Cannes'dan Berlin'e ödüllü filmler Altın Koza'da buluşuyor!

Cannes'dan Berlin'e ödüllü filmler Altın Koza'da buluşuyor!
32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde Cannes’dan Berlin’e, Locarno’dan Karlovy Vary’e, dünya festivallerinden ödüllü filmler seyirciyle buluşacak.

32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, dünya festivallerinin 2025 programlarından ödüllü filmleri Adana’da buluşturuyor. Cannes’ın bu yıl çok konuşulan, ödüllü 7 filmi Adana’da ilk kez seyirciyle buluşacak.

Kleber Mendonça Filho’nun Cannes’da En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini alan sürükleyici siyasi gerilimi “Gizli Ajan” (The Secret Agent, 2025), Türkiye’de ilk kez Adana Altın Koza’da gösterilecek.

Cannes’dan En İyi Senaryo ve Ekümenik Jüri Ödülü sahibi Dardenne Kardeşler filmi “Genç Anneler” (Young Mothers, 2025), Liège’deki bir sığınma evinde yaşayan beş genç annenin hikâyesini konu alıyor.

Katalan yönetmen Carla Simón’un kendi yaşamından esinlenerek yazıp yönettiği “Romería” (2025), Türkiye prömiyerini Adana’da yapacak.

Cannes Premiere bölümünde gösterilen ve Filipinler’in Oscar adayı olan Lav Diaz imzalı “Macellan” (Magellan, 2025), efsanevi kaşif Macellan’ın mitini yıkıyor.

Christian Petzold’un Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde yarışan son filmi “Aynalar No:3, Okyanusta Bir Tekne” (Mirrors No. 3, 2025), erkek arkadaşının ölümüne sebep olan kazadan sağ kurtulan bir müzik öğrencisinin yas sürecini anlatıyor.

İranlı yönetmen Saeed Roustayi’nin Altın Palmiye adayı filmi “Ceza” (Woman and Child, 2025), iki çocuğunu tek başına büyüten dul bir hemşirenin, oğlunun trajik ölümünün ardından intikamla dolu bir kadına dönüşümünü konu alıyor.

Tunuslu yönetmen Erige Sehiri’nin Belirli Bir Bakış bölümünün açılış filmi olan “Vadedilmiş Gökyüzü” (Promised Sky, 2025), Tunus’un yoksul bir mahallesinde yaşam kurmaya çalışan üç Fildişi Sahilli kadının hikâyesini anlatıyor.

BERLİN’DEN LOCARNO’YA

Programda Cannes filmlerinin yanı sıra Berlin, Toronto ve Karlovy Vary’den filmler de yer alıyor.

Amerikan bağımsız sinemasının öncülerinden Richard Linklater’ın son filmi “Mavi Ay” (Blue Moon, 2025), 1943’te tek bir geceye yayılan hikâyesiyle Berlin’de Andrew Scott’a En İyi Yardımcı Oyuncu ödülünü kazandırdı.

blue-moon.jpg

Jim Sheridan ve David Merriman’ın yönettiği “Yeniden Yaratım” (Re-Creation, 2025), Fransız film yapımcısı Sophie Toscan du Plantier’in çözülememiş cinayetini jüri odasında kurgusal bir yeniden canlandırmayla ele alıyor.

Locarno Film Festivali’nde Altın Leopar için yarışan iki film de dikkat çekiyor. Julian Radlmaier’in yazıp yönettiği “Temmuz Hayaletleri” (Phantoms of July, 2025), Doğu Almanya’nın küçük bir kasabasında geçen hikâyesiyle göç, kimlik ve sınıf temalarını rüya ile gerçeklik arasında mizahi bir üslupla işliyor.

Naomi Kawase’nin beş yıl aradan sonra çektiği ilk kurmaca uzun metrajı “Yakushima İllüzyonu” (Yakushima’s Illusion, 2025), Japonya’da organ bağışı tabusu ve kayıpla başa çıkma üzerine felsefi bir anlatı sunuyor.

Çekyalı yönetmen Ondřej Provazník’in Karlovy Vary’de Jüri Özel Ödülü’nü alan filmi “Kırık Sesler” (Broken Voices, 2025), 1990’ların başında Çekoslovakya'da prestijli bir kız korosuna katılan 13 yaşındaki Karolína’nın hikâyesini anlatıyor.

BELGESEL TUTKUNLARI İÇİN 3 YAPIM

Belgesel severleri bu yıl üç güçlü yapım bekliyor. Abbas Fahdel’in Locarno’da En İyi Yönetmen ödülünü kazanan “Yaralı Yurdun Hikâyeleri” (Tales of the Wounded Land, 2025), Lübnan’ın güneyinde süren bombardımanların sıradan insanlar üzerindeki etkisini belgeliyor.

Nishtha Jain ve Akash Basumatari’nin ödüllü belgeseli “Devrimi Ekip Biçmek” (Farming the Revolution, 2024), Hindistan’da 2020–2021 yıllarında bir yıl süren çiftçi direnişini konu alıyor.

Aysun Bademsoy’un “Oyun Değiştiriciler” (Game Changers, 2024) belgeseli, Berlin-Kreuzberg’de Türkiyeli kadın futbolcuları ilk karşılaşmalarından 30 yıl sonra yeniden buluşturuyor.

Kaynak:ANKA