Mehmet Tezkan
Biat et, itaat et, emri yerine getir!
AKP-MHP ortaklığı yeni rejimi/sistemi pazarlarken ne diyordu?
Gerçek anlamda kuvvetler ayrılığı olacak…
Meclis daha da güçlenecek, yasama organının etkisi artacak...
Yasama yürütmeyi denetleyecek…
Yürütme yasamaya hesap verecek…
Arşivler duruyor. Bunları söylediler ama hiçbiri olmadı. Tam tersi Meclis yürütmenin emrine girdi.
Yürütme, yani hükümet dediğimiz kim?
Erdoğan… Tek kişi…
Yasama organının yürütmenin yegâne temsilcisine soru sorma hakkı bile yok. Cumhurbaşkanı’nın atadığı bakanlara milletvekillerinin soru sorma hakkı var ama onlar isterse yanıt veriyorlar, isterlerse vermiyorlar. Verdikleri yanıtların çoğu da sade suya tirit gibi!..
Son bir haftadır yaşadıklarımıza bakalım.
Merkez Bankası Başkanı piyasa savaş açtı, döviz kurunu yükseltmek için faizi 200 baz puan birden indirdi.
Uzmanların, ekonomistlerin söylediğinin tam tersini yaptı. İnadına yaptı!.
Dolar uçtu, 10 liraya merdiven dayadı.
Meclis sıcağı sıcağına konuyu ele aldı. Muhalefet partileri yapılanı şiddetle eleştirdi, AKP savundu. Savunma dedim ama evlere şenlik savunmaydı!
AKP Grup Başkan Vekili Elitaş ‘dolar 10 lira olacak, 11 lira olacak diye bekliyordunuz gördünüz mü olmadı’ diye muhalefete çattı. ( O görüşmenin yapıldığı gün dolar 9.40’tı)
CHP ile AKP arasında karşılıklı atışmalar yaşandı.
Bu arada yürütme nerede diyeceksiniz?
Yürütme ortada yok. Yürütmeye sorgu sual yasak.
Cumhurbaşkanı Maliye Bakanı’nı gönderip Meclis’e bilgi verme ihtiyacı bile görmedi!..
Beğenmedikleri parlamenter sistem olsaydı, Hazine ve Maliye Bakanı Meclis’e gelir, hesap verirdi. Döviz kurunu neden yükselttiklerini anlatırdı.
Bilerek, isteyerek döviz kurunu yükselterek birine kıyak mı yapıldı diye gensoru verilirdi.
Meclis dolar meselesini uzun uzun tartışılırdı.
Yeni rejim/sistem buna izin vermiyor.
Bu sebeple AKP temsilcisi muhalefete dalga geçer gibi cevap veriyor.
Bir başka olay. Meclis torba tezkereyi görüştü. Tezkere metninin içinde yok yoktu. Türkiye’nin yabancı ülkelerde asker bulundurmasının dışında yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’ye gelmesi de vardı.
Cumhurbaşkanı’na bu yetki/izin verildi.
İstediğin ülkeden istediğin kadar askeri çağır istediğin gibi kullan denildi.
Bu kadar önemli bir tezkerenin görüşüldüğü oturuma Milli Savunma Bakanı gelmedi. Meclis’te bulunup milletvekillerine bilgi verme ihtiyacı duymadı.
Cumhurbaşkanı’yla Azerbaycan’da havaalanı açılışına gitmeyi tercih etti. Yürütmenin yasama organına bilgi vermekten bile kaçındığı tezkere AKP/MHP/İYİ partinin oylarıyla kabul edildi.
Dün de yazdım içeriğini bilmeden, milletvekilleri yabancı ülke askerini çağırma izni alınmasına neden ihtiyaç duyulduğunu bilmeden/öğrenmeden oy verdiler.
Dün güvenlik uzmanlarını dinledim. Kimi şu sebepten olabilir dedi, kimi bu sebepten olabilir dedi.
Ama herkes Erdoğan ile Biden’ ın ve Erdoğan ile Putin’in baş başa yaptığı görüşmeye dikkat çekti.
Yabancı asker çağırma izni o kapalı kapılar ardında yapılan görüşmenin sonucu olabilir dendi.
Bir gazeteci çıkıp merak edip Savunma Bakanı’na sorar mı?
Savunma Bakanı’nın yanında gezdirdiği gazeteciler sormaz.
Daha doğrusu soramazlar!
Nedenini öğrenseler bile yazmazlar. Çünkü onlar da kendilerini iktidarın parçası sayıyor!
Meclis yetki/izin verirken merak etmediğine göre sen de merak etme diyeceksiniz ama bize bu mesleğe başlarken ‘gazetecilik merak etmekle başlar’ dediler.
42 yıl olmuş. O günden beri merak edip duruyoruz.
Biz merak ediyoruz da; döviz kurunun anormal artışını, yabancı asker çağırma teskeresini merak etmeyen Meclis ne yapıyor?
Meclis çoğunluğu diyelim. AKP/MHP milletvekilleri…
Onlar, Saray’ın isteklerini yerine getirmek, muhalefetin taleplerini reddetmekle meşguller.
Alın size dün yaşananlar.
Bürokratların birden fazla yerden maaş almamasını içeren teklifi reddettiler. Cumhur İttifakı bürokratlar üç yerden, beş yerden maaş alsınlar, bal tutan parmağını yalasın demiş oldu.
Şimdi diyeceksiniz ki… Sen niye karşı çıkıyorsun. Para cebinden mi çıkıyor?
Evet cebimden çıkıyor…
Üç maaş, beş maaş alan bürokratların parası da benim/senin cebinden çıkıyor, bu düzene izin veren AKP/MHP milletvekillerinin aldıkları ücret de benim/senin cebinden çıkıyor.
İşin acıklı tarafı bu…
Bu büyük ekonomik krize rağmen parayı biz veriyoruz onlar har vurup harman savuruyor…