AK Partili yetkili: Bir daha Çözüm Süreci olmaz

Eski HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan’ın İmralı görüşmesine dair dün bana yaptığı açıklamanın ilk sonucu, gazetecilere konuşmama kararı almaları oldu.

Buldan’ın bazı ifadeleri Cumhur İttifakı’nda rahatsızlık yarattı diye düşünüyorum.

Buldan, söyleşimizde, görüşme trafiğini “Yeni süreç” şeklinde tarif ederek, “Görüşmeler var en azından. Bu görüşmelerin olması bile bence bir sürecin başlangıcı” dedi.

“Bu sürecin muhatabı kim? Biri Öcalan. Karşısında kim var?” diye sorduğumda şöyle karşılık verdi:

Cumhur İttifakı diyelim. Cumhurbaşkanı’nın ve Devlet Bahçeli’nin başlattığı bir dönem olarak adlandırsak sanki daha iyi olur.”

Bu tespit Cumhur İttifakı’nın tadını kaçırmış olabilir.

Cumhur, Öcalan’la bir müzakere yürütüldüğünün ve iki devlet görevlisinin nezaret ettiğinin bilinmesini istemiyor belli ki.

Bahçeli’den ses yok

İmralı’daki görüşme üzerinden üç gün geçtiği halde MHP’den tepki gelmedi. Bahçeli, 2 Ekim’de ilk kez talep ettiği görüşmeyi AK Parti’nin ve ülkenin gündemine sokan kendisi değilmiş gibi davranıyor.

Bahçeli, renk vermeyince kurmayları da susuyor.

Aradığım MHP’liler ya telefonlarını açmadılar ya da bağlayıcı bir yorum yapmadılar.

Konjonktür yardımı

AK Parti de MHP gibi suskunluğa gömüldü.

Erdoğan, baştan bu yana ihtiyatı elden bırakmıyor. Sürecin asıl sahibinin Bahçeli olduğunun altını çizerek, sorumluluktan kaçınıyor. Bahçeli’yi geri çevirmek Cumhur’a zarar vereceği için “Evet” demeye mecbur kaldığını ima ediyor.

Esad, devrilmeseydi…

İmralı ziyareti 2025 yılına sarkabilirdi.

DEM Partisi’nin İmralı başvurusuna haftalarca yanıt vermeyip Suriye’deki iktidar değişikliği sonrası tekneyi kaldırdılar. Suriye’de, terör örgütü HTŞ ve lideri Colani ile ilişki kurulmasına karşı çıkan muhalefete “Türkiye’de de Öcalan’la görüşülüyor” şeklinde yanıt verebilecekleri uygun bir konjonktür bulmuş oldular.

Suriye’de PYD’nin özerklik iddiasından vazgeçip yeni orduya katılacak olması iktidarın İmralı’daki pazarlık payını yükseltiyor ve elini güçlendiriyor.

‘Bırakırsa bırakır, bırakmazsa bırakmaz!’

Dün görüştüğüm AK Partili üst düzey yetkiliye “2015 yılında biten Çözüm Süreci’nin benzeri mi tekrarlanıyor?” diye sorduğumda şu yanıtı verdi:

“Artık olmaz öyle şeyler. Konuştular, ‘Silah bıraksın’ denildi. Bırakırsa bırakır, bırakmazsa bırakmaz!”

“Geçmişteki gibi bir Çözüm Süreci beklemeyelim mi?” diye sordum.

“Kesinlikle olmaz. O zamanki durum yok” dedi.

Görüşme zemininin ‘özgürlükler anlamında açılması gereken birkaç nokta’ olduğunu söyledi ve ekledi:

“Bu meseleyi tamamen bitirip tarihe geçmek çok önemli birşey hepimiz için. Ama ben ülkenin istikrarı ve huzurundan sorumluyum. Huzur ve istikrar yönünden çok acil bir meselem var mı? Yok. Özgürlükler anlamında açılması gereken birkaç nokta var mı? Var. Bu da belli bir yere kadar. Bunun da bir sınırı var. Ben çok fazla bir mesafe kaldığını düşünmüyorum, işin doğrusu. Federasyon… Böyle bir ihtimal var mı? Yok. Böyle bir şeyi karşı taraf da konuşamıyor.”

2015 şartları yok

AK Parti heveskar görünmüyor.

AK Partili yetkili bu gözlemimi reddetmiyor.

Ancak 2015’e göre şartların değiştiğini ve şimdi iktidar lehine geliştiğini belirterek, şöyle diyor:

“O gün terör çok ciddi şekilde gündemdi. Bugün işin doğrusu, Türkiye sınırları içerisinde terör diye bir sıkıntı yok. Irak’ın içine kadar girmişsin. Suriye’de son gelişmeler ortada. Bu işi tamamen çözelim, eyvallah. Hepten bitsin, tamam. Ama o zamanki şartlar yok ülkede.”

Sordum.

-Bahçeli bastırmasaydı bu hamleye girişir miydiniz?

Açıklıkla yanıt verdi.

Dedi ki:

“Öyle bir ortam yoktu. Devlet bey isteyince ‘Bakalım, inşallah ortadan kaldıracak bir şey olur’ denildi. Bahçeli, büyük bir alan açtı bize. Bizim içimizde de basında da ‘MHP ile ittifak yaptıkça Kürtlerden uzaklaşıyoruz’ diyen birçok kimse vardı. Bahçeli öyle bir alan açtı ki… Ben önceden Şırnak’a gittiğimde istikrar ve terörle mücadeleden bahsediyordum. Şimdi ‘Kürtçe seçmeli ders burada kalmayacak, tabi ki daha ilerisi olacak’ diyebiliyorum. Önceden ortağa saygıdan dolayı, terslik olur diye o mevzulara girmeyip terörle mücadele anlatıyordum, bölge istikrarını konuşuyordum. Şimdi rahat rahat konuşabiliyorum.”

‘CHP düşünsün’

AK Partili yetkili temkinli bir iyimserlik içinde.

Heyete seçilen Buldan, Önder ve Ahmet Türk’ün doğru isimler olduğunu söylüyor. “Bu sefer daha akılcı gidiyor işler, öncekiler gibi değil” diye belirtiyor.

“Önceki olumsuz muydu?” diye sordum.

Şöyle karşılık verdi:

“Şartlar çok zordu. Erdoğan, tek başınaydı. Mecliste destekleyen kimse yoktu. HDP de desteklemiyordu. Demirtaş, ‘Seni başkan yaptırmayacağız' dedi. CHP o zaman randevu da vermezdi. Bugün vermesin bakayım Buldan ve Önder’e… Şimdi bir tek İyi Parti, ‘Randevu vermiyorum’ diyebilir. Diğer hepsi randevu verip konuşmak zorunda.”

AK Partili yetkili, Buldan’ın “Cumhurbaşkanı’nın ve Bahçeli’nin başlattığı bir dönem olarak adlandırsak sanki daha iyi olur” ifadesine itiraz etmiyor.

“CHP düşünsün” diyor.

Niçin mi?

“İşin çözümü pozisyonunda olmak güzel şey. CHP düşünsün… Yıllarca HDP ile dirsek teması yaptı. Şimdi nasıl oyuna girecek? Randevuya hayır diyemez. Ama yancı olacak. Nasıl siyaset üretecekler, merak ediyorum.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi