Şevval Sam sessizliğini bozdu. Kadın cinayetleri sorusuna cevabıyla tepki çekmişti

Türkiye’deki kadın cinayetlerine dair birçok ünlü sanatçıya görüşleri soruluyor. Bu isimlerden biri de ünlü şarkıcı ve oyuncu Şevval Sam oldu.

Sam, muhabirlerin kadın cinayetleri ile ilgili “Türkiye’nin makus kaderi mi?” şeklindeki sorusu üzerine Sam, “Bu gece değil, lütfen kötü şeylerden bahsetmeyelim” diyerek cevap verdi.

Şevval Sam'ın bu sözleri onu eleştiri oklarının hedefi haline getirdi. Sosyal medyada tepki çeken konuşmasıyla gündem olan Sam, eleştirilere yanıt verdi.

"ŞAŞKINLIĞIM DAHA DA ARTTI"

Sosyal medya hesabından bir video yayınlayan Sam, şu ifadeleri kullandı:

“Ben bugüne kadar başta kadın, çocuk ve hayvan hakları olmak üzere toplumsal olaylar karşısında durdurduğu yerden bir milim şaşmamış, rüzgara göre omurgasını eğmemiş ve ziyadesiyle de bunun bedelini ödemiş biri olarak konuşuyorum. İki üç gündür yapılan yorumları gördükçe, izledikçe, inanın şaşkınlığım daha da arttı. Ünlüler ne dedi, ne tepki verdi telaşı esas konuşulması gereken konunun, içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreci değerlendirme gerekliliğimizin önüne geçmeye başladı.

"SAYGISIZLIK OLACAĞINI DÜŞÜNDÜM"

Kendimi bizzat ve doğru ifade etmek adına da birkaç gün beklemek istedim. Önce şu durumu aydınlatmak istiyorum. Evet, o akşam o mecrayı doğru bulmadığım için konuşmak istemedim. Orada geçiştirmek olacak üç cümlenin, üst üste gelen acılı haberleri ve kurbanlarının çektiği acıya saygısızlık olacağını düşündüm. Eğer benden beklenen süslü cümlelerdiyse bunu hiçbir zaman yapmayacağımın bilinmesini isterim. Üzerine konuşulması gereken sisteme dair ve bunca acıya sebep olan yapısal problemler bir magazin ortamında değil, çözüm odaklı ve dönüştürücü etki yaratmak amaçla konuşulması gereken çok ciddi bir konudur.

"ÇOK TEHLİKELİ BULUYORUM"

Özellikle kitlelerin takip ettiği bazı kişilerin kendilerine birkaç kurban bulup popülizm yapmaya çalışmalarını çok tehlikeli buluyorum. Bu insanları birbirine düşürmekten, nefretten başka hiçbir işe yaramaz, çözüme dair de en ufak bir faydası olmaz. Biz tam tersine el ele verip güçlerimizi birleştirip bu acıların nasıl son bulabileceğine dair ciddi biçimde konuşmamız gerektiğine inanıyorum. Ben bugüne kadar toplumsal sorumluluğunu kalbimde hissetmiş ve üzerime düşen görevi her fırsatta yerine getirmiş olduğuma dair en ufak bir şüphe duymuyorum ve bana haksızlık etmekte hiçbir beis görmeyen toplumsal figürlerin de bir dolu yapısal sorunu çözmeye dair daha fazla kafa yormaları gerektiğini düşünüyorum.”