AKP belediyeciliğinin pulları döküldü: Kayyum ve yasaklar

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olan 25 Kasım nedeniyle, Beyoğlu Cemal Reşit Rey (CRR) salonunda CHP kadın örgütlenmesinin yanı sıra; sivil toplum ve siyasi partilerin temsilcilerinin de katılımıyla düzenlenen toplantıda Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı’nı tanıttı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), CHP’li belediyelerin açtığı okul öncesi eğitim kurumlarının devri ve yenilerin açılmaması yönünde talimatı İmamoğlu’na bayrak açtırdı.

Kararı değerlendiren İmamoğlu, eylem planını anlatımının peşinden güncel bir soruna işaret ediyor:

Atatürk’e kadar dil uzatan MEB, Belediyelerimize yazı yolladı. ‘Belediyeler derhal bu kreşleri kapatın’ diye yazı yazdı. Mustafa Kemal Atatürk ne demiş, biliyor musunuz?”

İmamoğlu sorduğu soruyu yanıtlıyor:

Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlara karşı ihmal ve kusurun sonucudur” demiş. Bu akıl da bize, ‘Kadınları ve çocukları ihmal edin!’ diyor. Bakın, başka bir açıklaması yok bunun.

Çocukların parti bağlantılı eğitim/öğretim yuvalarına alınmasının çok yönlü katkısını en az AKP’nin gördüğü kadar CHP’nin de görmesi sürpriz olamasa gerek.

1994 seçimlerinden İmamoğlu’nun seçildiği 2019 seçimlerine kadar geçen 25 yılda tek bir kreş dahi açmayan AKP belediyeciliğinin muhalefet versiyonunu görüyoruz: Kayyumlar ve yasaklar!

İmamoğlu geride bıraktığı İBB döneminin iktidar üzerindeki etkisini şu cümlelerle ifade ediyor: ““İstanbul, İzmir, Ankara belediye başkan adayı gösterdikleri daha 8 ay önce kreş vaadinde bulundular. Bizim kreşlerimiz sizin Kanal İstanbul’unuzu yendi. Kent Lokantalarımız milletin vicdanıyla sizi yerle bir etti. Şimdi insanlara diyorsunuz ki. ‘Bu kreş belediyelerin değil MEB’in işi.” Niye açmadınız? Hangi yüzyıldayız? Akıl tutulması, ne yapacağını şaşırmak bu… Açtığımız 105 kreşte 1500 kişi çalışıyor. Yüzde 97’si kadın. Seneye 150’yi aşacağız, 20 bin çocuk oraya gidecek, 20 bin anne de iş bulacak. Sen ‘Kapat’ diyorsun, kafaya bak! Allah bunlara akıl versin.”

Devlet Ana”, “Devlet Baba” kavramları üzerinde duran İmamoğlu, “Devlet vatandaşını okşayacak. Devlet insanını ayırmayacak. Partizanlık yapmayacak. Devlet kime oy verirse versin vatandaşını başının tacı yapacak. Devlet kimsenin inancına, giyimine kuşamına bakmayacak. Devlet herkesin… Sen Kalkmışsın -bizim maneviyatımıza zaten hakaret etmişsin- kreşlerini kapatacağım’ diye yazı yolluyorsun.” diye tepkisini dile getiriyor.

İmamoğlu’nun son sözü mü bilinmez ama açtığı kreşlerle ne yaptığını biliyor:

Hayırlı iş yapacağız. Bu memlekete evlat yetiştireceğiz. Siz bu yazınızı alın çöpe atın. Ben olsam anneler adına bunlar hakkında suç duyurusunda bulunurum. Bunlar kötü kafalar…

Annelerin yüreğinden kopan alkış sesleri Ankara’ya tez ulaşmış olacak ki Cumhurbaşkanlığı İletişim Dairesi’nden “Ana okulları kapatılmayacak, MEB’e devredilecek” açıklaması geldi.

CHP belediyelerin son 5.5 yılda 653 kreş açtığını söyleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel,80’nin üzerinde de bu ay sonunda hizmete girecek” diyor.

MEB’in duyurusu, Atatürk devrimlerinin karşısında AKP’nin başlattığı tarikat güdümlü eğitim sistemini çıkartıyor.

CHP’li belediyelerin kreşlerine Fetö’nün okulları muamelesi yapılıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine “yasaklı” muamelesi yapılıyor. Gizli bir gündemi varmış gibi…

Oysa ki herkesin bildiği bir omurgaya sahip bu kreşler. 100 yıldır öykünen Laik, bağımsız, üniter ve demokratik hukuk devletini refah toplumuna dönüştürecek bilimsel temelli eğitim alan nesil amaçlanıyor.

Dindar nesil yetiştirmek bahanesi ile T.C dibine kibrit suyu dökmek isteyenler 15 Temmuz darbecileriydi; yanılıp, şaşılmasın…

Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak mahallelerde açılan “Aile İrşat ve Dini Rehberlik Bürosu”, 4 yaşa inen Kur’an Kursları; hem annelere, hem de kız çocuklarına Sünni İslam normlarını işliyor. O nedenle CHP’nin kreş yapılanmasını kendi ideolojisine bir saldırı olarak görüyor. İmamoğlu’dan da aynı tonda karşı yanıt geliyor.

CHP’li belediyeler son günlerde kayyum atanan belediyeler ve yasaklar karşısında ilk kez AKP iktidarı karşısında örgütlü bir kamu gücü oluşturuyor.

2019 yılında temeli atılan okul öncesi çocuklar için "150 mahalleye 150 kreş" sloganıyla hayata geçen anaokulu projesi “Yuvamız İstanbul” için, “Mega projem” diyen İmamoğlu’nun karşısına, Anayasa Mahkemesi'nin 24 Ocak 2007 tarihli "Belediyeler okul öncesi eğitim kurumları açabilir" bölümünün Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal ettiğine ilişkin kararı çıkartılıyor.

Bu bildirimden sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çatısı altındaki Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü'nün 18 Kasım 2024 tarihli “İzinsiz Eğitim Faaliyetleri Hakkında” konu başlığı ile hazırladığı metinde şu ifadelere yer verildi:

Bakanlıklarınca sahada yapılan incelemelerde belediyelere bağlı kreş adı altında açılan yerler olduğunun tespit edildiği...5580 sayılı Kanuna aykırı faaliyetlerin engellenmesi için belediyelerin izinsiz eğitim öğretim faaliyetleri konusunda uyarılması ve yeni yerlerin açılmasının önüne geçilmesi ile mevcut yerler hakkında mezkûr hükümlere göre hareket edilmesi hususunda; bilgilerini ve gereğini önemle arz ederim."

"Belediyeler ana okulu ve ana sınıfı açamaz" diyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin medyaya yaptığı açıklamada; “Kimseyi mağdur etmeyiz. 36 ay üzerindeki çocuklar bizim kapsamımızda. MEB'in denetim yetkisi bu okulun fiziki altyapısı, öğretmen her şey bizim bakanlığımızın denetimleri altındadır” diyerek iktidar gücünü anımsatıyor.

İmamoğlu’nun “Göreve geldiğimizde belediyenin tek kreşi yoktu. 5.5 yılda 150 kreş açtık. 10 bin çocuk yararlanıyor. Kreşlerde 1500 kişi çalışıyor. Çocuğu kreşe giden anne çalışma yaşamına atılabiliyor. Kreş sayımızı 300’e çıkaracağız, 20 bin çocuk bu hizmetten yararlanacak, 20 bin anne istihdama katılabilecek” sözleri salondan alkışlarla desteklendi.

Tanıtım toplantısında karşılaştığım Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü “Anayasa’nın 10’uncu maddesini” hatırlattı.

Kadın-erkek eşitliğini teminat altına alan ve devlete sorumluluk yükleyen ilgili madde şöyle:

*Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

*(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.

İmamoğlu’nun CRR’deki sunumunu eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte izleyen Danışmanı Av.Ece Güner’le karşılaştığımda aynı konuya değindik.

İmamoğlu’nun kürsüden tanıtımını yaptığı “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı” kitapçığını göstererek “Bu çalışmanın danışmanlığını yaptım. Üzerinde çok çalıştık. Bu planın en kıymetli yanı; İBB’nin neredeyse tüm birimleri dahil edilerek, sivil toplum kuruluşları ile istişare edilerek kadın meselesini 360 derece yaklaşımla tanımlaması ve 65 somut aksiyon planı ortaya koyması” diyor.

Hem İmamoğlu’nun “Kreşler mega projem” ifadesinden, hem de açıkladığı eylem planından anlıyoruz ki, CHP; kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı şiddetsiz, çağdaş ve bilimsel eğitimli toplum modelini siyasal mücadelenin tam da ortasına koyuyor.

İlk sınavını “kreşleri savunarak” verecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serpil Yılmaz Arşivi