet Başkanı gibi, Cumhurbaşkanı gibi konuşmalı, davranmalı. Mahalle siyasetçisi gibi değil!
Soruyorum, elini vicdanına koyan herkes yanıt versin. Devlet Başkanı, Başkomutan 8/10 yaşındaki çocuğa rakiplerini sövdüğü için para verir mi?
Kılıçdaroğlu’na hakaret etmenin karşılığı 200 lira mı?
Cumhurbaşkanı çok ayıp etti, Cumhurbaşkanı’na yakışmadı demem bundan.
Bunca lafı neden mi ettim?
Şundan…
Sosyal medyada izlediniz mi bilmiyorum. Erdoğan seçim otobüsü ile tur atıyor, bir kız çocuğu otobüsün kapısından binerek ‘onlar seccadeye basıyorlar’ diyor…
Belli ki öğretilmiş…
Belli ki planlanmış…
Belli ki tezgah…
Erdoğan kız çocuğunu otobüse alıyor, kendisini dinleyenlere ‘bakın ne diyor, onlar seccadeye basıyor diyor’
Ve cebinden bir tomar para çıkarıp içinden 200 lirayı sıyırıp kıza veriyor…
Ayıp... Günah…
Hem o kız çocuğunu kullanmak ayıp…
Hem para göstermek ayıp…
Kasımpaşalıyım… Çocukluğum Horhor da geçti. Bayram harçlığı için büyükler cebinden para çıkarınca arkalarını dönerdi. Para gösterilmezdi. Para göstermek ayıptı.
Şimdi Devlet Başkanı tomarla 200 liralık gösteriyor. Kılıçdaroğlu’na hararet et, al sana 200 lira demek mi istiyor? Davranışlarından bu anlaşılıyor.
Yadırgadım, utandım…
Alel acele, yangından mal kaçırır gibi kurdukları parti devleti düzeni, tek adam yönetiminin sonucu bu.
Ya onlardansın ya onlara biat edeceksin, çocukta olsan bile ya onları şakşaklayacaksın ya da hainsin.
Onlar için başka yol yok…
O kız çocuğunu otobüsün önüne getiren anne ve babaya da bir çift sözün var. Dün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ydı…
Acaba Atatürk bu büyük bayramı neden çocuklara hediye etti. Neden çocukların bayramı olsun istedi.
Egemenlik ve çocuk…
Hiç düşündünüz mü?
