Kemal Kılıçdaroğlu: İlk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız
CHP’nin 97. yıl dönümü dolayısıyla konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "CHP'nin bir dikili ağacı bile yok" sözlerine karşı tarihten örneklerle yanıt verdi, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan partinin yaptıklarını anlattı.
Kılıçdaroğlu, “CHP sıradan parti değildir, avukat bürolarında dilekçeyle kurulan bir parti değildir. Bir demokrasi partisidir, insan hakları partisidir, sosyal devlet partisidir. Milli kurtuluşçu zihniyete dayanan bir partidir” dedi. CHP Lideri, "İlk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız ve Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu buhrandan çıkaracağız" sözünü verdi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin kuruluşunun 97. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende özetle şunları söyledi:
Tarihimizi unutturmak istiyorlar: Bu basın toplantısı diğer konuşmalardan farklı olacak. Resmi törenlerde protokolde bana da ayrılan yer var. Saygı duruşunda bulunduğumuz zaman Ankara Kalesi’ndeki dalgalanan bayrağı görürüm. O bayrak bana bu cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hatırlarım. Atatürk’ün Ankara’da nasıl çalıştığını hatırlarım. Ne koşullarda bu ülkenin kurulduğunu biliyor muyuz? Yurttaşlarımızın belki de yüzde 99’unun bilmediği bir gerçek var. Mustafa Kemal ve arkadaşları bir kooperatif kurarlar. Bu kooperatif hala yaşamını sürdürüyor. Kaçımız farkındayız? Tarihimizi unutturmak istiyorlar. Bu kooperatifler ile ilgili dökümanlar geldiğinde, Mansur Yavaş Bey’e gönderdim. Bu kooperatifi yeni şekliyle hayata geçirin dedim.
Anlamakta zorluk çekiyorum: Siyasette elbette partiler eleştirilir, siyaset arenasında görev alan her arkadaşın dikkatle dinlemesi lazım. Eksiklerimizi, yanlışlarımızı gösterebilir. Ama bir başka tarihi gerçek var. CHP o kadar acımasız eleştirilmiştir ki emin olun anlamakta bazen zorluk çekiyorum. ‘CHP’nin tek dikili ağacı yok’ demiştir. Örneğin ‘İsmet Paşa asker kaçağı’ demişlerdir. Bütün ömrü savaş meydanlarında geçen, rütbe alan nası asker kaçağı olabilir?
97. yaşımızı kutluyoruz: CHP kurulurken Gazi Mustafa Kemal Atütürk, 6 Aralık 1922’de kabul ettiği bir grup gazeteciye şu açıklamayı yapar: ‘Mütevazi bir millet bireyi sıfatıyla hayatımı sonuna kadar bu vatanın hayrına vakfeylemek amacıyla barıştan sonra halkçılık esası üzerine dayanan ve halk fırkası adıyla siyasi bir fırka kurmak niyetindeyim’ diyor. Daha önce Sivas Kongresi’nde CHP’nin omurgasının oluşturulduğu toplantıdır. Kuruluşu 9 Eylül 1923’tür. Dolayısıyla biz 97. yaşımızı kutluyoruz.
CHP, avukat bürolarında kurulmadı: CHP kadrolarının ilk söylediği cümlelerden biri şu: Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. O yıllarda onbinlerce kimsesiz vardı. 1921 yılında çocuk esirgeme kurumu kuruluyor. Çünkü yüzlerce çocuğun babası cephelerde şehit düşmüştür. Cumhuriyet sahip çıkmıştır. 10 Eylül 1921, Zonguldak’ta işçiler çalışmaktadır, çok zor koşullarda çalışmaktadır. 1921’de Amele Birliği’nin yardımlaşma sandığı kurulması sağlandı. O kadrolara saygı duyacağız, ülkeye sahip çıkıyorlar, kendi insanlarına sahip çıkıyorlar. Padişahın kulu kölesi değil, özgür vatandaş olarak konumlandırıyorlar. CHP sıradan parti değildir, avukat bürolarında dilekçeyle kurulan bir parti değildir. Bir demokrasi partisidir, insan hakları partisidir, sosyal devlet partisidir. Milli kurtuluşçu zihniyete dayanan bir partidir. CHP’ye böyle bakmak lazım.
İğne ucu kadar vicdan olur: Devleti kurdular, Meclis’i açtılar ama CHP’yi kuran herkes savaş meydanından gelmişti. Döviz kuru nedir gibi sözcüklerin hiçbirini bilmiyorlardı ama ülkenin hali perişan… İzmir İktisat Kongresi’ni topladılar, nasıl kalkındırırız dediler. Bursa’da, Urfa’da devlet üretme çiftlikleri kurdular. İlk kez madeni para basıldı. Köylü tarımla geçiniyor, piyasa ekonomisi söz konusu değil. Aşar vergisinden şikayetçiler, yaptıkları ilk iş halkın üzerinden bu vergiyi almak olmuştur. Polatlı’dan Ankara’ya gelmek bir günü alıyordu. Bir metre milli demir yolumuz yoktu. Bu genç Cumhuriyet, Malatya’ya, Sivas’a, Adana’ya, Kayseri’ye, Batman’a demir yolu götürdü. Dikili ağaç yok diyorlar. İnsanda en azından iğne ucu kadar vicdan olur. Her kuruşun hakkı yerinde verildi. Bunları yaptılar.
Demir ağlarla ördük, gerçektir: Sadece bunları yapmadılar. Kayseri’de uçak fabrikasının temelini attılar. 1923’te Cumhuriyeti kurdular, 1925’te fabrikanın temelini attılar, 1926’da güçlendirildi. Fabrika kapanana kadar 112 savaş uçağı üretildi. Tarım satış kooperatif birlikleri, CHP kurdu. Çimento fabrikaları, mensucat fabrikaları kuruldu. Bunların bir kısmını yok ettiler, sattılar. Bir kısmının faaliyeti hala sürüyor. Sadece demiryolları yapmadılar, yabancıların ellerindekileri de özelleştirdiler, devletleştirdiler. Anadolu’yu demir ağlarla ördük gerçek anlamda bir söylemdir.
Çok partili rejime neden geçmedik: Okuma yazma oranı bu hep tartışılır. 1927 yılında resmi bir sayım yapılır. Nüfusun yüzde 8’i okuma yazma biliyor, 92’si bilmiyor. Çok partili rejime reden hemen geçmedik? Hakkari’de seçim olsa seçimin başında okuma yazma bilen birini bulabilecek miydik? Bunların hepsi aşıldı. Millet Mektepleri kuruldu. 2 milyon kişi okuma yazma öğrenmişlerdir, kız öğrencilerinin sayısı fazladır. CHP bunları yapmıştır. Kötü mü yanlış mı yapmıştır?
O fabrikaları CHP kurdu, dedeleriniz çalıştı: 1930 önemli bir yıl. Osmanlı parasını kim basardı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuruldu. Eğer bir devlet kendi parasını basamazsa, ona devlet diyemezsiniz. 1932 1937 arası. Savaştan çıkmış bir devlet var, ikinci dünya savaşı kokuları geliyor. Türkiye hazırlanmak zorunda. Kırıkkale’de silah sanayi kurulur. Oyumuzun en düşük olduğu ildir. O fabrikayı CHP kurdu. Sizin dedeleriniz o fabrikalarda çalıştı. Şimdi o fabrikaların durumu nedir? Isparta’nın gülü meşhurdur. Gül yağı fabrikası kuruldu. O fabrikayı kuranlar da CHP’lidir.
Yolsuzlukla mücadele bugüne özgü değil: Merkez Bankası 1947 tarihli açıklamasında, Merkez Bankası’nın bünyesinde 176 ton altın var. Osmanlı’nın borcunu ödüyorsunuz, fabrikalar açıyorsunuz. Ama 1950’lerin sonunda Türkiye Cumhuriyeti yardım almak zorunda kalır. CHP yolsuzlukla da mücadele etmiştir, sadece bugüne özgü değil köklerimizden geliyor. Her kuruşun hakkını savundular.
Trump ile kendini eşitin olarak görmüyorsun: CHP kadroları, ülkenin çıkarları söz konusuysa gerisi teferruattır diyen kadrolardır. Bugün ‘Ben Trump’a takdim ettim.’ Ne demek takdim etmek? Sen eşitin olarak bile görmüyorsun.
Gelmeyi bilmek gibi gitmeyi de bilmelisiniz: 1950 seçimlerinde DP iktidar olur İsmet İnönü Çankaya’dan evine yürüyerek evine gider. Gazeteciler sorar 'Paşam yenildiniz', 'Bu yenilgi benim en büyük zaferimdir' der. Çünkü demokrasi kazanmıştır. İktidara gelip, iktidardan gitmemek için her türlü dümeni yaparsanız demokrasiye en büyük darbeyi vurursunuz. Gelmeyi bilmek gibi gitmeyi de bilmelisiniz.
Kabahat bizde, vatandaşı dinleyeceğiz: Yanlışımız hatamız elsette olabilir ama ana eksenimiz hiç değişmemiştir. Bu ana ekseni gelecek yüzyıla uzatıyoruz. Bu yüzden Çağrı Beyannamesi hazırladık. Devleti yönetenler düşünmüşler midir? Böyle bir kapasiteleri yok. Uzun süre CHP iktidar olamadı. Bunun kabahati vatandaşta değil bizde. Vatandaşın derdini dinleyeceksiniz, gezeceksiniz. Köy köy gezmez vatandaşın sofrasına oturmazsanız bu iş olmaz. Gezecek, vatandaşın derdini dinleyecek, çok sert eleştirse bile sabredeceksin. Bir vatandaşın sizi eleştirmesi çok değerlidir. ‘Bu eleştirileri yapayım da benim sorunumu çözer.’ Bu anlama gelir bu eleştiriler.
Huzuru getireceğiz: Rüşvet yiyenlerin büyükelçi olarak atanmadığı bir ülke, 'Oğlum paraları sıfırladın mı' sözlerinin söylenmediği bir ülke. Bu ülkeye huzuru getirmeye kararlıyız."
Söz veriyorum: Çağrı Beyannamesi’nin özünde yatan şudur: Her evde her ailede huzurun olmasını isteyen Türkiye. Yolsuzluk yapanların elçi olarak atanmadığı Türkiye. Biz bu güzel ülkeyi, yeniden inşa etmekte kararlıyız. Gün gün takip ediyoruz. Günün 24 saati çalışacağız. Kararlılıkla çalışacağız. Herkesin Türkiye Cumhuriyeti’ne saygı duyduğu bir Türkiye inşa edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum.
İlk seçimde iktidar olacağız: İlk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız ve Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu buhrandan çıkaracağız. Söz veriyorum en geç beş yıl içinde Türkiye, bölgesinde kavganın olmadığı, huzurun olduğu, işbirliğinin olduğu, üretimin pik noktasına ulaştığı, işsizliğin büyük ölçüde önlendiği ve herkesin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne saygı duyduğu bir Türkiye inşa edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum."