Muhterem Nur’dan şiddet itirafı: Ne olacak bir iki tokat atmış, önemi yok

Muhterem Nur’dan şiddet itirafı: Ne olacak bir iki tokat atmış, önemi yok
2. Sayfa programına katılan Muhterem Nur, hayat arkadaşı Müslüm Gürses'le ilgili şaşırtıcı bilgiler paylaştı. Nur, Müslüm Gürses'ten şiddet gördüğü iddialarına da cevap verdi.

İşte Muhterem Nur'un açıklamalarından satır başları…

“Müslüm evde çocuk gibiydi. Dışarıda çok ciddiydi ama evde çok iyiydik. Haksızlığa kesinlikle tahammülü yoktu. Evimizde çok mutluyduk, hiçbir geçimsizliğimiz yoktu. Müslüm'e ait her şeyi özlüyorum. Her zaman evin içindeymiş gibi hissediyorum, sadece sessini duyamıyorum. Aklıma onun mutfakta yanıma sokuluşları geliyor. Eline bağlamasını alıp geliyordu, “Hadi, hadi başla; ‘Şu Dağlarda Kar Olsaydım'ı söyle” derdi. Ben de söylerdim. Bütün apartmana konser verirdik, mutfaktan.”

“Anlatamayacağım kadar iyi bir insandı. Aramızda ne kıskançlık yüzünden kavga geçti, ne de ayrılmayı düşündük. 33 sene birbirimizi çok iyi anladık. Çünkü birbirimize arkadaş, karı-koca, anne-baba oluyorduk.”

“HER ŞEYİNE TAHAMMÜL ETTİM”

“Muhterem Nur, Müslüm Gürses'in şiddet uyguladığı iddialarına, ‘Her kafadan bir ses çıkıyor. Elbette ki karı-koca arasında oluyor. İlk zamanlar olmadı mı, oldu. Ama onu idare edecek kişi bendim. Her şeyine tahammüllü ettim. O bana karşı değişik tavır takındığı zaman ben susmasını bildim. Bana ne olacak bir tokat atmış, iki tokat atmış… Hiç önemi bile yok. Ben 5 dakika sonra ‘Müslümcüğüm ben sana bir çay yapayım mı?' dediğimde ‘hadi hayatım yap içelim' diyordu. ‘Keşke sağ olsaydı da başka bir kadına gitseydi' Evet, ben böyle bir açıklama yaptım. Çünkü sağ olsaydı hayatını yaşayacaktı. Belli söylediklerim çok acı olabilir ama ayrılan insanlar deli gibi severken birbirilerini unutabiliyorlar. Mühim olan şey hayatta olmasıydı, bu kadar insan onu seviyor. Ben gideceğim diye evin bütün radyatörlerini değiştirdim, bakımını yaptım. Onu bir gün karşıma aldım, ‘Müslümcüğüm, bak ben rahatsızım aniden gidebilirim ama haftasına sen bir kadın al, iyi veya kötü evlen' dedim. Bana ‘sen deli misin böyle şeyler düşünüyorsun? Niye sen öleceksin, düşmanlar ölsün…' Ben yine de ona ‘bana hakkını helal et, çok hakkın geçti' dedim. ‘Helal olsun da neden sen öleceksin, sen öleceğine ben öleyim' dedi.”