İsmail Saymaz
Altılı Masa’dan BTP’ye vize çıkmayacak
DEVA Partisi’nin Denizli’de miting yapabilmesi kolay olmadı. Yaptıkları başvuruya valilik iki hafta boyunca karşılık vermedi.
DEVA’cılar “Ali Babacan gelecek, bulduğu yerde konuşacak” diye meydan okuyunca uzak bir noktadaki yokuşa eğimli Ulus Meydanı tahsis edildi.
Dün miting afişleri toplatıldı.
Drone izni verilmedi.
AK Parti’deyken Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan ve Denizli Milletvekili olan Selma Aliye Kavaf, bugün DEVA’nın Genel Başkan Yardımcısı olarak eski yol arkadaşlarından gördükleri baskıyı anlatırken kederleniyor.
Neyse ki DEVA engellemelere rağmen meydanı doldurdu. Babacan, ağırlıklı olarak geçim derdine değindi.
24. maddede üçe ayrıldılar
Mitingin kritik yönü, bugün DEVA'nın ev sahibi olduğu Altılı Masa toplantısından bir gün önce yapılmasıydı. Babacan’ın mitingden sonra gazetecilerle buluşmasının gündeminde haliyle Altılı Masa vardı.
Babacan’a göre Anayasal ve Yapısal Reformlar Komisyonu, parlementer sisteme geçişi sağlayacak 32 maddelik anayasa taslağını, gerekçeli yazımıyla birlikte dün bitirdi. Taslak bugün liderlerin önüne konacak.
Babacan, “Altı parti cümlesine ve kelimesine kadar mutabıkız” diyor.
Taslakta, Anayasa'nın inanç özgürlüğünü ele alan 24. maddesine şimdilik dokunulmadı. Bu değişiklik iktidarın başörtüsüyle ilgili Anayasa teklifine bakılarak yapılacak.
CHP kapıyı kapatırken, İyi Parti ve DEVA “Bir görelim” diyor.
Saadet ve Gelecek ise destekliyor.
Altılı Masa, bu maddede üçe ayrılıyor.
Ayrışma AK Parti’nin hamlesinin kendi hesabına isabetli olduğunu gösteriyor.
Ortak aday 2-3 ay sonra
Altılı Masa’da politikaların ortaklaştırılması için çalışma grubu kurulmuştu. Bu grup 60 politika başlığı belirledi. Şimdilik 15-20 başlıkta ilerleme sağlandı. Oluşturulacak metin, seçim beyannamesi ve hükümet programı niteliğinde sayılacak.
Parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritasına da çalışılıyor. Bu çalışmalar bittikten sonra Cumhurbaşkanı adayı belirlenecek.
“Ne zaman?” diye sordum.
Babacan süre vermedi.
İki-üç aylık bir zaman diliminden söz etti.
Sarıgül TikTok çekerse…
Altılı Masa’da bugün en güncel tartışma Bağımsız Türkiye Partisi’nin katılım başvurusu olacak. Babacan, görüşü sorulunca "Ev sahibi olduğumuz için ihsası rey yapmak doğru olmuyor” dedi ve yanıt vermedi. Ancak geçen hafta liderler turunda konunun açıldığını vurguladı.
Öğrendiğim kadarıyla…
Karamollaoğlu ve Davutoğlu, bu katılıma karşı olduğunu söyledi. Babacan da aynı yönde düşünüyor. Bugün BTP’ye vize çıkması mümkün görünmüyor.
Zaten Babacan, “Yarın ne olacak biliyorum. Siz de az çok biliyoruz” diyerek, genel eğilimi gösteriyor.
Babacan, Akşener’in BTP’ye davetini basından öğrendiğini de belirtiyor.
Öte yandan Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Partisi Altılı Masa’ya katılmak için partileri geziyor. Bir DEVA yetkilisi, “Hüseyin Baş’a 'evet' dersek, Mustafa Sarıgül Altılı Masa’yı yumruklayarak, TikTok videosu çektiğinde ne diyeceğiz?” diye soruyor.
Seçime beş kala demokratlık!
AK Parti’nin HDP’ye yaptığı ziyaret Babacan’ın gündemindeydi.
Yeni bir çözüm süreci mi vardı?
Babacan:
“Hükümetin seçime beş kala aklına demokratlık geldi. Bu hamlelerin seçimi etkilemeye dönük olduğu konusunda ortak kanaat var. Demirtaş’ı özel imkan sağlayarak götüren hükümet, AİHM kararlarına rağmen tutukluluğunu devam ettiren hükümet. Ayrı hükümetler değil. Burada samimiyet görmüyoruz.”
Babacan, Altılı Masa’nın iktidar tarafından HDP ile işbirliği yapmakla suçlandığını hatırlatarak şunları söylüyor.
“Kimler kimlerle beraber’ diyorlar. Yok, masanın altında HDP var. Yok, dolabın içinde HDP var. ‘Yedinci ayak’ diyorlar. İşlerine gelmediği zaman HDP üzerinden düşmanlaştırma, işine geldiğinde ‘Mecliste grubu bulunan partiyi tabi ki ziyaret edeceğiz' diye algı oluşturuyorlar. İnsanların kanacağını düşünmüyorum.”
Sözde değil, özde demokrat olmak gerektiğini anlatan Babacan, şöyle diyor:
"Hükümet işine geldiğinde demokrasi düğmesine basıyor, işine gelmediğinde şalteri kapatıyor. 2019’da ne yapıtlar? Kırmızı bültenle aranan kişiyi TRT’ye çıkardılar. Hiçbir kırmızı çizgileri yok. Ne anayasa var, ne hukuk var, ne ilke var. Seçime üç gün kala her şeyi yapabilecek durumdalar.”
Selahattin Demirtaş’a ‘jestin’ iki sebebi
AK Parti, seçime beş kala ‘doğu cephesi’nde stratejik hamleler yapıyor.
Örneğin son bir ayda eski DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, sağlık gerekçesiyle tahliye edildi.
Kobani Davası’nda iki tutuklu bırakıldı.
AK Parti, HDP’yi ziyaret etti.
Ve geçen cuma Selahattin Demirtaş, kalp krizi geçiren babasını görmesi için Edirne F Tipi Cezaevi’nden helikopterle Çorlu’ya, buradan özel jetle Diyarbakır’a götürüldü. Babasıyla 45 dakika görüşen Demirtaş, Cumartesi sabahı cezaevine getirildi.
Ergin: Adalet Bakanını aşar
Denizli’deki DEVA mitinginde karşılaştığım eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ceza İnfaz Kanunu 94. maddesinde göre işlemin yapıldığını söyledi. Ergin “Burada idarenin özel bir ihtimam göstermesi var. Onu teslim etmek lazım” diyor.
“İdareden kastınız cumhurbaşkanı mı?” diye sormam üzerine şu karşılığı veriyor:
“Bunun muhattabı Adalet Bakanlığı’dır. Ama transferlerin bu şekilde olması Adalet Bakanlığını aşan bir durumdur.”
Siyasi iklimin etkisine ilişkin olarak “Bundan bir sene önce olur muydu, o sorunun cevabına bakmak lazım” diye konuşuyor. AK Parti’nin HDP’yi ziyaretiyle ilintili olup olmadığını sorduğumda gülümseyerek, “İlkbahar geliyor” diyor. Ergin, masrafın devlet tarafından karşılandığını düşünüyor.
Sekiz saatlik yolculuk
“Selahattin Demirtaş’ın Beyaz Sandalyesi” adlı kitabın yazarı ve Demirtaş’a yakın isim olan Zınar Karavil’e göre babasının kalp krizi geçirmesi Demirtaş’a iletilince avukatları Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
Demirtaş, cumayı cumartesiye bağlayan gece Diyarbakır’a kelepçesiz ve takım elbiseli olarak götürüldü.
Kendisine çok sayıda jandarma eşlik etti.
Jandarmalar kibar ve saygılıydı.
Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki babasının yanında 45 dakika kaldı.
Yolculuğu sekiz saat sürdü.
Karavil, özel jetin küçük bir uçak olduğunu, ilk kez tahsis edilmediğini belirtiyor. Demirtaş'ın tutuklandığında ve kimi duruşmalarına küçük uçakla götürüldüğünü belirtiyor.
Demirtaş’ın Diyarbakır’a götürülmesinin hakkın kullanımı olduğunu vurgulayarak, şöyle diyor:
“Bir hakkın kullanımı jest değildir. Demirtaş’a jest yapılmışsa bu HDP’nin gücüyle oldu. Demirtaş ya da herhangi bir HDP’li kanmaz. Bu jest Demirtaş’a terörist denilmesinin ne kadar saçma olduğunun göstergesidir. Madem ki Demirtaş terörist, neden jest yapılıyor?”
Karavil, AK Parti’nin HDP’yi ziyareti, Kobani Davası’ndaki tahliyeler ve Demirtaş’a ‘jest’ yapılmasının iki amacı olabileceğini belirtiyor.
İlki, AK Parti’den kopan muhafazakar Kürtlerde sempati yaratmak.
İkincisi, HDP tabanında kafa karışıklığı.
Ben AK Parti’nin HDP ziyareti ile ‘zemin etüdü’ yaptığını düşünüyorum. Bu yolla kaybettiği Kürtlerin oyunu kazanmayı, HDP’lileri cumhurbaşkanlığı seçiminde tarafsız bir alana çekmeyi amaçlıyor olabilir. Eğer başarılırsa Erdoğan zaferini garantileyecektir.
İyi Parti ile HDP arasındaki gerilim AK Parti’nin planına su taşıyor. Altılı Masa’dan beklediği diyalog adımını göremeyen HDP, kendi yolunda yürüyebilir. Üç yıl önce İmralı mektubuyla halledilemeyen, bu kez kendiliğinden gerçekleşebilir.